oldu cân hem bezm-i cânân, dinlemem sussun cihân / Gûş-i cânım dinlesin ârm-ı cânım söylesin"der ve söz söylemeye yetkinolanların dışındakileri sükûta daveteder.
Eğer ortada söylenmesi gerekenden fazla söz dolaşıyor hele ki çoğu da çelişiyorsa, geriye "algı kirliliği" kalıyor. Piyasalar zaten algı terörü ile saldırı altında iken döviz için her kafadan birses çıkması, sükûnet sağlamıyor.
Doların yılbaşından bu yana yaşadığı tırmanıştan söz ediyoruz. Aslında bu konuda söz söyleme hakkı MerkezBankası'nın... Bunu sadece başkanının beyanı ile değil, elindeki olağanüstü enstrümanlarıkullanarak söyler.
Doğru zamanda, doğru yönde atacağı adımlarla piyasayı tanzim eder, kafa karışıklığını giderir, kaygılar üzerinden "sağlıksız fiyatoluşumunu" önler. Çünkü temel amacı olan fiyat istikrarı için dolar kurunun stratejik önemini bilir.
Yalnızca stratejiyi değil, enflasyonu indirme hedefi olduğundandolayı kurdaki artışın etkilerini dehesaba katar. Nitekim nisanda başkanlıkgörevini devralan ve büyümeyide öncelikleri arasına koyan Murat Çetinkaya döviz kurunu herkesten daha yakından takip eder.
Ancak "doları olan konuşuyor" misali her kafadan bir ses çıkarsa ne olur? Olanlar ortada zaten; son 1ayda doların serencamı bunu bize gösteriyor. Bu yüzden diyorum ki konuşması gereken tek kurum, atacağı adımlarla, Merkez Bankası'dır.
Merkez dün repo ihalesi açmayarak piyasaya "buradayım, ensenizdeyim" mesajını vererek dolarda %2.6'lık düşüş sağladı. Bankalara adeta TL basamayacağınıza göre lira ihtiyacınızı ya gelin benden alın veya topladığınız dövizleri satarak lira ihtiyacınızı karşılayın ayarı verdi.
Paranın patronu Merkez, kendi lisanıyla konuşup dövizi indirebileceğini gösterdi. Üstelik üzerinde oluşturulan "faiz artır" baskısını da hesaba katarak bunu yapabildi.
Yakın geçmişe bakın, Merkez'in sessizliği (5.5 puanlık faiz artışı öncesi elindekisilahları kullanmayarak) veya çok konuşması (daha önce zarf açılışına dahi gidipbeyanat veren başkanlar örneği) daimasorun olmuştur. Ekonomi bürokrasisi, kanaat önderleri ve piyasa yapıcılar olarak bize düşen, kendi kaygı ve beklentilerini ivazsızca dile getirmemektir. Herkes sussun Merkezkonuşsun derken kastettiğim tam da budur.
Aksi halde yazımın başında alıntıladığım Muallim Naci'nin aynı şiirinin son beytine geliriz: "Bir zemân oldu bana sengimezarım tercemân / Ben yoruldumsöylemekten tercemânm söylesin."
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.