SİYASET

Elvan Alkaya : Kıyıya Vuran Çocuk

Tarih
03 Eylül 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Elvan Alkaya

3 Eylül 2015

Ben aslında daha konuşmayı bile tam beceremiyorum efendim. Ama fotoğrafımı gören abla, ‘Gel kalemime kon’ dedi, ben de onun parmaklarında dile geldim. Kumsaldaki fotoğrafımı görenlerin, hem yüreğine hem gözyaşına düşmüşüm. Ben de kıyıya vuran bedenime acıyanlara iki kelam laf edeyim dedim.

 

Önce kendimi tanıtayım size. Benim adım Aylan. 3 yaşındayım. Suriye’de doğan ve 3 yaşına gelebilen şanslı bebeklerden biriyim. Neden şanslı olmama şaşırdınız efendim? Tabii ki şanslıyım. Bizim buralarda varil bombaları altında doğup 1 yaşını göremeyen yüzlerce bebek var. Ben iç savaşı iliklerine kadar hisseden, kendi vatanında parya olan bir ailenin hastalık, yokluk ve kıtlık içinde 3 yaşına kadar getirebildiği nadir çocuklardan biriyim.

 

Size biraz memleketimi anlatayım. Benim oynadığım sokaklar molozla kaplı olduğu için, bir çocuk istediği kadar çamurla, tozla oynayabilir. Geceleri evimizde ışık karartmaca, kim bombalama sesi altında daha hızlı uyuyacak, çatışma sonrası kurşunlardan harabeye dönen evden başka bir sığınağa koşmaca oynarız. Gündüzleri ise keskin nişancı amcalardan kaçma oyunlarımız vardır. Bugüne kadar keskin nişancı abilerin sobelediği 500’e yakın çocuğun yanında, ben ve abim bu oyunda hiç yenilmeyerek büyük bir başarıya imza attık efendim.

 

Benim topraklarımda mazot yoksa hayat yoktur efendim. Leş gibi kokan şeyde ne varsa; elektriğimizden suyumuza, hastanedeki ameliyatlarımızdan yiyeceğimiz ekmeğe kadar her şeyin kaynağı odur. Son 3 ayda 75 kuruştan 6 liraya yükselince işler iyice karıştı. Derken önce akrabalarımız, sonra da komşularımız memleketi terk etmeye başladı. Kimisi kilometrelerce yolu yürüyerek, kimisi arabalarla güzel diyarlara gittiler.

 

Velhasıl kelam efendim; biz de onlara uyup, evden eve yer değiştirmece oynarken yanımıza aldığımız eşyaları topladık ve Türkiye’ye gelip, bir kampa yerleştik. Annem, “Memlekette savaş bitince tekrar geri döneriz” diye beklemeye başladı. Kamp hayatı çok güzeldi benim için. Farklı farklı oyunlar öğrendik. Yiyecek daha boldu. Hayatımda ilk defa okul gördüm düşünsenize.

 

Ama annemle babamın yüzü bir türlü gülmüyordu efendim. Bizi savaş bitmeden tekrar göndermek isteyenler varmış. Babam şehirde çalışırken bazı adamlar ona kötü kötü sözler söylüyorlarmış. Babam Bodrum diye bir yer söyleyip durdu. “Bizim için kişi başı 1200, benle abim için 600 dolar istiyorlar” dedi babam. Annem de tamam dedi. Biz gene yollara koyulduk.

 

Ben Bodrum’u hava saldırılarında saklandığımız sığınak gibi bir yer zannetmiştim. Meğerse değilmiş. Ben hiç böyle değişik bir yer görmemiştim. Toprağın bittiği yerden su başlayan yeri gösterip sordum, “Bu ne anne?” dedim. “Deniz” diye cevap verdi annem. Denizi ilk gördüğümde sevdim. İçinde balık diye hayvanlar yaşarmış, bana anlattılar. Ben hiç balık görmemiştim efendim. Öyle heyecanlandım ki.

Annem, ”Denizden Yunanistan adında başka bir ülkeye gideceğiz” dedi. Kıyıda ellerimizde poşetlerimizle beklemeye başladık. Yanımızdan güzel kokulu, güzel yüzlü, güzel kıyafetli abilerle ablalar geçti. Ben onlara hayranlıkla bakarken onlar bana neden kızgın baktılar anlayamadım efendim ama hepsini çok beğendim. Geceleri yanar döner ışıklar altında dükkanlar vardı, içinden müzik sesleri geliyordu. Gece altında uyuduğum ağacın altında müzik sesi bana ninni gibi geldi. Ne güzeldi…

 

Derken sabah olmadan abimle beni uyandırdı annem kızgınlıkla. “Can simidi olmadan ne yaparız” diye çıkışıyordu babama. “Tanesi 35 liradan olunca param yetmedi” dedi babam, boynunu büktü. Annem de dayanamadı susuverdi babamı görünce. Sahile doğru gidene kadar dua edip durdu.

 

Kıyıda amcalar sessizce babamla konuştular. Babam bir tomar para sıkıştırdı ellerine. Annem, babam, abim ve diğer insanlarla birlikte bizi yastık gibi bir şeyin üstüne koydular. Anneme sordum, “Bunun adı şişme bot bizi karşı kıyıya götürecek” dedi. Şişme botumuzu denize doğru ittirdiler. Görünce çok sevdiğim ama karanlık olunca korktuğum denizin üzerinde gitmeye başladık.

 

Uykumu alamamıştım, yolculukta uyuyakalmışım. Bağırtıların arasında uyandım. “Şişme bot su alıyor” yardım edin diye bağırıyorlardı. Etrafta hiçbir şey görünmüyordu. Kapkaranlıktı. Derken elbiselerim ıslanmaya, bot da hızla içine su alıp batmaya başladı. Annem bana ve abime sarıldı. Kendimizi denizin içinde buluverdik. Denizde yürümek yokmuş, yüzmek gerekirmiş. Bizim oyunlarımız arasında ‘şişme bot su alırsa yüzerek kaç’ olmayınca yüzemedik efendim.

 

Başka kıyıya gidelim derken, çok merak ettiğim balıklarla kaynaşıp, dönüp dolaşıp aynı kıyılara böyle geldik efendim. Siz beni kumsalda yatarken ve Jandarma abinin kucağına aldığı zaman çekilen fotoğraflar sayesindegörmüşsünüz. Pek ağlamışsınız, çok üzülmüşsünüz.Üzülmeyin efendim. Annem “Savaştan kaçan masum kaderimizin yükü şişme bota ağır geldi” diyor. Suriye’deki zalimin zulmünden, merhamete iltica etme oyunumuzda yenildik sadece. Allah da sığınacak yerimiz olmayınca bizi cennetine aldı…

 

NOT:Suriye Savaşının Bilançosu: Suriye’deki iç savaş nedeniyle 350 bin çocuk öksüz kaldı. Ülkedeki yardıma muhtaç çocuk sayısı 4,3 milyon. Son 3 yılda savaş nedeniyle 10 bini aşkın çocuk öldü. Bu çatışmalardan 5,5 milyon çocuk etkilendi. (Ülkedeki toplam çocuk sayısının %56’sı.Çocuk sığınmacı sayısı, 1 milyon 311 bini aştı. Bu çocukların yaklaşık 425 bini, 5 yaşın altında. Esad’ın kimyasal silah saldırısında yüzlerce çocuk hayatını kaybetti. Suriye’de halen 18 yaşından küçük 11 bin 525 çocuk gözaltında tutuluyor.Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göre ise, Mısır’da 59 bin 596, Irak’ta 90 bin 247, Ürdün’de 310 bin 820, Lübnan’da 537 bin 633 ve Türkiye’de ise 379 bin 792 Suriyeli çocuk bulunuyor. 37 bin 498 Suriyeli çocuk ise mülteci olarak komşu ülkelerde doğdu.

Türkiye’de bulunan 379 bin 792 Suriyeli çocuğun, 111 bini, 5 yaşın altındaki çocuklardan oluşuyor. AFAD verilerine göre, Türkiye’deki Geçici Barınma Merkezlerinde (GBM) 119 bin 169 Suriyeli çocuk yaşıyor. Bu rakam, barınma merkezlerinde konaklayan toplam Suriyeli sayısının % 54,5’i. 68 bin 638 Suriyeli çocuk eğitimlerine Türkiye’deki barınma merkezlerinde kurulan okullarda devam ediyor. Bu okullarda sene kaybetmemeleri için çocuklara, Suriye okullarındaki müfredata uygun dersler veriliyor. Suriyeli çocuklar ayrıca, Türkçe dersleri de alıyor.Türkiye’de eğitim alan çocuklar bir diğer yandan da psikolojik destek alıyor. Türkiye’deki barınma merkezlerinde bugüne kadar 11 bin 249 Suriyeli çocuk doğdu.

 

Tarihe Kara Leke Olarak Geçecek Açıklamalar:  “Daha iyi bir yaşam için, insanlar sürü halinde Calais'e gidiyor. İngiltere sığınılacak bir liman değil.” David Cameron/ İngiltere Başbakanı

“Akdeniz'de göçmen kaçakçılığı için kullanılan botların tespit edilerek imhası için BM Güvenlik Konseyi'ne teklif sunacağız.” François Hollande/ Fransa'nın Sosyalist Partili Cumhurbaşkanı

“Suriyeli göçmenlerden sadece Hristiyan olanlarını ülkeye kabul edeceğiz. ”Slovakya Hükümeti

seslimakale.com

[email protected]

@ElvanKavi


YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;