YAŞAM

Elvan Alkaya : Çoban Profesör: Hüseyin Yılmaz

Tarih
09 Nisan 2019
İzlenme
Kişi
Yazar
Elvan Alkaya

Hüseyin Yılmaz, 1924 yılında Denizli’nin Acıpayam Yumrutaş Köyü’nde Abdurrahman Hoca ve Rukiye Hanım’ın oğlu olarak sıcak bir Perşembe günü dünyaya geldi. Annesini 4 yaşında kaybetti. İlkokulun 3 sınıfını okudu. 4 ve 5. sınıfı da okumak için babasının bir tanıdığı olan Fırıncı Mehmet Ali hocaya gidip velisi olmasını istedi ve okula yazıldı. Bu durumu öğrenen babası hüzünle fakir olduklarını ve Hüseyin’in zayıf bir çocuk olduğundan hasta olur diye korktuğunu anlatıp,oğlunu köye geri götürdü.

11 yaşında babasını kaybettikten sonra ablası ve eniştesi ile birlikte yaşayan Hüseyin durumları kötü olduğu için okula gidemedi. Yılda iki üç kere evden kaçıp okumanın yollarını aradı. Bu durum yüzünden ablasıyla sık sık tartışan Hüseyin sonunda evi terk etti. Amcasının yanında ve yakın dostlarının yanında kalmaya başladı ve çobanlık yaptı.

Hüseyin köydeki öğretmeninden okumak için yardım istedi. Evde gördüğü şiddet ve sefalete gönlü razı olmayan öğretmeni onu Denizli’ye götürmeye razı oldu. Köyden ayrılırken sadece halası ile vedalaşan Hüseyin Yılmaz’ın yanında azıcık azığı, kucağında ise küçük oğlağı vardı.

Oğlağını 2,5 liraya satarak Denizli’ye giden bir kamyona binen Hüseyin Yılmaz bu vesile ile Denizli’nin ünlü iş adamlarından Ali Rıza Kaşıkçı ile tanıştı. Öğretmeni yolda verdikleri mola sırasında Hüseyin Yılmaz’ın durumunu Ali Rıza Bey’e anlattı. O sırada küçük Hüseyin bir taşın üzerinde oturuyordu. Ali Rıza Bey duyduklarına üzülerek , ‘Vah zavallı çocuk’ diye serzenişte bulundu. Hüseyin Yılmaz bu söze yıldırım gibi cevap verdi: ‘Ben zavallı değilim, benim sadece hamim yok!’

Ali Rıza Bey bu zeki çocuğun elinden tutulması gerektiğine inandı ve ona iş teklifinde bulundu. Hüseyin Yılmaz bu teklife teşekkür etti ama okuma arzusunda olduğunu ve bunun imkanlarını arayacağını söyledi. Bunu duyan Ali Rıza Bey başka bir teklifte bulundu. Kendi çocuğunun olmadığını ve baldızının küçük kızını evlat edindiklerini söyledi.  ‘Sen de benim oğlum olursan seni istediğin yerde okutabilirim’ dedi. Hüseyin Yılmaz bu teklifi sevinçle kabul etti. Ali Rıza Bey ve ailesiyle 2 yıl kalan Yılmaz ilkokulu bitirince Ulusal Parasız Yatılı Okuma sınavına girdi ve birincilikle kazandı. Ortaokulu Buca’da tamamladıktan sonra Denizli’ye döndü ve liseyi Denizli Lisesi’nde okudu.

Hüseyin’deki keskin zekayı okulundaki öğretmenler de fark etti. Katıldığı yarışmalardan birinde, Hüseyin’e matematik kitabı hediye edildi. Başarısının ödülünü heyecanla karşılayan Hüseyin, bir gecede bitirdi kitabını. Sabah ilk iş Fen Bilgisi öğretmeninin yanına gitti ve ‘Bu kitapta eksiklikler var’ diyerek kitaba şerh düştü. Öğretmen, Hüseyin’in eksiklik gördüğü konuya baktı, ‘Görecelilik Teorisi’ydi… Hüseyin’in Fen Bilgisi öğretmeni, okul yıllarında kendisine öğretmenlik yapan İstanbul Teknik Üniversitesi profesörü Nusret Kürkçüoğlu’na mektup yazarak, yaşadıklarını iletti. Nusret hocadan şu yanıt geldi: “Hüseyin liseyi bitirince İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği'ne gelsin”

Hüseyin Denizli Lisesi’nden mezun olunca İstanbul Teknik Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girmeye hak kazandı. Haydarpaşa Hastanesi’nde sağlık raporu almak için gittiğinde soluğu sıcak kloroform kokusu onun İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği'ni seçmesine vesile oldu. Üniversitede kapsamlı çalışmalar yaptı, ancak çalışmalarındaki bilim derinliği hocalarının onu anlamasına yetmedi. Üniversitedeki öğretmenlerinden biri, "Bu çalışmalarını bilse bilse Amerika Boston'daki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (MIT) görevli Prof. Dr. Morse bilir' dedi ve Hüseyin Yılmaz’ın çalışmalarını Morse’a mektupla gönderdi. Prof. Morse mektubu okudu ve şöyle cevapladı: “Hüseyin’in bu yaptığını 5 sene önce bir grup buldu. Ama bunu Hüseyin’in tek başına bulması olağanüstü bir şey. Biz Hüseyin’in tüm masraflarını karşılayacağız, Amerika’ya gelsin”

İngilizce bilgisi olmadan Yılmaz, Boston'a gitti. Hüseyin Yılmaz,  MIT’te Prof Morse’u buldu. Tez hocasını olmasını istedi. Ancak iki kişi arasında iletişimde sıkıntılar yaşandı, çünkü Hüseyin Yılmaz’ın İngilizcesi pek iyi değildi. Hüseyin Yılmaz Prof. Morse’a “Write on the blackboard” dedi. Prof. Morse da Hüseyin’in tez konusu olacak konuyu tahtaya yazdı ve Hüseyin de bunu defterine geçirip üniversiteden ayrıldı ve tez çalışmalarına başladı.

MIT’te genelde tez konuları 5 senede bitirilebiliyor olmasına rağmen Hüseyin Yılmaz ise çalışmasını 3 ay sonra bitirip hocasının karşısına çıktı. Hüseyin Yılmaz’ın tezi Profesör Fauche tarafından Sorbonne Üniversitesi’ne oradan da Massacchusetts Institute of Technology(MIT)e gönderildi. Her iki üniversiteden de doktora öğrencisi olarak kabul gördü.  Hüseyin Yılmaz MIT’i seçti.  

MIT’de geçirdiği süre boyunca fizik dünyasında birçok önemli çalışmaya katkıda bulundu. Bunlardan biri, ünlü “Yılmaz Yerçekimi Teorisi”dir. Bilim dünyası ikiye bölen ve Einstein’in kuramına karşı çıkan Yılmaz Kütle Çekim Kuramı literatüre girdi. 1960'larda Edwin Land'in Evrim Teorisi'yle ilgili görüşlerinden yola çıkarak renk algısına yönelik yeni bir evrimsel teori geliştirdi. Sesle kumanda edilen bilgisayarı 1960’ların başında Hüseyin Yılmaz yaptı. Einstein’ın Gravitasyon Teorisini değiştirdi. Newton’un ışık teorisini tamamladı. Experimental Psycology’nin temel kanunu buldu.

Bugün ABD’deki bazı kurumlar sosyal sorumluluk projesi olarak Hüseyin Yılmaz’ın hayat hikayesini örnek gösterip, zeki çoban çocuklarını bularak yardım eli uzatmaktadır. Türkiye’de ise; Hüseyin Yılmaz’ın yaşam hikayesi bilinmemekte ve her sene liseye giriş sınavında birinci olan çoban çocuklara hayretle bakılmaktadır…

Kaynak : seslimakale.com.tr

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • Nusret

    10 Nisan 2019 10:52
    6 0
    Sayenizde Öğrendim ve Gururlandım, Kaleminize Sağlık.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;