SİYASET

Ali Turhan : Muhsin Yazıcıoğlu ve gerçek istihbarat

Tarih
01 Ağustos 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Ali Turhan

El yazısıyla yazılmış bir yazı,  5. Blok 5inci koğuşta kaleme alınmış,  Selanik caddesinden  başlayıp Mamak cezaevine kadar uzayan bir dilekçe.

 Tarih 28 ocak 1981,  yani memleketin kana bulandığı, hayatta kalanlarında bir kalasa bağlanıp tavana asıldığı İşkence ve hakaretin birkaç soysuzun iki dudağının arasında olduğu yıllar.

 İnsanların birbirine bugün asılan varmı diye sorduğu  ve herkezin bir idolojiye bağlı olmak zorunda kalıp kutuplaştırıldığı yıllar.

 15 temmuzda bizim engellediğimiz darbenin Kenan evren ve dış güçler tarafından yapıldığı, ülkede tozun dumana karıştığı o günlerde, vatansever bir adamın temelleri atılıyordu.

Bu dilekçe her gün yapılan akıl almaz işkenceleri sıkıyönetim komutanlığına bildirmek için yazılmıştı.  Fiziki Baskılara karşı isyan tamamdı da ya vicdanın daki baskı.  En yakın arkadaşları teker teker darağacına gidiyor ve o bir şey yapamıyordu.  Burası insanoğlunun çaresizliğini dibine kadar hissettiği yerdi .  Ceza evine düşen her adam gibi o da rabbiyle buluşuyordu.  Ömrünün sonuna kadar taşıyacağı maneviyatı bu karanlık odalara borçluydu. Taceddin dergâhındayken de karanlıkla arası iyiydi. Sandukaların yanına inip az uyumamıştı. Kendini ne zaman teskin etse düşüncelerinden sıyrılıp dergâhta açardı gözlerini. Alışıyordu zamanla yapılanlara bu kötü muamele ne kadar sürebilirdi ki.

  Tam 7,5 yıl sürdü hem de bir gün bile ceza almadan .

  Sonrasın da özgürlük…

Takvimler 20 Ekim 1991 gösterirken sağ cenahın kurmuş olduğu ittifakın Sivas milletvekili olarak meclis çatısı altına girdi. Kötü günler bitmiş vatana şuurlu hizmet dönemi başlamıştı.  Kendi deyimiyle bildikleriyle amel etme dönemi.

 Zaman içerisin de Türk İslam sentezi, Türklük vurgusundaki yüksek İslam anlayışı ve tasavvufla donattığı şuuru onu M. Esat COŞAN R.A yoluna düşürmüştü.  Tacettin dergâhında almış olduğu hazzı şimdi daha da katlanmış şekilde hem de bir faniden alıyordu. Kendini tamamlamasını sağlayan ve içindeki boşluğu dolduran Esad hocaya ilk fırsatta hocam sen bizim ak şemseddinimiz ol bizde milletimizin fatihi olalım demişti. Özal dönemini kanaat önderi olarak geçiren tasavvuf alimi, bu nazik isteğe karşılık  Yazıcıoğlunun elinden tutulmuş ve her fırsatta kilit rol oynamasına yardımcı olmuştur. Bu temasından sonra 5 arkadaşıyla beraber şimdiki MHP den ayrılmış ve BBP kurmuştur. Yine akabinde ara seçimlerde 11 arkadaşıyla beraber Anavatan partisinden vekil seçilmişti. Burada da tüm görüşmeleri Esad hoca ayarlamış ve halletmiştir. Böylelikle tekke de devlete  temasının kesilmeden devam ettiğinin  belgesini de vermiş oluyordu.  Özal döneminden rahatsız olan üst akıl bir kez daha hesaplarının bozulmasıyla karşı karşıyaydı. Türkiye ne zaman İslam çizgisine yaklaşsa mutlaka devlette bu ekibin mensupları oluyordu. Hatta Esat hoca avusturalya ya  yerleşmeden önceki son haccında temas edilmiş.  Sevenlerinin önünü açmak ve daha büyük güç kullanır hale getirmek için teklifte bulunmuşlardı.  Esat hoca da haram paraya  bu yolun tamah etmeyeceğini belirtmiş ve duymazdan gelmişti. Daha da ayrıntı verilmek gerekirse aynı teklifin değişik zamanda bizzat terör örgütü lideri fettullah gülen tarafından da yinelendiği  ikili sohbetlerinde kendisi tarafından söylenmiştir. Kendini sevenlere hiçbir zaman o oluşuma cemaat dedirtmemiş, terörist başını hoca olarak kabul etmemiştir.

    Yazıcıoğlu 28 şubat sürecini yapanlar tarafından sayısız defa tehtid edildi. 1000 yıl sürecek olan post modern darbe döneminde de,  İsrailli liderlerin meclis ziyaretinde de  gündeme bomba gibi düşecek açıklamalarda bulundu. Onu sevenler dik duruşundan memnundu  , haliyle  sevenleri olduğu gibi   düşmanları da mevcuttu.

Elle tutulur şeyler yapmak gerekiyordu.

 İstihbaratı en güçlü siyasiydi, Türkiye de yeni bir oluşum olacağını öğrenmiş.  Yakından izlemeye başlamıştı. Ülke menfaatine gelen görüşmeleri siyaseti karıştırmadan yapan yazıcıoğlu  devlet adına yeni bir görev üslenmişti.  Bu yeni oluşuma katkı koyacak ama önceliği balkanlar olacaktı.

17 Haziran 2000 de Makedon yada  yani evladı Fatih’an da   Tetova, Kalkandelen  şehrinde  500 yıldır ayakta olan harabati baba tekkesinde toplanıldı.

 R.T. Erdoğan ve ismi sır gibi saklanan altı kişi bir hafta boyunca  yeni  Türkiye sürecini, kurulacak olan yeni parti ve ismini, ayrıca İslami oluşumların kaybettiği kazanımları nasıl geri alacaklarını konuşup  karara bağladılar.

 Ev sahipliğini Makedonya anayasa mahkeme üyesi  Av Salih murat yapıyor  bina güvenliğini ise UÇK  sağlıyordu.  Bu toplantı da oldukları düşünülen  iki net isim varki   Muhsin YAZICIOĞLU, R.T. Erdoğan, konuşulan konularsa şunlar.

ALINAN KARARLAR:

İktidar değişikliği için yeni bir parti kurulacak.  Balkanlarda kosavanın bağımsızlığı sağlanacak. Hanedanlar bir çatı altında toplanıcak. Emanet olarak taşınan sancak yeni Türkiye için teslim alınacak. Başkanlık sistemi ve görevlendirmeler tamamlanacak. Başkanlık olmazsa bile R.T.  Erdoğan bay başkan olarak anılacak. Başkanlık sisteminde başbakan Muhsin yazıcığlu olacak ve  reis olarak anılacak.   Türkçe konuşan ülkeler arası istihbarat kurulacak.

KARAR AYRINTILARI:

Yeni kurulacak partinin adı  Esat Coşanın tavsiyesi olan AK parti kullanılacak. Partinin beyin takımına bu isim İsmail kahraman tarafından duyurulacak. Daha önce fazilet partisinin kuruluşunda da  tavsiyede bulunmuş olduğu için garipsenmiyecek fikir babası ekibin abisi olduğu için daha az direnç gösterilecekti.

Kosavanın bağımsızlığı için lokal dernekler kurulacak. Öne çıkan isimler belirlenecek. Sırplardan sıkılan ABD nin sabırsızlığını kullanıp pazarlık yapılacak olur alınacaktı. Üst akıl görüşmelerini yapacak olan isim Hakan FİDAN.  parayla alakalı olan kısmı TİKA üzerinden  organize edecek ve restorasyon yapılacak camilerde istediği gibi adam yerleştirecekti.

Erdoğanın bay başkan olarak anılacağı maddeye gelince. Anketler yapılacak güven endeksinde yüksek çıkan oluşumlar dağıtılacak. Güç odağı olduğu düşünülen sistem devreden çıkarılacak.  Bay başkana duyulan sempati kemikleştirilecek. Muhalefet en etkisiz hale getirilecek. Görsel ekranlarla filmlerle desteklenecek zihinlerde büyük ve yeni Osmanlı figürü kalıcı hale getirilecek. 

Hanedan konusuna gelince hepsi İstanbul da ikamet ettirilecek. Adlarına bir vakıf kurulacak  üzerlerinde mal olmasına izin verilmeden korunacak ve aynı dili konuşmaları sağlanacak.

 Sancak maddesi ise bay başkan İslam karşıtı söylemleri olanlara karşı dik duracak. Dünya üzerinde zulüm gören her Müslüman için devreye girilecek.  Hangi ülkede başkanlığa aday olsa seçilecek konuma getirilecek. Siyonizm  bayrağını sallayan ülke, şirket aile küresel düşman kabul edilecek. Ve Müslümanların parası İstanbul da toplanacak. Ayasofya başkanlığın resmi hediyesi olarak Müslümanlara lanse edilecek. Tüm güçle İslam birliği için çalışılacak. Tüm bunlar için kutsal emanetler kullanılacak ve sancak görüşmede bulunacaktır.

Reis maddesi.  Başkanlık sistemi geldiğinde Yazıcıoğlu başbakan olacak. Sağ partilerin uç kısmı olanları topluyacak. Direnç gösterecek olan ülkücüleri ikna edecek. Yurt dışında bulunan ülkücüleri dernekleştirecek.  Menfaatlerimizin dışında hareket eden ülkeleri terbiye edecek. Siyasete giren Türklerin öne çıkmasını sağlayacak ve kendilerini kaybetmesini önleyecektir.

Türkçe konuşan ülkeler dış işleri çağırılacak organize olmalarını istenecek. Azerbaycan merkez ofis kurulacak. Her ay 4 konu üzerine toplanılacak. Enerji konusu her ay ele alınacak. Diğer 3 madde değişken olacaktır. Türkçe konuşan insanlar çoğaltılacak. Ülkelere Türk okulları açılacak ve bu ülkeler dünyanın en ucundan başlayacaktır. Bu konuda Avusturalyadaki çalışmaları ve doğru tespitlerden dolayı yine Esat coşanın ekibinden yardım alınacak. Avrupanın modern sömürgesine karşı konulacaktı.

 Akabinde ve detayında…

Tam 8 yıl boyunca çalışarak kosavanın bağımsızlığı alındı. Karşılığında ise  Türkiye büyüyecekti bir süre sözlerinde durdular. Üst akıl menfaatleri bittiğinde ne yapması gerektiğini çok iyi biliyordu. Bu toplantıdan kısa bir zaman sonra bu ekibin  manevi liderini avusturalya da  MI5’in kolonilerinin birinde katliyam gibi bir suikastla ortadan kaldırdı. Çok enterasandır, bu katliyamdan tam 8 yıl sonra yazıcı oğlunu da  bir başka  suikastle ortan kaldırdılar.  Üst akıl kontrolü zor liderleri sevmiyorlardı. Ve dedikodulara bakılırsa gülen çetesi burada da taşeronluk yapmıştı. Suikastı  eski bir dosyaya atıfta bulunarak 7 TİP’li cinayetinde ki isimlerden birisinin havacılık dairesindeki akrabasına organize ettirmişler. Yani bir devri böylece kapatmışlardı. En büyük darbeyse  Cumhurbaşkanı Erdoğana olmuştu o güne kadar ‘usta’ olarak anılırken  25 Mart 2009 günü resmi şekilde REİS olmuş.  Başbakanı katledildiği için başkanlık sistemi  beş yıllığına rafa kalkmış. Üst aklın talimatıyla ülkeyi ateş çemberine almışlardır. Muhsin yazıcıoğlunun ölümüyle  devletin müdahele gücünün azaltmak için çeşitli baskılar oluşmuş. Defaatle devirme planları denenmiştir. Es cümleyse Muhsin yazıcı oğlu hainler için düşürülmüş en  büyük kale.

Şimdi hayatta olsaydı  nasıl olurdu.  Sınır ötesi operasyonlar yapıp pensilvanyadakine suikast yapmazmıydı. Akıncılar üssünü yakmazmıydı. En azından eş zamanlı birkaç büyükelçiyi rehin almazmıydı.Meydanlarda alperenler  kürsüde  rahmetli reis olsa olamazmıydı. Neyse …Düşünmesi bile hoş. 15 temmuz yeni Muhsinlere kavuştuğumuz yegane tarih. Bu olanağı bize sağlayan rabbime hamdolsun Bu millet  nezdinde vatansever ve yiğid olan tüm şehitlerimize bir fatihayı çok görmeyelim. Saygılarımla.

seslimakale
1 Ağustos 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;