GÜNCEL

Faruk Aksoy : “Oy ve gerisi…”

Tarih
31 Ekim 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Faruk Aksoy

31 Ekim 2015

Yarın seçim var, memleketimiz için hayırlı uğurlu olsun.
Siyasi partiler, rahatsızlık vermeden, etrafı kirletip gürültü yapmadan işin üstesinden geldiler ve alkışı hak ettiler.
Bu anlayışlı ortam, biraz da 7 Haziran'ın etkisiyle oluştu, kabul etmek lazım.
Hazır sandıklar kurulmuşken “demokrasi ve seçim” konusunda, bazı saptamalarım var, izninizle onları paylaşmak istiyorum.

Baştan söyleyeyim, bu ülkenin beklentileri, bir ya da birkaç seçimle giderilemez.
Bilmeliyiz ki, seçimlerden demokrasi çıkmaz, ancak ve ancak demokrasilerden seçim çıkar.
Seçim sonuçlarına göre demokrasi vaadinde bulunmak aymazlıktır, kandırmacadır, halka saygısızlıktır.
Neden böyle söylüyorum, açıklayayım;
Bu ülkede, toplam oyun %56'sı, aşiret, akraba, soy, sülale, cemaat, mezhep, dernek ve farklı ilişkiler ağının kararları doğrultusunda kullanılıyor.
Ne demek olduğunu düşündünüz mü, verdiğim oranın?
Yani, 28 milyon seçmen, demokratik düzenin tam manasıyla 'yerleşmemesi' adına oy kullanıyor.
28 milyon oy, oy sahiplerinin iradesi dışında, başka odakların karar vermesiyle sandığa atılıyor.
Yaşadığım bir olayı anlatayım, hak vereceksiniz bana…

2002'de, Erzurum'un, Horasan ilçesinin Mollaahmet Köyü'nde, asker öğretmen olarak görev yapıyordum.
Yaşlı bir adam vardı köyde, iyi giyiniyordu, üst perdeden konuşuyordu, Cuma namazına geldiğinde, halk hürmet gösteriyordu ona.
Sonradan öğrendim ki, bu adamın üç oğlu varmış ve tıpkı masallarda olduğu gibi, bu üç oğlanın üçü de birbirinden maharetliymiş.
Birisi, cumhuriyet başsavcısı, birisi bir bankanın bölge müdürü, diğeri de ilçenin en büyük tüccarıymış.
Tüccar olan oğlan, DYP'liymiş ve zahire işiyle uğraşıyormuş.
Sadece, o köy değil, etraftaki bütün köylerin, bu aileye ihtiyacı oluyormuş ve tabiatıyla da ilişkilerini sıkı tutabilmek için, alışverişlerini onlardan yapıyorlarmış.

2002 seçimlerinde, Türkiye'de, Ak Parti fırtınası eserken, Mollaahmet halkı, Türkiye gibi düşünmedi ve Züğürt Ağa filmindeki 'devrimci umudu' boşa çıkarırcasına, oylar, tüccar oğlanın partisi DYP'ye gitti.
Fransız hukukçu Montesquieu'nün; “İnsanların bilgisi azsa, yerleşik olan şeye daha kuvvetlice sarılırlar” sözünü hatırlamıştım, o zaman.
Hangi bilgiden bahsediyordu kahramanımız, anlayamamıştım.
Yukarıda anlattığım köyün insanları neyi bileceklerdi de, bu cendereden kurtulacaklardı, olup biteni bilmeyen, görmeyen mi vardı sanki.

Hepimiz bu toplumun bir parçasıyız.
Söyleyin bakalım, tanış kahvehanede, ocakçıdan çay isteyince, kaş göz hareketiyle; “Beş dakika sonra taze çay açacağım” işaretini almayanınız var mı?

Yabancı bir kahvehanede denesenize bunu, saniyesinde bayat çayı koyarlar önünüze.
Demem odur ki, bu memlekette, sadece bir bardak taze çay içmek için bile ocakçıyı tanımanız ve mahalleden torpilli olmanız lazım.
Sebahattin Ali'nin, dürüst kaymakamı Selahattin Bey, değil miydi, okuryazar olmayan Kuyucaklı Yusuf'u, kızı Muazzez'le evlendi diye, memuriyete alan?
Oysa ki, o' Sebahattin Ali, adil ve tarafsız bir dünyanın peşinden koşarken vurulmuştu, Dupnisa Mağarası'nın ağzında.

Tekrar söylüyorum, seçim yapıyoruz diye, demokratik, adil, dürüst bir sistemin hüküm sürdüğünü söyleyemeyiz, ancak demokratik sistemlerin bir özelliği de, seçimlerin yapılmasıdır, diyebiliriz.
Herkes oyunu kuralına göre oynuyor, adını başka şekilde koyuyor.

Mesela Puşkin, iyi bir romancıdır, ama ırkçı bir Rus'tur, Aragon, kıymetli bir şairdir, ama medeniyet faşistidir, Wagner, dahi bir müzisyendir ama Nazizm'in akıl hocasıdır, Apollinaire, kesinlikle bir yazardır ama militarizmin babasıdır ve nihayetinde Mollaahmet Köyü, Kürt köyüdür ama DYP'nin kalesidir ve herkes kendi halinde yorgun birer demokrattır, anlatabildim mi…?

Neyse, yarın seçim var.
Oy ve ötesinden çok daha önemli olan oy ve gerisidir.

Şunu kimse unutmasın; bazen muhalefetteki, iktidardakini devirmek için, o' kadar ışıltılı bir faşizm yükseltir ki, yıktığı demokratlığın altında, en az elli yıl kalır.

Kalır mı kalır, kalmaz demeyin, o iş gene size kalır.
Bunu bilirseniz, “örgütlü muhalefet faşizminin” demokrasiyle alakası olmadığını da bilirsiniz.
Bana sorarsanız, ki niye sorasınız ama, ben yine de söyleyeyim;
'Kimi seçiyorsanız seçin de, oyunuzun gerisine bakın, ötesini sonra göreceksiniz zaten…'

Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;