SİYASET

Faruk Aksoy : Atalay cinayetleri işlerken tekbir getirmedi mi?!...

Tarih
12 Haziran 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Faruk Aksoy

Bakıyorum da “seri katil Atalay” işini, profesyonelce kitabına uyduruyorsunuz hemen.

Psikologları konuşturuyorsunuz, psikiyatrlardan yardım alıyorsunuz, sarışın çocuğunuzun işlediği cinayetleri “ruh sağlığı bozulmuş” birine yıkmaya çalışıyorsunuz, ne iş!

İyi eğitimli, maceracı, modayı takip eden bir genç olan Atalay'ın babasının Türk Hava Kuvvetlerinde pilotluk yaptığını, çok iyi eğitim aldığını, modern, çağdaş ve laik ilkelerle çoluk çocuğunu yetiştirdiği falan anlatmıyorsunuz, hayırdır!

Hatta it dalaşında, bir Yunan jetinin düşmesinde gösterdiği kıvraklıktan bahsedip, Atalay'la ilgili özel sorgulamaların önünü tıkamaya çalışıyorsunuz, kurnazlık yapıyorsunuz, değil mi?...



Bu Atalay, Galatasaray Lisesi'nde okumuş ama insan kasabı olmuş, buna hiç vurgu yapmıyorsunuz!

Hatta “Galatasaray Lisesi Kapatılsın” pankartlarıyla İstiklal Caddesi'nde yürümüyorsunuz!

Bu Atalay, Sakarya İmam Hatip Lisesi mezunu olsaydı, “Sevgilisi Olga'yı da Hıristiyan olduğu için öldürdü” diyecektiniz, değil mi?!...

Az şerefsiz değilsiniz yahu, mübarek Ramazan'da kötü konuşturuyorsunuz insanı!…

Şimdi ben de diyorum ki; “ Bu Atalay, tarih öğretmeni Fatma Kayıkçı'yı, başörtüsü nefreti yüzünden öldürdü!” ne diyeceksiniz?!...

“Evine sığınan gence iş veren, yetmedi yatacak yer veren, yetmedi kardeş bilen mütedeyyin bir Anadolu ailesini perişan eden katil, Batılılaşma projesinin imalatıdır, batsın sizin çağdaşlığınız!” desem ne diyeceksiniz, edepsizler!...

Ne oldu, hani başkasına yaşam hakkı tanımıyordu muhafazakarlar, herkesi ama herkesi yok etmek istiyorlardı, bağnaz okullarda yetişmişlerdi, ne oldu, bu Atalay ezberinizi bozdu galiba, ne diyorsunuz bu işe?

Öyle ya, Bekir Çoşkun'un ideal gençleri Atalay ve Göktuğ, lise değişim programıyla Paris'e gitmişlerdi, muhtemelen iyi derecede Fransızca, İngilizce ve anlaşabilecekleri kadar da Almanca konuşup, Olga ve Eleni ile tanışmışlardı, sonra Atalay, Olga'yı, Göktuğ da Eleni'yi kapmıştı, manita yapmışlardı.

Kızlar, Atalay ve Göktuğ'un evine taşınmışlardı, şeriat gelmesin diye “kızlı erkekli” olmuşlardı, iyi de korunmuşlar ama bir türlü mesut ve mutlu olamamışlardı.

Bunlardan hiç bahsetmiyorsunuz, ne iş!...

İşlenen cinayetlerle, katilin ve maktullerin hayatlarını, tercihlerini, eğitimlerini, dünya görüşlerini itina ile ayırıyorsunuz, işi polisiye roman tadında okuyorsunuz…



Aslında kendi hayatınızı temize çekiyorsunuz değil mi?

Kendi tercihlerinizin doğurduğu enfeksiyonların tedavisiyle meşgulsünüz değil mi?

Evet bunu yapmaya çalışıyorsunuz, bir bataklıktan sessizce yaşamınızı kurtarmaya çalışıyorsunuz, değil mi?

Gerçekten söylüyorum, az şerefsiz değilsiniz yahu!

“Lise değişim programları, çoluk çocuğu katil yapıyor, derhal durdurulsun” demiyorsunuz, mesela…

Yusuf Kaplan, Erasmus programına bir laf etmişti de adamı yedi kat yerin dibine gömmüştünüz, nasıl olacak şimdi, bu Atalay işi?

Hani Ensar Vakfı'nda, sapığın biri minnacık çocukları kirletmişti de, siz bu işe “kurumsal olarak” bakmıştınız ya!

Günlerce vakıf yöneticileri dertlerini anlatmaya çalışmışlardı, hatta Ahmet Hakan bile, “Bir adamın işlediği suç, kurumunu bağlamaz, herkesin alnına karalar çalmaz” demişti de siz ısrarla “Müslümanlar tacizcidir” yaygarasıyla iftira atmıştınız ya, unuttunuz mu o yaptıklarınız?!...

O zaman bir psikoloğa danışmak, bir psikiyatrla, çocuk tacizi kepazeliğinin şahsiliği üzerine söyleşi yapmak aklınıza gelmedi mi?

Gelmez mi, bal gibi de geldi ama diyorum ya, ruhunuz kara, vicdanınız kapkara, kalpleriniz bağlı, gözleriniz ama!...

Müslüman adam öldürür, Müslüman sapıktır, Müslüman sözünde durmaz, Müslüman gericidir, Müslüman yobazdır, Müslüman hırsızdır, Müslüman, Müslüman, Müslüman!…



Yahu Atalay, seni bir yerlerden tanıyorum ben ama, sen de bu Gezi işlerine bulaşmış olabilir misin?

Yok şunun için diyorum, öyle bir özgürlükçü havan var ya, benzetiyorum galiba, neyse…

Gerçekten olanlara aldırma Atalay, takma kafana, ne de olsa Wilhelm Wundt'un, laboratuvarı seni aklamak için, Hira Nur Dağı da bizim tedavimiz için var.

Yenişafak
12 Haziran 2016 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;