Sesli Makale

Koş vatandaş koş son anketi açıklıyorum.

“Son ankette Cumhuriyet Halk Partisi %55 tek başına aldığı oyla iktidara geliyor.”

“Cumhuriyet Halk Partisi aynı zamanda, cumhurbaşkanlığında da, hiçbir parti ile ittifak yapmaksızın kendi listesinden bir ismi seçtirebiliyor.”

Bitmedi.

Koş vatandaş koş.

“Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde ilk defa genel seçimlerde Ak Parti’yi geçiyor.”

Böyle böyle devam ediyor anket çalışmaları. 

Siz bu anket çalışmalarını yakından tanıyorsunuz.

2007 seçimlerinde Ak Parti sandığa gömülecekti. Olmadı.

2011 seçimlerinde gömülecekti yine olmadı.

2018; “bu sefer tamam.”

Oldu mu, yine olmadı.

Ama 2023 kesin arkadaşlar.

Öyle kesin ki CHP’nin ittifak üyeleri ile birlikte oyları %65’e ulaşmıştı.

Ne çıktı?

Koca bir fos.

Şimdi yine aynı mavalları okuyorlar.

“Kararsızların oyları CHP’ye gidiyor”muş.

“CHP tek başına Ak Parti’nin oylarını üç puan beş puan geçiyor”muş.

Artık “ilk seçimin kazananı CHP olacak”mış!

Affedersiniz ama beyler siz daha kurultayınızın iptal edilip edilmeyeceğini bile bilmiyorsunuz.

Genel başkanlık seçiminizin para karşılığı delege satın alınmasıyla yapılıp yapılmadığını henüz daha mahkemeler karara bağlamadı.

Yapılacak ilk seçime, kayyımla mı girersiniz, yoksa normal bir yönetimle mi, o bile belli değil.

Fonladığınız medya ile algı üzerine algı yapıyorsunuz.

Her gün bir başka yalan, her gün bir başka algı operasyonu.

Aynı anda üç pistin, uçak inişi ve kalkışında hizmet verdiği İstanbul Havalimanı dün hizmete girdi.

Bu özellikte Avrupa’da başka bir ülke yok.

Ama adamlar üniversitelileri kışkırtmakla yetinmediler şimdi de liselileri sokaklara dökmenin peşindeler.

Gençlerin yaptıkları işin yanlışlığını fark etmemeleri için de cesaret hapı ile takviye de bulunuyorlar.

Neymiş?

Gençler artık üniversitelisi ile liselisi ile hepsi siyasi iktidardan şikayetçiymiş.

İyi de 2007’dekiler şikayetçi değil miydi. 2011’dekiler ya da 2018’dekiler?.

Hepsini geçtik 2023’teki Z kusağı, Ak Parti’yi tepetaklak yapmayacak mıydı?

N’oldu?

Kim tepetaklak oldu?

O kadar geri zekalılar ki. Üniversitelileri konuşturuyorlar.

Adını vermekten korkan bir üniversiteli şöyle diyormuş:

“Gençler her şeyin farkında, gençler susmuyor, korkmuyor, itaat etmiyor. Atatürk’ün kurduğu bu Cumhuriyet’e kendileri için ve kendilerinden sonra gelecek her nesil için sahip çıkıyor, sahip çıkıyoruz.”

Ulan kaz kafalı üniversiteli.. Hem “itaat etmiyoruz”, diyorsun.. Hem de 90 yıl önceki cumhurbaşkanına itaatin kralını deklare edip, “Atatürk’ün kurduğu bu Cumhuriyet” diye söze giriyorsun.

İtaat etmiyorsan, hiç kimseye itaat etmeyeceksin. Herkesi sorgulayacaksın, herkese karşı suskun olmayacaksın.

“Atatürk’e itaat ederim, başkasına itaat etmem” diyorsan. Kaypak olduğunu, işine geldiği gibi, kimine itaat edip kimine itaat etmediğini itiraf etmiş oluyorsun.

Bir başka kaz kafalı, ismini vermekten kaçınan üniversiteli ise Cumhuriyet’e şöyle demiş: “Önümüzde bir örnek var, iptal edilen diploma. Her birimiz, bunun yarın bir gün başımıza gelebileceği, emeklerimizin tek bir emirle küf olacağı korkusuyla o sokaklara iniyoruz.”

Ben üniversiteli olduğunu iddia eden bu kişiye kaz kafalı demeyeyim de ne diyeyim?

Ördek kafalı mı diyeyim.

Yoksa en güzel tanımlama “karga kafalı” demek mi!

Eğer bu arkadaş, gerçekten bir üniversiteye kaydını yaptırmış, hakkıyla orayı kazanmış bir üniversiteli ise..

Açık açık bize söylesin, “500 puanla girilen bir fakülteye, 380 puanla girilir mi girilmez mi.

Giren bir çakal çıkarsa, onun diplomasını iptal etmek devletin görevi midir değil midir?”

Ne istiyorsunuz?

Çakal sizin mahalleden diye, ona ses çıkarılmamasını mı?

Sanırsınız ki Ekrem İmamoğlu’nun diploması iptal edilirken, beyefendinin alnının teri ile gittiği bir fakülte var. Kayıt yaptırırken kendisine Girne Amerikan Üniversitesi’nden geldiği halde, başka bir üniversiteden gelmiş gibi yazdırmamış.

Sanırsınız ki Ekrem İmamoğlu’nun avukatları ölümüne bir savunma yaparak, hak ettiği bir fakülteye kaydını yaptırıp mezun olduğunu savunabilmiş.

Buna rağmen diploması iptal olmuş.

Mal mısınız oğlum siz!

Adamın caldığı sizin üniversite hakkınız.

Eğer siz de hırsızlıkla üniversiteye girdiyseniz, şimdiden söyleyin de 30 yıl beklemeden girişinizi iptal ettirelim.

Öyle bir profesyonel yalancıyla karşı karşıyayız ki.

Adam başkan oldu belediyenin ödemesi gereken halk otobüslerinin alacağını ödemiyor, dün halk otobüsü şoförlerinin protestosuna muhatap oluyor, buna tek kelime ile ne kendisi ne de bürokratları cevap veremiyor.

Ama aynı muhterem adam, zirai don sebebiyle daha ikinci gününde devletin çiftçilerin tüm zararlarını hemen şimdi acilen ödemesi gerektiğini cezaevinden bildirebiliyor.

Be ahlaksız adam, halk otobüsü şoförleri bir yıla iki yıla varan alacaklardan bahsediyorlar. Şoför çalıştırdıklarını, maaşlarını verdiklerini, yaktıkları mazotun parasını ödediklerini, ama İBB’den almaları gereken bilet paralarını alamadıklarını söylüyorlar.  Sen onlara tek cevap veremiyorsun. Ama “zirai don” sebebiyle henüz ne zarar oluştu bilinmeden, çiftçilere hemen ödeme yapılmasını istiyorsun.

Ekrem İmamoğlu tutuklandı şu an cezaevinde. Ama İBB, yolsuzluktan tutuklanan Ekrem İmamoğlu’na yönelik ne suçlama yapılıyorsa, kamu parasından maaş alan elemanlar fazlasıyla cevap yetiştirmeye çalışıyorlar.

Hani verdikleri cevapla cevap olsa.

Son açıklamaları Spor Kulübü A.Ş. Başkanı Fatih Keleş’in İBBye ait Florya’da makam odası olduğu ve orada rüşvet paralarını topladığına dair iddialar.

İbb diyor ki, “Florya’da Fatih Keleş‘in odası yoktur. Florya’daki İBB’ye ait mekan, İstanbullunun kullanımına açılmıştır.”

Söyler misiniz, yalancı ne olsun?

yazının devamı