SİYASET

Emin Pazarcı : Vurun da azıcık vicdanlı olun!

Tarih
05 Mart 2018
İzlenme
Kişi
Yazar
Emin Pazarcı
 Alabildiğine sindirilmiş, öz güvenimizi yitirmiştik. Küçücük kazanımlarla mutlu oluyorduk, hasret kalmıştık başarıya…

Kardak Krizi sırasında, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in “O bayrak inecek, o asker gidecek” sözlerini hatırlayın! “İşte bu” demiştik. Dünyalar bizim olmuştu. O bayrak inip, o asker gittiğinde, mutluluktan havaya uçmuştuk.

Çünkü…

Sınırından içeri girerken, Yunanlıların bizi böcek gibi ilaçladığı yıllardı 1990’lar. Gururumuzla oynayıp aşağılarlardı bizi. Bizzat yaşadım ben bunları.

İşte o günlerden bu günlere geldik. Dün, Zeytin Dalı Operasyonu çerçevesinde Raco’ya girdik. Yıllardır büyük tahkimatın yapıldığı bir yer orası. İçinde de batının üzerine oynadığı, büyük ümit bağlayıp ciddi destekler verdiği PYD-PKK’lılar bulunuyordu.

Bir günde düştü.

Ama, 1995’te üç-beş Yunan askerini püskürttüğümüz Kardak Krizi kadar ses getirmedi. Sevindik elbette, fakat o günkü kadar mutlu olamadık. Çünkü, o ezilmiş, sindirilmiş Türkiye yok artık. Alıştık biz başarıya.

Terörle mücadelede de aynısı olmuyor mu?..

Dün, üç-beş teröristin etkisiz hale getirilmesini büyük başarı olarak kabul ediyorduk. Artık her gün onlarcası yok oluyor. Normal, günlük hadiseler olarak görüyoruz bu gelişmeleri.

Belki üzerinde durup düşünmüyoruz, ama çok büyük bir değişim-dönüşüm yaşadı Türkiye!

Nasıl oldu peki? Kim yaptı bunu? Peş peşe yaşanan başarıların altına imza atıp, millete bu öz güveni kim aşıladı?

Severiz, sevmeyiz, beğeniriz beğenmeyiz; fakat hakkı teslim ekmek lazım. Recep Tayyip Erdoğansayesinde oldu bütün bunlar. Dün hayal dahi edilemeyenler, bugün gerçeğe dönüştü.

***

Başlamışken devam edelim isterseniz…

İnönü’den alıp, Demirel ve Ecevit’e kadar gidelim. Batı’nın iyi yüzlü politikalarını ve çifte standardını yüzlerine Erdoğan kadar açıklıkla vuran bir lider geldi mi bu ülkeye? Türkiye’ye yönelik düşmanca tutumlarını Erdoğan gibi net ortaya koyan başka bir isim var mı?

Eskiden onlarla aynı fotoğraf karesi içine girmek için Batıya koşardı bizim liderlerimiz. Rahmetli Özal bile baba Bush’un çiftliğine gidip, sarmaş-dolaş fotoğraflar çektirerek, Türkiye’de politika yapmaya çalıştı. Erdoğan ise, uyguladıkları adaletsizlikleri ortaya koymak için karşılarına çıkıyor. Asya ve Afrika’daki mazlumların yanına ise sarılıp, destek vermeye gidiyor.

Eskiden bir tek “Kardeş Pakistanımız” vardı bizim. Sovyetler Birliği çöktükten sonra ona Azerbaycan da eklendi. Hepsi bu kadardı. Bugün ise, Asya’dan Afrika’ya o kadar çok kardeşimiz var ki!.. Türkiye’nin adını duyduklarında toparlanıyorlar. En ufak bir sıkıntıya düştüğümüzde camilere koşup, bizim için dualar ediyorlar.

Tabi ki durup dururken olmadı bunlar. Gergef gibi işlenen ince bir dış politika sonucunda ortaya çıktı. Türkiye’nin samimiyetini gördüler çünkü!

***

Rahmetli Erbakan’ın hayalleri vardı…

İnanç özgürlüğü istiyordu, milli sanayi hamlesinden bahsediyordu. Bunun için ciddi bedeller ödedi ama yapamadı. Çoğu bugün gerçeğe dönüştü.

Alparslan Türkeş, milliyetçi bir isimdi. “Irkçılık” ve “Turancılıkla” suçlandı. Sürgünler ve işkenceler altında geçti hayatı. İstediği adımları atamadı. Türkiye ise bugün “kızıl elma” diyor, televizyonlarda “turan ellerden” bahseden şarkılar çalınıyor. Millet ve milliyet kavramının önemi her fırsatta dile getiriliyor.

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu“Nizam-ı Alem” ülküsünün peşinde koşuyordu. Anlatamadı, anlaşılamadı. Ama bugün devletin televizyonunda yayınlanan dizilerde “Nizam-ı Alem” ve “İlayı Kelimatullah” hedefi ortaya konuluyor.

Solun her kesimi “Bağımsız Türkiye” sloganları atarak ortalıkta dolaşıyordu. Dün hayaldi, ama son yıllarda “Bağımsız Türkiye’yi” gerçeğe dönüştürecek adımlar atıldı.

Bülent Ecevit, “sosyal adaletin” önemine inanmıştı. Varoşların “Kara Oğlanı” idi. Ama onun döneminde bile “Devlet ve SSK hastaneleri” ayrımı vardı. Türkiye, bugün olduğu gibi sosyal adaleti geliştirememişti.

Süleyman Demirel, “Barajlar Kralı” olarak adlandırılan bir isimdi. Adı hep büyük projelerle anılıyordu. Son dönemde atılan adımlar Demirel’in hedeflerini çok gerilerde bıraktı.

Bu örnekleri çoğaltıp devam ettirmek mümkün…

İşte “milli mutabakat” denilen de budur! Marjinal, yıkıcı ve bölücü unsurlar istisna edilirse, siyasi yelpazenin solundan sağına kadar herkesin ve her kesimin mutlu olabileceği gelişmeler sağladı Türkiye.

Şimdi, “Nasıl oldu bütün bunlar, kim yaptı, Erdoğan’ın kararlılığı olmasaydı başarılabilir miydi?”gibi pek çok soru önümüzde duruyor. Bunlar, cevabı belli sorular. Kızılsa da eleştirilse de beğenilmese de bir Erdoğan gerçeği var önümüzde. Bundan ötesi sadece boş laf!..

Akşam
5 Mart 2018

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • Nusret

    06 Mart 2018 09:28
    3 0
    İşte bu yazıyı bütün Ülkemiz Okumalı ve Devletimize sahip çıkalım...
  • İbrahim Dönmez

    05 Mart 2018 10:57
    6 0
    Çok objektif bir yazı. Şahsen Ülkücü hareket içinde yaşadım. İdeal fikirlerimiz vardı. Slogan halinde kalmışlardı. ERDOĞAN geldi. Çoğu sloganlarımız icraata dönüşüyor, çok şükür. Lider yürüyor, ardından Milletimiz yürüyor, yürümeye devam edecektir menzile kadar inşallah..!
  • İbrahim Dönmez

    05 Mart 2018 10:57
    5 0
    Çok objektif bir yazı. Şahsen Ülkücü hareket içinde yaşadım. İdeal fikirlerimiz vardı. Slogan halinde kalmışlardı. ERDOĞAN geldi. Çoğu sloganlarımız icraata dönüşüyor, çok şükür. Lider yürüyor, ardından Milletimiz yürüyor, yürümeye devam edecektir menzile kadar inşallah..!
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;