Güzel bir adım, olumlu bir gelişme. Konu, önümüzdeki yasama döneminde Meclis’e gelecekmiş. Türkçenin yerine geçen yabancı kelimeler ayıklanacak, tabela ve panolarda yer alan İngilizce duyurular engellenecekmiş. Artık, şirket ve AVM isimleri de Türkçe olacakmış.
Ortada ciddi bir sıkıntı var yalnız…
Bence önce devletten başlamak gerekiyor temizliğe. İlk adımda devletin kullandığı dilin düzelmesi gerekiyor. Aylardır “pandemi” ile yatıp “pandemi” ile kalkıyoruz. Yerine bir türlü “salgın” kelimesini koyamadık. Bir de “filyasyon” var: Israrla kullanmaya devam ediyoruz. “Tarama” ya da bir başka Türkçe kelime bulamadık yerine. Artık yerleşen ve terk edilmesi zor olan “sosyal mesafe” sözcükleri de evlere şenlik! Doğru ifade olan “fiziki mesafeyi” bir tek Cumhurbaşkanı kullanıyor. Devletin bütün kurumları oldukça farklı bir anlam ifade eden “sosyal mesafeden” bahsediyor.
Madem bir temizlik yapılacak…
Önce kapının önünden başlamak gerekmez mi?
***
Bunlar sadece örnekler içinden seçilen çarpıcı birkaç örnek. Yıllardır Türkçe’nin kanayan yarasıdır bu katliam!
Dilimizi, içinde Türkçe kelimelerin de bulunduğu melez bir dil haline getirdik. Genellikle anlamlarını bile tam olarak bilmediğimiz yabancı kelimeleri kullanmayı marifet sayıyoruz. Çoğu zaman da komik duruma düşüyoruz. Ama ısrarla devam ediyoruz…
Mesela pek çok devlet kurumu “inovasyon” toplantıları yapıyor. Bunun için reklamlar verip davetiyeler gönderiyor. Herhalde Türkçe “yenilik” ya da “yenileşme” kelimelerinin kullanılmasından utanılıyor. İngilizce “inovasyon” denildiği zaman daha bir “havalı” olduğu düşünülüyor!
YORUMLAR
1952 kez izlendi
2104 kez izlendi
978 kez izlendi
1296 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.