Sesli Makale

FETÖ’cü Bülent Keneş’in şu yaptığına bakın…

Bu defa da PKK sözcülüğüne soyunmuş. Sosyal medyada, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum olarak atanan, Ankara’nın Etimesgut İlçesi Kaymakamı Cumali Atilla için şu ifadeleri kullanmış:

“Hasan Ölçer duruyorken kayyum atanan Atilla’ya şimdiden Allah rahmet eylesin! Yakınlarının başı sağ olsun! Terör örgütü PKK affetmez.”

Tek kelimeyle iğrenç bir ifade bu…

Nasıl bir kin ve nefret içinde ki, bu tür ifadeler kullanabiliyor! Terör örgütü PKK adına ölüm tehditleri yağdırabiliyor!

Bu adamla Akın İpek’in Bugün Gazetesi’ni satın aldığı dönemde yollarımız kesişti. Çünkü, Ekrem Dumanlı’nın tavsiyesi üzerine gazetenin başına getirildi. Apar topar Genel Yayın Müdürü yapıldı.

O dönemde Mehmet Ali Ilıcak Bugün’de CEO konumundaydı. Çok iyi hatırlıyorum, bu adamı görüp tanıyınca, çok direndi. Akın İpek’e “Madem Genel Yayın Müdürü’nü değiştireceksin, bak elimizde Selahattin Sadıkoğlu gibi tecrübeli isimler var. Onlardan birini yap, bununla yürümez” türünden tavsiyelerde bulundu.

Akın İpek’in bir kulağından girdi, diğerinden çıktı. Çünkü FETÖ’ye teslim olmuştu. Oradan gelen talimatları yerine getirmek zorundaydı.

Ilıcak, sonunda dayanamayıp, “Ya o, ya ben” dedi. Akın İpek de “o” cevabını vererek, Mehmet Ali Ilıcak’a kapıyı gösterdi.

???

O günlerde Ilıcak’a sormuştum:

-Neden böyle yaptın ve bıraktın?

Hiç unutmuyorum, aynen şu cevabı vermişti:

-Sen hiç bu adamla karşılıklı oturdun mu? Hiç böyle birine dayanmak zorunda kaldın mı? Böylesine itici bir insan gördün mü? Afrasından, tafrasından, havasından yanına yaklaşılmıyor. Daha fazla dayanamazdım buna.

Yine hiç unutmuyorum, Mehmet Ali Ilıcak, annesi Nazlı Ilıcak’a da mealen şu sözleri söylemişti:

-Senin “cemaat” dediğin bunlar mı? İçlerinde hep mi bu tür kompleksli insanlar var? Ben birkaç ay bunlarla beraber olmak zorunda kaldım. Bir tane düzgününe rastlamadım. Sayıyorum, sayıyorum, bir tane normali çıkmıyor.

Evet, aynen öyle!

Aynı tornadan çıkmış gibi garip insanlar bunlar. Kin ve nefret duyguları, biat kültürüyle birleşmiş acayip yaratıklar!

???

Şöyle geçmişe doğru dönüp baktığımda, kendi kendime “Sen ne çektin be Emin” diyesim geliyor…

Akın İpek, Bugün’ü satın aldığında, ben de gazetenin Ankara Bürosundaydım. Bugün kanun kaçağı olan ve ABD’de bulunan Adem Yavuz Arslan isimli birini Ankara Temsilcisi olarak getirdiler.

Tecrübesizdi, Ankara’yı tanımıyordu, yeterli birikimi yoktu, kısacası son derece yetersizdi. Tek özelliği FETÖ’nün has adamlarından biri olmasıydı.

O günlerde büroda Akın İpek’in yeğeni olan, ancak bu yapıyla ilgisi bulunmayan bir kızımız da vardı. Adem Yavuz Arslan’ı bir süre izledi, hal ve hareketleri üzerine tepki gösterdi. Oturduğu masanın arkasına şu yazıyı astı:

“Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa, orada güneş batıyor demektir.”

Tabii, Adem Yavuz Arslan son derece rahatsız oldu. Sonunda, Akın İpek’in yeğenine sordu:

-Sen bunu benim için mi astın?

Beklediği “hayır” cevabını alamadı. Buna rağmen, o yazıyı oradan kaldırtamadı. Hazmetmek zorunda kaldı.

“Bunlar acayip yaratıklar” ifadesini durup dururken kullanmadım. Bunların büyük bölümü böyle! Pek çok önemli değerden nasiplerini almamışlar. İçlerinde yüzlerine tükürüldüğünde “Ya Rabbi şükür” diyebilecek tipler var!

Hiç unutmuyorum, Akın İpek tarafından gazeteden kovulup, dava açtığımda bu adam duruşmaya gelip yüzüme baka baka yalancı şahitlik bile yapmıştı.

???

Fetullah Gülen denilen adam bu ülkeye çok büyük zararlar verdi. Ancak, bana göre verdiği en büyük zarar, omurgasız, bukalemun tipli ve hiçbir değeri olmayan, ülke düşmanı tipler yetiştirmesi oldu!

Üstelik bunu da İslam adına yaptı. Adı “Müslüman”, içi riya dolu ve yabancı uşağı bir güruh oluşturdu.

Tam bir “ört ki ölem” durumu!

Akşam
4 Kasım 2016