DÜNYA

Merve Şebnem Oruç : Sykes-Picot mu yıkılacak, Vestfalya 2.0 mı gelecek?

Tarih
18 Nisan 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Merve Şebnem Oruç

Arap Baharı'yla beraber diktatörler domino taşları gibi yıkılmaya başladığında sorduğumuz sorulardan biri, 'Sykes-Picot düzeni yıkılıyor mu?' idi. Bahar kışa, devrimler karşı devrimlere döndüğünde ise, acaba 'Sykes-Picot güncelleniyor mu?' diye sormaya başladık. IŞİD 2014'te Musul'u alıp Suriye ve Irak arasındaki sınırı sembolik olarak yıkarak 'Sykes-Picot yıkılmıştır' dediğinde, 'hilafet' gibi, 'İslam Birliği' gibi temennilerle beraber bu heyecanı da çoğu Müslümanın elinden aldı. Artık bu konuların hiçbirini birkaç yıl önceki gibi iştahla konuşmuyoruz.

Oysa Batı'nın politika belirleyicileri, Arap devrimleri Suriye'yle beraber bir mezhep savaşına döndüğünden beri başka şeyler konuşuyorlar. Meselenin özünde 'dine karşı sekülerizm' olduğunu mesela... Ya da 17. yy'da Avrupa'yı kasıp kavuran mezhep savaşlarının bitişini ve Vestfalya Anlaşmalarını... Dönemin Avrupasını günümüzün Orta Doğusuyla karşılaştırıp mevcut kaosu bitirip düzeni sağlamanın ancak benzeri bir çözümle mümkün olduğunu söylüyorlar.

Bu fikri savunanların önde gelenlerinden biri de Henry Kissinger. Yıllardır Amerikan dış politikasına ilişkin hangi taşı kaldırsanız altından adı çıkan Kissinger bugün 92 yaşında ve kafası hala zehir gibi çalışıyor. Arap-İsrail Savaşları'ndan tutun, dünyayı ABD Doları'nın kölesi haline getiren petro-dolar döngü sisteminin mimarı olmasına kadar her işte parmağı olan Kisisnger, 2014 yılında yayınlanan son kitabı 'Dünya Düzeni'nde, Orta Doğu'nun bugünkü durumunu 17. yy. Avrupasına benzeterek, Avrupa'da da çeşitli Hıristiyan grupların yıllarca birbirini öldürdüklerini, ama sonunda birlikte yaşamak zorunda olduklarını anladıklarını söylüyor; birlikte ama ayrı.

Hatırlayalım, Vestfalya'yla beraber Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu yenilmiş, kazanan egemenlik/özerklik ve sekülarizm olmuştu. Vestfalya aynı zamanda ulus-devlet kavramının da doğuşuydu. Batı nüfuzu dünyaya yayıldıkça, Vestfalya'da benimsenen prensipler uluslararası hukuk ve mevcut dünya düzeninin normlarını oluşturmuştu.

Yani Kissinger, özetle Orta Doğu'nun barışabilmesi için parçalanması gerektiğini iddia ediyordu. Batılı gazetelerde yayınlanan yeni haritaların kimler tarafından dolaşıma sokulduğunu anlıyorsunuzdur. Yani Kissinger aklı, bizi güncellenmiş bir Sykes-Picot düzenine, Sykes-Picot'tan bahsetmeyerek, hatta Vestfalya gibi Batılı bir örnek vererek ikna etmeye çalışıyordu. Birkaç yıl önce ulus-devletlerin çöküşünden bahsederken bugün yeni ulus-devletlerin doğuşu ihtimaliyle karşı karşıya olmamız da tesadüf olmasa gerek. Önce bir devleti, bir sistemi, bir fikri, bir inancı yıkacaksın ki, yıkılanın yerine yenisini koyabilesin.

Müslüman Kardeşlerin kurucusu Hasan el-Benna, 1947'de, terimi kullanmamakla birlikte, Vestfalya'ya dayalı dünya düzeninin iflas etmek üzere olduğunu iddia etmişti. Benna, seküler ulus-devlet kavramına bir alternatif olarak İslam Birliği'ni öneriyordu. Kissinger 2014 Ağustos'unda SundayTimes'a yazdığı 'Alevler içindeki dünya' makalesinde, kendi önerdiği dünya düzenini savunurken, Benna'nın alternatif önerisini de yerden yere vuruyor ve bu fikirlerin benimsenmesi durumunda Müslüman dünyanın çökmüş devletler ve anarşiyle baş başa kalacağını iddia ediyordu. Buna ek olarak, ABD'nin Orta Doğu politikasını gözden geçirip ateşi söndürmek, daha açıkçası yeni düzeni inşa etmek için Rusya'yla birlikte çalışması gerektiğini söylüyordu. Arap Baharı'nın günah keçisinin neden Müslüman Kardeşler olarak seçildiğini de buradan anlayabiliriz belki. Ya da ABD ve Rusya gibi iki rakibin neden Suriye'de yan yana geldiğini...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'nde İslam, İslam dünyasının birlik ve beraberliği, BMGK'nın yapısı gibi konular çerçevesinde verdiği mesajlar, son birkaç yıla damgasını vuran ifadelerinin devamı. 'Üst akıl', kendi kurtuluşu adına Vestfalya'yı Orta Doğu'ya taşıyıp, hem mevcut dünya düzenini hem de Sykes-Picot Anlaşması'yla çizilen sınırları güncellemek peşindeyken, Orta Doğu halklarının büyük bir saygı ve müthiş bir sevgi duyduğu isim, Recep Tayyip Erdoğan, uzun zamandır mevcut düzeni eleştirip alternatif bir düzen önerirken, 'Dünya Beş'ten Büyüktür' derken, hem de bunun nasıl olacağını hem teori hem pratikte gösterirken hedef olmasındı da daha ne olsundu?

Orta Doğu'nun göbeğinde başlayan kaosla beraber yeni bir dünya düzeni kurulacak, bu kaçınılmaz. Çünkü mevcut adaletsiz dünya düzeni bu düzeni ikame edenler için de sürdürülemez, sonu geliyor, çöküyor, iflas ediyor. Ama bu düzen kimin istediği şekilde olacak? Onların, yani bizleri yıllardır sömürenlerin mi yoksa bizlerin mi? İşte bütün mesele bu; bütün kavga bu.

Not: Kissinger'ın 'Dünya Düzeni' kitabı ve kurulmasını hayal ettiği yeni dünya düzeni elbette sadece Orta Doğu'ya ilişkin değil. Çin'den Rusya'ya, dış politikadan ekonomiye pek çok meseleyi ele alıyor. Meselenin özü, yani tıkanmanın, iflasın esas nedeni küresel para sistemini, yani 'faiz lobisi'ni de nasipse Perşembe günü konuşalım.

Yenişafak
18 Nisan 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;