DÜNYA

Ergün Diler : Tahterevalli

Tarih
14 Mart 2024
İzlenme
Kişi
Yazar
Ergün Diler
7 EKİM'DE HAMAS'ın saldırısı, Selahattin Demirtaş'ın savunması ve kendisini yeniden konumlandırması, eşi Başak Demirtaş'ın isminin İSTANBUL ADAYLIĞI için gündeme gelmesi KANDİL'in bunu püskürtmesi, Blinken'in ziyaretleri, Ankara'dan Erbil ve Bağdat'a uzanan önemli adımlar ve ABD'ye yapılan geziler, görüşmeler...
Bölgenin değişeceğinin sinyalleri fazlasıyla vardı. Zaten 1990'lardan itibaren ABD'nin bölgeye gelişiyle bu belliydi. Türkiye çok zaman kaybetti. Ne yapılanı anladı ne Kürt sorununa kafa yordu. Derin ABD bölgedeki ABD karşıtlığını bitirecek ve SOL ÖRGÜT olarak yola çıkan PKK'yı kendi kulvarına sokmak isteyecekti. "SOL" ABD karşıtlığı olarak tanımlanıyordu. Savaş için öne sürülen tüm gerekçeler masaldı.
Amerika Birleşik Devletleri BATI'nın kendi arasındaki savaşta mevzi kazanmak, ön almak için IRAK'a girdi. Ve baştan beri yapmayı düşündüğü KÜRTLER'i ayırıp, korumak, kollamaktı. Bölgeye kök salmış KARŞITLIĞI böyle aşacaklardı. Plan buydu. Kabaca...
Bu kurgunun yaşaması için tek bir şeye ihtiyaç vardı! O da TÜRKİYE'nin ortaklığı, desteği, rol alması. Ankara uzun yıllardır sınırların DEĞİŞMEMESİ gerektiğini savunmaktaydı. Ancak savaşlar olmasa sınırlar değişmese tarih neyi yazacaktı... Anlayamadık.
Zaten yıllar sonra gelen itiraflar bunu ortaya koyuyordu...
Başhekimlik: Aytaç Yalman'ın Kovid-19'a bağlı vefat ettiği kanaati oluşmuşturMesela Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman emekli olduktan sonra şöyle konuşuyordu: "Henüz terör boyutuna gelmeden sosyal aşamada sorun çözülebilseydi, çok daha iyi olurdu. Bu açıdan baktığımızda, o aşamada sorunun "kendini ifade' olarak tarif edildiğini görüyoruz. Dilini konuşmak, şarkısını, türküsünü dinlemek istiyor, kültürünü yaşamak istiyor. Oysa bizler o dönemde, 'Kürt yoktur' diye eğitilmişiz. Kürtleri, Türkler'in kolu olarak görüyoruz. Ortalıkta işte dağlarda gezerken, karda yürürken kart-kurt sesleri çıktığı için Kürt denilmiştir, gibi tarifler dolaşıyor.
O dönemde sosyal istekleri bile biz 'yıkıcı faaliyetler' kapsamında görüyoruz..." İşin acı tarafı Amerikalılar bölgeyi ve insanı biliyor, biz ıskalıyorduk.
AVRUPALI istihbaratların devreye girmesiyle iş büyüdü, TERÖRE evrildi ve "PKK" diye bir bela ortaya çıktı... Mesele doğrudan bizi ilgilendirse de Ankara'da siyaset yapanlar, koltukları dolduranlar bu savaşın BATI BLOKU içinde olduğunu görmüyordu. Yıllar geçse de anlamıyordu. ABD bölgeye IRAK için değil, AVRUPA için geliyordu. Türkiye bunu görüp adım atamıyordu. Kürtler adına siyaset yapanlar da olayı kavramıyor, kavramak istemiyor işi getirip KİMLİK ve KÜLTÜRÜN TANINMASINA bağlıyordu.
Irak'a iki kez müdahale ediliyor, bölge değişiyor, kurulan cümlelerin boyu iki kelimeyi aşmıyordu.
KİMLİK ya da KÜLTÜR, bölgedeki KÜRT İNSANININ hangi sorununu çözecekti.
Şaka mı! Küresel mücadelenin ritmi EKONOMİKTİ. Enerjiye ulaşma, sahip olma ve dağıtma tabanında büyük bir mücadele vardı. ABD bunun için buradaydı.
Rusya'yı UKRAYNA'ya yollayıp AVRUPA'nın zora düştüğünü görmek isteyen, küresel iddiadan vazgeçtiğine tanıklık etmek isteyen güç, yani ABD buradaki petrolü, gazı AB'ye teslim eder miydi? SAVAŞIN KODU buydu. Bu KÜRESEL ekonomik savaşı, Irak'ın İŞGALİ olarak, PKK olarak, YPG olarak, İSTİHBARAT SAVAŞLARI olarak, SUİKASTLAR olarak, bombalamalar olarak görüyorduk.
Avrupa, PKK üzerinden ülkeyi bölmek isterken, ABD ise KÜRT'e "KÜRT" denilmesi için çabalıyordu.
Bu mücadele, iki büyük gücün çekim alanı, iç siyaseti de Kürt siyasetini de PKK'yı da Kandil'i de etkiliyordu. HDP ya da şimdi DEM tek parça değildi. AVRUPA ağırlıklıydı. Ancak hem kendi içlerinde hem İNGİLTERE ile çekişme yaşanmıyor değildi. Kandil koalisyon gibiydi. YPG tarafı ise netti. ABD kontrolündeydi... Şartlar öteden beri Türkiye'yi karar almaya itiyordu. Uzun yıllar reçetemiz de tedavi yöntemimiz de yanlıştı.
Başkan Erdoğan dün Şırnak'taydı.
"Bölge uçacak" diyordu. Haklıydı.
Bölgeye EKONOMİK bakılmaya başlanmıştı artık. Bölge zenginleşince milli gelirden aldıkları pay artınca, özgürlükler peşinden gelecekti. Büyük sorunlar zamanla eriyip gidecekti.
Devam...
Kendi medyasına konuşan Putin önemli çıkışlara imza attı...
Russian President Vladimir Putin interview to state media | ReutersRusya Devlet Başkanı, "Batılı elitlerde statükoyu, uluslararası ilişkilerdeki adaletsiz durumu sürdürmek için çok güçlü bir arzu var. Yüzyıllardır karınlarını insan etiyle, ceplerini de parayla doldurmaya alışkınlar.
Ancak bu vampirlerin balosunun sona ermekte olduğunun farkına varmalılar" dedi. Ukrayna savaşına geldi. Birkaç kez söylediklerini yineledi... "Açıklamaya çalışacağım.
İstanbul'daki müzakerelerde Ukrayna tarafı ile bir antlaşma taslağı ortaya çıkardık. Ve bu antlaşmanın özeti Sayın Arahamiya (Ukraynalı politikacı David Arahamiya) tarafından imzalandı.
Altında onun imzası var. Burada, Kremlin arşivlerinde var. Ancak daha sonra, Sayın Arahamiya'nın kendisinin de dünyaya açıkça söylediği gibi, gazetecilerle, yapılan bir toplantıda, eski İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın gelip onları bu anlaşmayı imzalamaktan vazgeçirdiği biliniyor..." Boris Johnson'ın hem AB'nin hem Rusya'nın uzayacak bir savaşla zayıflamasını istemesi son derece doğaldı! Rus lider Putin, sonra can alıcı bölüme NÜKLEER silah kısmına geliyordu... Altı çizilerek okunması gereken cümleleri paylaşıyordu...
"Askeri ve teknik açıdan elbette NÜKLEER SAVAŞA hazırız.
Nükleer güçlerimiz sürekli savaşa hazır durumda bulunuyor... ABD Başkanı Joe Bidengeleneksel siyasi okulu temsil etmekte...
Ukrayna'ya asker göndermeyi reddetmesi bunu doğrulamakta.
Orada, Biden dışında da Rus- Amerikan ilişkileri alanında ve stratejik caydırma alanında yeterince uzman var. Bu yüzden ülkelerin savaşa doğru gittiğini sanmıyorum..." Yani Putin, "Bizim dışımızda gelişmeleri kontrol eden odaklar var. ABD bu işi çok iyi yapar. Savaş falan yok aramızda. Olmaz da..." diyerek dengeyi rolleri aktarıyordu!
Biden, seçim kampanyası konuşmasında Putin'e yönelik küfür içerikli ifadeler kullandı"Nükleer üçlümüz, diğer tüm ülkelerin sahip olduğundan daha modern. Aslında nükleer üçlü sadece bizde ve Amerikalılar'da var..." sözleriyle İYİ POLİS, KÖTÜ POLİSİ ya da tahterevalliyi izah ediyordu! ABD nükleer gücün merkeziydi. Bu merkez, kurgunun gereği olarak Rusya'yı da nükleer ligine çıkartıyordu. Kremlin de bu güçle AVRUPA'yı 7/24 tehdit ediyordu. İşte oyun böyle kurulurdu... Burada ABD'nin aklı kadar Rusya'nın da oyuna katılım gücü ve kararlılığı önemliydi...
İşte bu iki güç, son tahlilde gizli ittifaklarını Suriye'de de sürdürmekteydi. Sınırlarımızın hemen aşağısında olan bunlardı.
Uzun zamandır aktarmaya çabaladığım gibi amaçları AVRUPA'nın İNGİLTERE'nin buradaki gücünü budamaktı.
Oyun kurmalarını önlemekti.
Enerji ile temaslarını kesmekti...

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;