POLEMİK

Merve Şebnem Oruç : Bayram kesmedi, Noel’de de ‘IŞİDci’ olduk

Tarih
01 Ocak 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Merve Şebnem Oruç

1 Ocak 2015

Noel ağaçlarıyla, Noel Baba figürleriyle, envaiçeşit Noel süslemesiyle bezeli, ren geyikleri ve kızaklarla dolu yollardan geçiyorum. Bu yıl Noel ağaçları daha mı büyük, bana mı öyle geliyor?

Eve girip televizyonu açtığımda karşıma çıkan, ortalama bir Türk ailesinden kesitmiş gibi sunulan reklamların çoğunda çam ağaçları, hindiler, Noel Babalar... Ortalama Türk ailesi böyle mi yoksa ‘ortalama’ya bu mu sunuluyor?

Maillerime bakıyorum. Noel figürleriyle dolu yılbaşı tebrik mesajları arasında, toplu bayram veya kandil mesajı almaktan nefret ettiğini her fırsatta, mesaj sahibini “dayatma” yapmakla suçlayarak bağıra çağıra dile getiren bir tanıdığın, geyikli-kızaklı yılbaşı tebriği çarpıyor gözüme; “Bu ne çelişki annem?” demeden edemiyorum.

Aslında 2015’e girerken bambaşka bir yazı yazmayı planlıyordum. Kurban Bayramı’nda kurban kesenleri vahşi, cani ve hatta IŞİD mensubu olmakla suçlayanların, sadece bu yılbaşı için kesilen 500 bin hindi için suskunluğuna laf etmeyecektim. Gezi Parkı’nda kesilecek olan birkaç ağacı Nazi soykırımına benzetecek kadar çıldıranların çoğunun evinde bir yılbaşı ağacı bulunmasına da takılmayacaktım. Nasılsa, İstanbul’daki Noel süslemelerini gösterip “Türkiye’de bu kadar çok Hıristiyan var mı?” diye soran Müslüman bir yabancıya, “bizde yılbaşını Müslümanların da kutladığını” söylediğimde yaşadığı şoku ve uygulamak zorunda kaldığım terapiyi de atlatmıştım. Bu yıl, çok üstüme gelinmedikçe,“Yedi Hıristiyan birleşip Kurban Bayramı’nda danaya girmedikçe yılbaşında hindi yemem.” tarzı espriler de yapmayacaktım.

Diyanet İşleri Başkanlığı, hazırladığı hutbede “Dini ve ahlaki değerler unutularak ya da dikkate alınmayarak gayri meşru tutum ve davranışlarla, eğlence aldatmasıyla nefesler, hayatlar, yarınlar hiçe sayılarak heba edilmektedir. Dünyayı bir eğlence gezegeninden ibaret görmek ne kadar hazin, ne kadar insani ve vicdanidir?” dediği için topa koyulana kadar başka bir yazı yazma niyetindeydim. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Hiç kimse pagan kültürüyle tüketim kültürünün, haz ve eğlence kültürüyle birleşerek, birleştirerek çocuklarımız ve gençlerimiz üzerinde bir yozlaşma kültürünü meydana getirmesinin doğru olduğunu söyleyemez.” dediği için, sanki Engizisyon üyesi imiş gibi muamele görene kadar aklımda başka şeyler vardı.

Ancak hutbeyi göstererek “Bu durumda IŞİD sempatizanlarına hedef mi gösteriliyoruz?” diyecek kadar dengesiz bir Amberin Zaman tweet’i ekranıma düşünce fikir değiştirdim. Bu bana, Koray Çalışkan’ın birkaç gün önce Sarıyer’de bir çöp konteynırına yapıştırılmış “Müslüman yılbaşı kutlamaz.” yazılı posteri paylaşarak, bunu yazanları ‘IŞİD zihniyeti’ olarak etiketleyişini hatırlatınca karar kıldım. Zira bunca Noel ağacının, Hindi tarifinin, yılbaşı süslemesinin içinde bir Diyanet hutbesi, bir “Müslüman yılbaşı kutlamaz” posteri dahi IŞİD’le eş tutulmayla sonuçlanınca dayanamıyor insan.

Böyle zamanlarda istemsiz, şairin “Küfre yaklaştıkça imanım artıyor.” cümlesi dökülüveriyor ağzımdan. Öyle ya, eskiden böyle ‘radikal’ değildim. 2013’teki Gezi olaylarının anti-İslamcı ultra küfürlü nefret dili miydi beni silkeleyip uyandıran? Yoksa 2010’da Mavi Marmara’ya yapılan İsrail saldırısını ‘biraz fazla’ protesto ettim diye rahatsız olup İsrail’in haklılığını ispat etmek için saatlerce beni iknaya çalışan ve Gazze’ye yardım ulaştırmaya çalışan Müslümanları teröristlikle suçlayanlar mıydı bana her şeyi bir kez daha gözden geçirme ihtiyacı hissettiren? Tayyip Erdoğan 2009’da Davos’ta “One Minute” dediği için milletçe rezil olduğumuzu düşünerek sövüp sayanlarla hiçbir ortak noktam yokken neden aynı şekilde yiyip içtiğimi, neden aynı şekilde yaşadığımı, neden aynı şekilde göründüğümü sorgulamaya başlamam mıydı yoksa ilk kopuşum? Ya da 2008’de başörtülü bir kadının Hırvatistan-Türkiye milli maçında Türkiye’nin attığı gole sevinmesine, elindeki bira şişesini sallayarak ağız dolusu küfreden eski bir arkadaşa gole sevinmeyi bile unutturan hiddeti miydi beni irrite eden? Bilmiyorum.

Ama şunu biliyorum. Beni kademe kademe İslam’a yaklaştıran adaletsizlik, milyonlarca Müslümana da aynısını yapıyor. Noel süslemelerinden etrafını göremeyecek haldeyken dahi, pagan soslu Hıristiyan adetlerini taklit ederek yılbaşı kutlamanın İslam’da yerinin olmadığını söyleyeni ‘IŞİD zihniyeti’ne indirgeyen İslamofobik zihniyet, aslında IŞİD gibi yapıların önünü açıyor. Ve sadece bir Noel tartışmasında geldiğimiz durum, Gazze’nin işgalinden Batı’nın İslamofobisine, Almanya’daki İslam karşıtı PEGİDA hareketinden IŞİD’e, Beşar Esad’ın katliamlarına göz yumulmasından Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına tahammül edilememesine, yaşamakta olduğumuz dönemin el aynası olarak karşımızda duruyor: İslami olmayan her şeyin “seküler”, İslami olan her şeyin “radikal” olarak etiketlendiği bu süreç, bize ya ‘ılımlı’ adı altında bozulmuş bir İslamı kabul etmek ya da ‘radikal’ adı altında terörist tanımıyla eşdeğer tutulmak arasında bir tercih yapmayı sunuyor. Eski arkadaşlarımızla bizleri iki mahallenin birbirine en uzak köşelerine iten bu oyun, 2015’te de hız kesmeyerek devam edeceğe benziyor. Hepimize kolay gele.

Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;