DÜNYA

Kayahan Uygur : Suudi Arabistan'da gerçekte ne oldu?

Tarih
24 Mayıs 2017
İzlenme
Kişi
Yazar
Kayahan Uygur
 ABD Başkanı Trump’ın Suudi Arabistan ziyaretinde astronomik silah kontratları imzalaması bazı çevrelerde bu ülkenin Amerika’ya yine tam teslim olduğu algısını yarattı. Dünyadaki olayları tek yanlı olarak sadece Batı medyasından okuyup aktaranların bu yanlışa düşmeleri olağandır. Gerçek şudur ki ABD’nin Suudiler'e bu kadar yaklaşmasının nedeni dünyada artık Amerikan hegemonyasının yerini çok kutuplu ilişkilerin almasıdır. 

Asya seyahatinden sonra 

Suudi Kralı Salman, Trump’la görüşme öncesinde Asya’da yaptığı 15 günlük turdan yeni dönmüş ve orada çok daha önemli işler bağlamıştı. Bundan bir 15 yıl önce ülkesini tanıtmak isteyen liderler önce ABD’ye veya Avrupa’ya giderlerdi, hâlbuki bugün önce Batı’ya değil Doğu’ya yolculuk yapıyorlar.  Kral Salman’ın ülkesinin en büyük petrol ihracatçısı rolünü sağlamlaştırmak için gittiği istikamet de orası oldu. Tabii aynı zamanda ekonomik kaynaklarını çeşitlendirmek için de yeni yatırımlar ve teknoloji transferleri aradı. 

Suudi lideri Malezya, Endonezya, Japonya ve tabii Çin’i ziyaret etti. Suudiler'in genç yardımcı veliahtları ve aynı zamanda hem milli savunmanın hem de ekonomi üst komisyonun başında olan Prens Muhammet Bin Salman’ın yönetiminde bir “2030 vizyonu” var. Bunun amacı hem ülkeyi ataletten kurtarmak, hem de tek ürün olan petrole bağımlılığı azaltmak. 

Yeni vizyon 

Suudi Arabistan’ın ithalatının yüzde 40 kadarı Asya’dan yapılmaktadır ve Suudiler muhataplarından ülkelerinin ekonomik değişimine yardımcı olmalarını istemektedir. Kendi ifadeleriyle “win-win” politikası (biz bunu bir yerlerden duymuştuk). 

Kral Salman Endonezya ve Malezya’da 13 milyar dolarlık rafineri yatırımı kontratlarını imzalamış, bu ülkelerdeki petrol endüstrisine giriş yaparak ihracatını sağlama almıştır. Güney Asya’da çok güçlü olan Pertemina ve Petronas şirketleriyle anlaşmalar imzalamıştır. Salman aynı şekilde Japonya’da da Showa Shell rafinerisinin yüzde 15’ini satın almıştır. 

Asıl müşteriler Asya’da 

Suudi brüt petrolünün yüzde 68’ini Asya tüketmektedir. Artık kayaç gazına dönen Kuzey Amerika’ya satış sadece yüzde 16 dolayındadır. Suudi Arabistan yine de İran’a yönelik ambargoların kalkacağından ve elindeki müşterileri kaybedeceğinden çekinmektedir. Ayrıca Suudi petrol şirketi Aramco 2018’de kısmen halka açılacağı için Asya’da sağlam ilişkiler çok önemlidir.  Suudiler petrol dışında Malezya ile inşaat, havacılık ve helal gıda konusunda kontratlar imzalamıştır. Aynı şekilde Çin ve Japonya ile de teknolojik ortaklıklar yapılmış ve özellikle Japon teknoloji devi SoftBank ile yeni anlaşmalar imzalanmıştır. 

Suudi pazarlığı 

Önceki günkü yazımda Trump’ın Suudilerle 380 milyar dolara kadar ulaşabilecek ekonomik ilişkilerin analiz etmiştim. Şu anda kesin olan 110 milyar doların ancak 12,5 milyarı net malzeme siparişidir. Geri kalanı niyet mektupları ve mutabakat protokolleridir. 

Üzerinde görüşmeler ve kontratlar yapıldığı konular THAAD füze sistemleri, savaş gemileri, askeri nakliye uçakları ve helikopter teknolojisi alanındadır. Lockheed Martin şirketi Suudi Takniya ile Arabistan’da Black Hawk helikopterlerinin montajını yapmak üzere bir fabrika açıp 900 kişiye iş imkânı sağlayacaktır. Tabii, bu kontratların şirketlerin anavatanı ABD’de yaratılmasını sağladığı iş sayısı Lockheed Martin’in CİO’su Marillyn Hewson’un sözcükleriyle “binlerce” olarak değerlendirilmektedir. Ama Amerikan silah şirketi Raytheon ve General Dynamics de Suudi Arabistan’da fabrika açmaya hazırlanmaktadır. 

İşler eskisi gibi değil 

Öte yandan silah sanayi dışında da Suudi Arabistan’a yatırımlar yapılacaktır. Blackstone firmasının patronu Steve Schwarzman iki ülkeyi de kapsayacak 100 milyarlık bir fondan söz etmektedir. Ancak Dow Chemical şimdiden Suudi kimya endüstrisine 100 milyon yatırmıştır. General Electric de teknoloji alanında 15 milyarlık anlaşmalar yapmıştır. Bütün bunlara paralel olarak ülkede yeni petrol yatakları bulabilmek için Schlumberger, Halliburton, Baker Hughes, Weatherford, Oilwell Varco, Jacobs Engineering gibi firmalar kontrat imzalamıştır ve bu sayede ülkede 10 bin kadar iş imkânı yaratılacaktır.Bazı kontratlar kesin olmasa da Suudi Arabistan’ın ABD’li şirket akınına uğradığı açıktır. İş çevrelerine göre Amerikalılar Suudilerle iş yapmak için artık ülkelerine yatırım yapmak, iş sahası açmak, teknoloji ve sermaye transfer etmenin gerekli olduğunu anlamışlardır. Tabii bu da Suudilerin çok kutuplu dünyada artık çok yönlü ilişkiler kurmalarının sonucudur. 

Avrupa’ya darbe 

Trump yönetiminin Suudi Arabistan’da topladığı kontratlar aynı zamanda Avrupa Birliği şirketlerine indirilmiş bir darbedir. Bu nedenle Avrupa medyasının Trump’ın Suudi ziyaretine büyük tepki göstermesi anlaşılır bir olaydır. Suudi Arabistan’da faaliyet gösteren bir Fransız iş adamı, “Amerika’nın politik ve askeri güçle ekonomik alanda parsayı topladığını, diğerlerine ise ancak kırıntılar kaldığını” söylüyor. 

Piyasa serbest değil, kapitalizm işte bu 

Hani serbest piyasa ekonomisi var ya işte bütün bu gelişmeler bu kavramın gerçek niteliğini daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Kısaca özetlersek terör örgütleri tarlayı sürdü, akılsız yerel yöneticiler tohumları ekti, yüzbinlerce insan öldü, şimdi de bu uğursuz tarlanın tüm ürününü ABD topluyor. Suudi yöneticileri eskisine göre çok ama çok akıllanmışlar ama bölgede hepimizin daha fazla uyanmaya ihtiyacımız var.  

Güneş
24 Mayıs 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;