GÜNCEL

Kayahan Uygur : Avrupa'da neler oluyor?

Tarih
23 Kasım 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Kayahan Uygur
Her geçen gün ayrı bir gelişme bize eski dönemin artık kapanıp yeni bir dönemin açıldığını haber veriyor. Son 20 yılda geri dönülmez bir şekilde hâkimiyet sağladığı sanılan küreselleşme modası şampiyonlarıyla birlikte yok olup gidiyor. İlk kurban Brexit’le birlikte devrilen eski İngiliz Başbakanı David Cameron oldu, sonra Hillary Clinton gitti. Şimdi de Fransa’yı yeniden NATO’nun askeri kanadına sokan, Türkiye düşmanı ve Libya katliamcısı Nicolas Sarkozy tasfiye oldu. 

Tasfiye 

Fransız sağını temsil eden Cumhuriyetçi Parti Mayıs ayında yapılacak Başkanlık seçimlerindeki adayını saptamak üzere iki turlu bir önseçim düzenlemişti. Son yıllarda Batı’da yapılan tüm seçimlerde olduğu gibi küreselci medya ve liberal aydınlar Sarkozy’yi kesin favori olarak gösteriyorlardı. Medya, Fransa eski Cumhurbaşkanı’nın ilk turu en azından ikinci sırada bitirip, son tura kalacağını söylüyordu. Olmadı, Batı medyasının yalan propaganda üzerine kurulduğu bir kez daha anlaşıldı ve Sarkozy ilk turda elendi.   

Fransız sağını Cumhurbaşkanlığı seçiminde, ilk turu açık farkla birinci bitiren François Fillon temsil edecek. Bugünkü Cumhurbaşkanı Hollande’ın Almanya’yı körü körüne takip eden politikası ve çalkantılı özel yaşamı nedeniyle oldukça zayıflayan solun bu seçimlerde etkili olacağı sanılmıyor. Seçim yarışı iki sağcı aday arasında geçecek gibi görünüyor. Ya sağın temsilcisi Fillon Cumhurbaşkanı olacak, ya da sistem dışı radikal sağın lideri Marine Le Pen. 

Nasıl meşhur oldu? 

Küresel finans lobisi Nicolas Sarkozy’yi kaybederek büyük bir yara almıştır. Meslek hayatında da finans avukatı olan Sarkozy dünya liberallerinin gözdesidir. Etrafında küreselci aydın ve akademisyenleri, sinema yıldızları ve mankenleri, müzik ve fizik sergileyen şarkıcıları toplamış, 21’inci yüzyılın ilk on yılında epeyce bir hava estirmiştir. 

Fransa’da adına kısaca “Sarko” dedikleri bu politik figürü parlatanlar eski ”68 kuşağı” sol aydınlar olmuştur. Eski Maoculardan olup da 1980’lerde Reagan-Thatcher rüzgarıyla keskin bir viraj alan Bernard-Henri Levy, Pascal Bruckner, Alain Finkielraut gibi isimler Sarko ile beraber davranıp Arap Baharı, Libya müdahalesi, merhum Kaddafi’nin şehit edilmesi gibi olaylarda çok korkunç ve aşağılık roller üstlenmişlerdir.  “Tıpkı Türkiye’deki gibi” diyeceğim ama onlar Türkiye’yi izlememiş her zaman olduğu gibi Türkiye’deki benzerleri Batı’nın peşinden gitmiştir. 

İlginç ilişkiler 

Sarkozy anne tarafından ise Selanikli bir Osmanlı Yahudisi, baba tarafından Macar asıllıdır. Sarkozy’nin Macar üvey annesi ikinci evliliğini CIA’nın kurucularından ve küresel kontrgerillanın (stay behind) 1 numarası Frank Wisner’in aynı adı taşıyan istihbaratçı ve diplomat oğluyla yapmıştır. Sarkozy, ABD’de okurken bu ürkütücü kişiliğin evinde kalmıştır. 

1956 Macaristan antikomünist ayaklanmasını organize etmiş olan baba Wisner (kod adı Wizz), isyan bastırılıp yüzlerce kişi kendi hatası nedeniyle ölünce önce aklını yitirip, daha sonra intihar etmiştir. Oğul Frank Wisner ise, Mısır’da Mübarek’in devrildiği Turuncu Devrim sırasında ABD Büyükelçisidir. Aynı günlerde Sarkozy de Libya’nın bombalanması için lobi yapmaktadır. Sarkozy’nin ajanları Libya’da merhum Kaddafi’yi fiili livata yoluyla işkenceyle öldürürken, Mısır’da tuzağa düşürülen Mursi önce iktidara getirilip sonra devrilmiştir. 

Sarko-Angela ikilisi 

İşte bu Sarkozy, eski Doğu Almanya’da yaşarken çeşitli istihbarat örgütleriyle çok yönlü ilişkiler kurmuş olan Angela Merkel’le birlikte Türkiye’nin AB’ye katılım sürecini engelleyen isim olmuştur. Sarkozy nereden kaynaklandığı tam olarak anlaşılamayan bir şekilde sistematik olarak ve akla gelebilecek her konuda mantık dışı bir biçimde Türkiye düşmanlığı yapmıştır. Sonunda sadece Fransız kamuoyu değil aynı zamanda kendi partisinin taraftarları da Sarkozy’yi anlamış olmalılar ki artık siyasetten el etek çektirilmiştir. 

“Sarko” artık boy göstermeye çok meraklı olduğu medyada politik lider olarak değil manken şarkıcı Carla Bruni’nin eşi olarak yer alabilecek. Fransızları böyle sevimsiz bir figürden kurtuldukları için kutlamak gerek. Ama ortada önemli bir politik sonuç daha var. Mayıs ayındaki seçim için öne çıkan adayların tümü Rusya ile uzlaşmaktan yanadır. 

Almanya zorda 

Dolayısıyla Mayıs ayından sonra Angela Merkel’in Putin’le zıtlaşıp Polonya ve Ukrayna’daki maceracıları destekleme çizgisi tecrit olacaktır. İtalya’dan sonra bir başka büyük Avrupa ülkesi olan Fransa’nın da Rusya’ya uygulanan ekonomik ambargoların kaldırılmasını talep etmesi dengeleri değiştirir. İngiltere AB’den ayrıldığına ve Trump da ABD’nin Rusya’ya karşı politikasını değiştireceğini açıkladığına göre Merkel önümüzdeki yıl yalnızları oynayacaktır. 

Fransa’nın yeni muhtemel liderleri Fillon ve Le Pen Suriye ve Irak’ta da ABD’den çok Rusya’ya yakındırlar. Bu durum, Almanya’nın sadece Avrupa’da değil Ortadoğu’da da tek başına kalacağını gösteriyor. Tabii, PKK teröristlerini, FETÖ’yü ve Can Dündar’ı saymazsak(!). Sarkozy’nin düşüşü, 2017 Almanya seçimleri için adaylığını açıklamış olan Merkel’in de düşüşüdür. Güle güle demeyeceğiz, bir daha dönmemesi ülkesi için de dünya için de en iyisidir. “Adieu”, bir daha görmemek üzere elveda… 

Akşam
23 Kasım 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • Aaaa

    23 Kasım 2016 21:05
    0 0
    Almanya teröristlerin yürüyüş ve mitinglerini izin verdi de cumhurbaskanimiz sayın Erdoğan'ın telekonferans konuşmasını izin vermemişti beter olsunlar o koruduklari teröristler onları sırtlarindan vursunlar.Rabbim Batılılara öyle bir musibet versin ki başlarına Türkiye ile müslümanlarla uğrasacak ne vakitleri kalsın ne güçleri amin
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;