EĞİTİM

Engin Ardıç : Are you disco?

Tarih
17 Ocak 2019
İzlenme
Kişi
Yazar
Engin Ardıç

Galatasaray'da İngilizce dersi de vardı ama kimse İngilizce bilmezdi.
Haftada iki saat mı ne...
Beden eğitimi dersi de vardı, haftada bir saat! Başka iki dersin arasına sıkıştırılırdı, sınıfta soyunur sınıfta giyinirdik, bir önceki dersin fizik yazılısından çıkıp tozlu tozlu ve terli terli bir sonraki dersin kimya yazılısına girerdik, böylece bedenimiz de eğitilmiş oluyordu...
Duş falan yok, o, yalnızca Robert College öğrencilerine bahşedilmiş büyük bir lüks...
Zaten teneffüs beş dakika, duş yapmaya değil duşlara kadar yürümeye bile vakit yok.
Gıpta ederdik, örneğin Alman Lisesi'nde öğrenciler hem bülbül gibi Almanca hem de iyi derecede İngilizce biliyorlardı, onlarda oluyordu da bizde neden olmuyordu?
Galatasaray böyleyse "maarif" okullarını sen düşün...
Çünkü "Gatenby" denilen bir dangalak ders kitabı vardı ve bütün çiftlik hayvanlarının İngilizce isimlerini mükemmel öğretiyordu. Ama İngilizce öğretmiyordu.
Seçmeli ders olarak Almanca'yı tercih edenler için de durum farklı değildi:
Almanca kitabında daha ilk derste bir tablo veriliyor, "akkusativ, dativ, genitiv"falan cumburlop sıralanıyor ve sonraki derslerde de öğrencinin bunun içinden çıkması bekleniyordu...
Çok sonra, Almanca'yı kendi kendime çözmeye karar verdiğimde anladım:
Ünlü "Assimil" metodu (ki, metodların şahıdır) "yedire yedire" öğretiyordu, örneğin akkusativ dördüncü derste, dativ on beşinci derste, genitiv yirmi altıncı derste...

***

Müzikte de böyledir: Önce bir porte çizerler, sol anahtarını koyarlar ("portre" değil lan, "porte"), öğrenci bir tamam öğrenince onu kaldırırlar, yeni bir porteye fa anahtarını yerleştirirler, öğrenci bildiği bütün notaların yerlerinin birdenbire değiştiğini dehşetle fark eder, hepsini sıfırdan yeniden öğrenmeye çalışır, iki anahtarı birbiriyle "mukayese" etmeye çalıştıkça da kafası büsbütün karışır...
Oysa iki porteyi "birlikte" öğretseler, arasına "orta do"yu yerleştirseler, yukarıdoğru sol anahtarından, aşağı doğru da fa anahtarından birlikte okumaya alışsa çocuk, hiç mesele kalmayacak...

***

Okul yabancı dil öğretmeyi başaramayınca herkes "kurslara" koşuyor.
Okul hemen hiçbir haltı öğretemeyince de "dersanelere" koştuğu gibi.
İngilizce kurslarımızda toplam 250 bin öğrenci varmış ve de sırf bu sektörde yılda 300 milyon lira dönüyormuş.
Bu kurslardan "İngilizce bildiğini sanan" insanlar çıkıyorlar.
Çünkü "yeterli İngilizce bilenler" sıralamasında 88 ülke arasında 73. olmuşuz.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • Bahtsız talebe

    18 Ocak 2019 18:55
    1 0
    Aynı durum tarih için de geçerli. Tarihi şahsiyetlerin ismini, kayınpederinin twitter rumuzunu (iyi ki yok yoksa onu da ezberletecekler) dedesinin adını ezberletimce tarih öğrenmiş olmuyoruz.
  • Vatandaş

    18 Ocak 2019 00:48
    2 0
    Zamanı ve zemini midir bilmem. Ama birilerinin söylemesi lazım. Milli eğitim, yüksek öğrenim. Hal yoluna koymayı hala başaramadık. Devletin asli görevlerinden olarak görülen nesillerin eğitimi görevi. Ancak paralı eğitime yönelen bir özel okul piyasası. Bari başarılı olsa can feda. Pek çok özel sektör firması paralı üniversite mezunlarını eğer tam veya %75 burslu değilse işe bile almıyor. Eğitim işinde söylenecek çok söz var. Velhasıl dertliyiz...
  • Namyelüs

    17 Ocak 2019 23:38
    0 1
    Öğrencileri kurslara göndermek isterseniz,devlet okullarında ingilizce öğrenmesine izin vermezsiniz,değil mi?Buna üniversiteler de dahildir.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;