GÜNCEL

Burhanettin Duran : New York’tan Berlin’e stratejik notlar

Tarih
28 Eylül 2018
İzlenme
Kişi
Yazar
Burhanettin Duran
Başkan Erdoğan'ın devlet ziyareti için dünden itibaren Berlin'deyiz. Bu ziyaretle Türkiye ve Almanya arasında başlayan normalleşmenin hız kazanması hedefleniyor. İki tarafta da gerilimleri bitirerek karşılıklı güveni tamir etme ve işbirliğini geliştirme iradesi var. Son iki üç yılın tortuları aşılabilirse Ankara-Berlin arasında yeni bir "stratejik ortaklık" şekillenebilir. Bunun temel sebebi aslında ABD Başkanı Trump ve Erdoğan'ın peş peşe yaptığı BM Genel Kurul konuşmalarında bulunabilir. Sundukları "uluslararası sistemin geleceği" vizyonlarındaki farktan anlaşılabilir.
Trump iç kamuoyuna hitap eden bir konuşma yaptı. Kendini "en başarılı yönetim" ilan etmesi ise kahkahalarla karşılandı. Ancak bu arada Amerikan istisnacılığının yeni bir versiyonu olan "Önce Amerika" sloganının içeriğini netleştirdi. ABD'nin egemenliğini vurgulayarak "küreselleşme ideolojisini" reddettiklerini, "vatanseverlik doktrinini" kabul ettiklerini açıkladı. Bu doktrin uluslararası kuruluşların ve çok taraflı anlaşmaların radikal şekilde gözden geçirilmesine dayanıyor. Trump'ın, Uluslararası Ceza Mahkemesi, UNESCO ve BM İnsan Hakları Konseyi'ne yaptığı sert eleştiriler sadece son örnekler. Hızını alamayan Trump ayrıca, BM'yi oluşturan her millete de egemenlik ve bağımsızlık önerisinde bulundu. Kuzey Kore liderine teşekkür ederken İran ve Venezuela'yı hedef tahtasına koydu. Diğer bir eleştirisi de Almanya'ya yönelikti.
Trump, Polonya'yı Rusya'ya bağımlılıktan kurtulmak için Baltık boru hattını kurmaya yönelmekle övdü. Almanya'nın mevcut gidişatı değiştirmedikçe Rus enerjisine tümüyle bağımlı olacağını iddia etti. Erdoğan ise konuşmasında, Güvenlik Konseyi'nin "dönüşümlü üyelik" şeklinde reforme edilmesini istemekle yetinmedi. Gelir adaletsizliğine, terörle mücadeledeki sorunlara ve mültecilere insani yaklaşımın önemine değindi. Türkiye'nin küresel insani diplomasi çabalarını anlattı. Dahası, dünya milletlerini "adil bir küresel yönetim sistemi" kurmaya çağırdı. Bu çağrı BM sisteminin Somali'den Suriye'ye aciz kaldığı dramlarda rol almasını isteyen olumlu bir öneri içeriyor. Trump'ın bencil vatanseverlik doktrini karşısında Erdoğan küresel insani sorumluluktan ve dünya ölçeğinde "adalet dairesini" kurma ihtiyacından söz etti. Ticaret savaşlarına ve korumacı politikaların yaygınlaştırılmasına karşı çıktı. Dünya Ticaret Örgütü, G 20 ve AB ile yürüyen Gümrük Birliği'ne desteğini açıkladı. İşte 73. Genel Kurul konuşmaları gösterdi ki Washington, II. Dünya Savaşı öncesinin dış politika kodlarına geri dönüyor. Trump'ın Berlin'e yönelik enerji bağımlılığı eleştirisi meselenin sadece bir yüzü. Diğer yüzünde de Berlin-Washington ticaretindeki fazlanın verdiği rahatsızlık bulunuyor. Dolayısıyla, Trump'ın "zenginliğimizi yağmalatmayacağız" tehditlerinin muhataplarından biri de Almanya. Artık görülüyor ki, Transatlantik ittifakı da yapısal olarak değişmek zorunda. Ve ABD'nin bu tercihi, Trump gitse kolaylıkla değişmeyecek. Bu yüzden ABDAvrupa ilişkileri artık eskisi gibiolmayacak. Washington, Ortadoğu politikalarında Avrupalı müttefiklerinin ne kadar etkileneceğini umursamayacak. Trump'ın önümüzdeki aylarda uygulamaya koyacağı yeni İran ambargoları ve Filistin'e dayatacağı "Yüzyılın barışı" Avrupa ve Türkiye için de yeni sorunlar demek. İran ambargosunu aşmak için dolar dışında yeni bir finansal mekanizma kurma arayışı gibi. Ve Almanya'nın Rusya'yı dengelemek için Türkiye'ye şiddetle ihtiyacı var.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıd��r.

Rta Yazılım

; ;