TARİH

Aziz Üstel : Abdülhamid Han ve istihbarat

Tarih
02 Mart 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Aziz Üstel

2 Mart 2015

"İstihbarat, devletin bekası için elzemdir, vaz geçilmezdir!”

Yıldız Hafiye Örgütü, Alman İmparatoru Kaiser Wilhelm’in İstanbul ziyareti sonrasında , Padişaha bir Alman polis müdürü önermesiyle kurulur. 

Padişah’ın isteği  dış düşmanlarla mücadele edecek bir istihbarat örgütüdür. Bunun üzerine Weiss, Schirman ve Tresco adlarında üç Alman istihbarat uzmanı daha katılır Yıldız Hafiye Teşkilatına.

Padişah Alman istihbaratçıların yanısıra tekke ve tarikatlardan da olabildiğince yararlanır. İstanbul ya da Anadolu’nun en ücra köşesinde küçük bir kıpırdanma olsa anında Yıldız’a iletilir.  Aslına bakarsanız Yıldız Teşkilatı büyüyüp geliştikçe, çalışan sayısı arttıkça amacının dışına çıkmaya başlar zaman zaman da olsa. Kişisel çıkarlar ya da husumetler nedeniyle  bazı teşkilat üyeleri rakipleriyle ilgili, aslı astarı olmayan bilgiler vermeye başlar; kurunun yanında yaş da tutuşur, yanar.

Aslında 19. yüz yılda yaşanan iç ve dış olaylar sultanı Yıldız İstihbarat Örgütü’nü kurmaya zorlamıştır adeta. Bu örgütle ilgili Abdülhamid Han anılarında şöyle yazar:

“Yabancı devletler kendi çıkarlarına hizmet edebilecek kişileri vezir hatta sadrazam katına çıkarabilmişlerse, devlet güven içinde olamaz. Bu yüzden bana bağlı bir istihbarat örgütü kurmaya karar verdim. İşte düşmanlarımın ‘jurnalcilik’ dediği budur.”

(Abdülhamid’in Anıları—İsmet Bozdağ—Kervan Yayınları)

Örgütün üzerinde titizlikle durduğu bir konu da tahta yönelik darbe girişimlerini ortaya çıkarmaktı. Örgüt tahta yönelik darbe girişimlerinin tezgahlandığı, Jön Türk’lerin mesken tuttuğu Londra, Paris, Brüksel, Cenevre ve Kahire’de de çalışmalarını sürdürür.

“Yıldız Jurnal Teşkilatı’nın sadece basit muhbirlik işleriyle uğraştığını öne sürmek tarihi gerçekleri saptırmaktan öte başka anlam  taşımaz. (Enver Ziya Karal—Osmanlı İmparatorluğu) Elbette basit kıskançlık ve hasetten kaynaklanan jurnaller de vardır. Ama unutmayın ki, III. Selim Han’ın kurduğu Derin Devlet Yıldız Teşkilatının merkezindedir.  Adına Şurayı Devlet denen bu yapılanma günümüz MGK’sı gibi, hiç bir sorumluluk taşımayan ama devlet gemisinin rotasını belirleyen  bir kuruluştu. Kıskançlık ve hasetten kaynaklanan jurnalleri kısa sürede ayıklamayı öğrendi, öğretti! Bu yola baş vuranlara da ağır cezalar kesti. Şurayı Devlet, gün gelip de Encümen-i Daniş adını alsa da sür-git devletin siyasetini belirledi.

Jurnaller basit ispiyonlar, ihbar mektubları, dedikodular değildi çoğunlukla. Her ne kadar II. Meşrutiyet’in ilanından sonra, bunların tamamına yakınını İttihatçılar yakmışsa da Başbakanlık arşivinde bunlardan bir kaç tanesini bulmak mümkündür. Paris Sefirliğiyle birlikte Brüksel ve Bern elçilikleri görevini üstlenen Salih Münir Paşa’nın şu istihbarat raporuna bir göz atın hele:

“Osmanlı Devleti Sefareti, Paris 113, Mabeyn Başkatipliği Yüksek Makamına ; Devletli Efendim Hazretleri;

İngiltere’nin uyguladığı genel siyasetle Osmanlı devleti hakkındaki davranış, tutum ve niyetleri konusunda  düzenlediğim ayrıntılı raporu arz ediyorum.  Bu konuda emir ve ferman zat-ı alinizindir. Temmuz 22, 1903”

Rapor şu cümleyle başlıyor: “İngiltere’nin yürüttüğü siyaset, insaf, samimiyet ve mertlikten tamamen yoksundur.”  Ve sömürgeciliğin bir çok devleti boyunduruk altına alarak iliğini emdiğini,  İngiltere’nin böylece bir imparatorluk olduğunu ayrınıtlarına girerek, Hindistan’dan Afrika’ya, Çin’e kadar örnekler vererek anlatır.  Salih Münir Paşa’nın , İttihatçılarca “safsata, dedikodu” olarak damgladığı bu raporu 30 sayfadır ve günümüz profesyonel istihbaratçılarının bile kolay kolay yazamayacağı kadar bilgi ve analiz yüklüdür. İstihbaratın nasıl toplanacağı, nasıl incelenip düzenleneceği ve nasıl elde edilen bilgi doğrultusunda eyleme geçileceği bu raporda ayrıntılarıyla açıklanmıştır.

Yani Yıldız Hafiye Teşkilatı, Abdülhamid Han düşmanlarının söyledikleri gibi basit bir hafiye örgütü ya da polis istihbarat kuruluşu değildir.  O günün koşullarında, yabancı istihbarat kuruluşlarından hiç de aşağı kalmaz. Ne yazık ki, Osmanlı’nın yaptığı her şeyi aşağılamayı huy edinenler ne Abdülhamid Han’ın  büyüklüğünü ne de onun yaptıklarının önemini anlayabilirler...

Star

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;