SİYASET

Ersin Çelik : Şarabın tadı, dindarların oyu

Tarih
06 Nisan 2023
İzlenme
Kişi
Yazar
Ersin Çelik

Seçim süreci bazı partiler ve liderlerin ideolojilerinden taviz verme sahnesine de dönüştü… HDP’nin dışarıdan desteği ile yediye tamamlanan Millet İttifakı’nın kurduğu masa, seçimlerin sonucu ne olursa olsun, uçtan uça fikirleri buluşturmasıyla tarihe geçti. Önce 2018 seçimlerinde CHP ile İYİ Parti bir araya geldi ve bu ittifaka Saadet Partisi ile Demokrat Parti de dahil oldu. Sol, milliyetçi ve muhafazakâr kanadı temsil eden partilerin kurduğu masaya 2021 yılının Şubat ayında ise AK Parti’den ayrılan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan da eklenince Millet İttifakı ‘Altılı Masa’ya dönüştü. CHP’nin kurduğu masanın etrafında buluşan milliyetçi, muhafazakâr, demokrat ve liberal görüşteki genel başkanlar artık solcu Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı seçmenin gayreti içindeler. Aslında gayretten ötesini gösteriyorlar. Çünkü beş partinin liderleri, tabanları ve de oylarına talip oldukları seçmen kitlesi; birkaç yıl öncesine kadar "CHP zihniyeti iktidara gelmesin" kaygısıyla siyaset yapıyordu.

Solcu olmayan liderlerin, CHP karşıtlığından Kılıçdaroğlu’nu seçme idealine evrilmelerinin görünen tek gerekçesi; Recep Tayyip Erdoğan karşısında tutunamayacaklarını görmüş olmaları. Yani Erdoğan karşısında varlık gösteremeyeceklerinin bilinciyle, siyasi geçmişlerini reddetme yoluna girdiler. Haliyle kendilerini o masaya Kılıçdaroğlu değil de Erdoğan’ı sandıkta yenemeyecekleri gerçeği oturtmuş oldu.

Ancak 14 Mayıs’a giderken derin bir sorunla yüzleştiler. İYİ Parti ve masaya sonradan dâhil olan HDP dışındaki partilerin Kılıçdaroğlu’na oy taşıyacak bir gücü, tabanı, etkisi olmadığı görüldü. Oysa Kılıçdaroğlu’nun bu ülkede Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için muhafazakarların kendisine hatırı sayılır oranda oy vermesi gerekiyor. Bunun için de yine hatırı sayılır oranda muhafazakar seçmenin Erdoğan’a oy vermemesi için “ikna” edilmesi gerekiyor.

Anladığımız kadarıyla DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti böyle bir kopuşun öncüsü olamadılar ve sonuç olarak muhafazakarları ikna edemediler. Dahası, listeler açıklanma arefesindeyken ittifaka zarar verdikleri dillendirilmeye başlandı. Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı ilan etmek ve Meral Akşener’i baskılamak dışında bir etkileri olmadı diyebiliriz.

Peki muhafazakar seçmeni kim, nasıl ikna edecek? Görünen o ki bu işi Kemal Kılıçdaroğlu üstlenmek zorunda kaldı. Ancak çok mayınlı, diline ve terimlerine bile aşina olmadığı bir dünyaya “aslında öyle biriymiş gibi” giriş yaptı. Bu zamana kadar Erdoğan’ı dindarlığını kullanmakla suçlayanlar, bir anda Kılıçdaroğlu’nun aslında ne kadar dindar biri olduğunu anlatma yarışına giriştiler.

Ben Kılıçdaroğlu’nun seccadeyi ayakkabıları ile çiğneme hadisesinin asla bilerek yapıldığını düşünmüyorum. Dindarlardan alacağı bir oy hatta bir tebessüme muhtaç bir lider böyle bir hatayı asla bile isteye yapamaz. Ancak yaşantısında seccade olmayan, böyle bir rutinde yaşamayan biri için fark etmemiş olması normal. Asıl sorun da bu zaten. Bu zamana kadar topluluk önünde ayet ve hadis okumamış, mitinglerinde Peygamber Efendimiz’i anmamış Kılıçdaroğlu bir anda neden böyle bir kimliğe büründü? Seccade çiğnemeyi halıya basmakla bir tutan yeni Kılıçdaroğlucular da bu soruya samimi yanıt veremeyecekleri için; kendileriyle, değerleriyle ve geçmişleriyle çelişme yolunu seçtiler.

Tam burada AK Parti’nin kurucularından ve şimdilerin CHP Milletvekili Abdüllatif Şener’in 2005 yılında verdiği bir röportajı hatırlatmak istiyorum. “Şarabın tadından başka her şeyini” bilirim demişti.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;