GÜNCEL

Ersin Çelik : Bundan sonra ne olur?

Tarih
05 Mayıs 2023
İzlenme
Kişi
Yazar
Ersin Çelik

Depremden birkaç gün sonraydı… Adıyaman’a giden Selçuk Bayraktar’ın önünü kesen bir depremzede şunları söylemişti: “Burada zaman harcamayın gidin uçaklarınızı uçurun.” Bayraktar da vatandaşa sarılarak “Bu yarayı sarmadan hiçbir yere gitmek yok” demişti.

Hani derler ya; “mühim olan insanlık.” Uçak uçurmak, memleketi kalkındırmak, mazlum coğrafyalara umut olmak, 30 yıllık 40 yıllık hesapları kapatmak ve işgalleri bitirmekten daha kıymetlidir insanlık.

Recep Tayyip Erdoğan’ı Türkiye ve dünya tarihine geçen bir lider yapan özelliklerini sayarken baş sıraya “insanlığını” yazmamız gerekiyor. Akla hayale sığmayan icraatlarının temeline insanlığı, merhameti, heyecanı ve memleket sevdasını katan bir lider Erdoğan. Kucağına verilen bir çocuğu seven Erdoğan ile tamamlanan devasa bir projeyi havadan inceleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan fotoğraflarına bakın isterseniz. Aynı duygu yoğunluğunda; memleketin evlatlarının ve icraatlarının üzerine titreyen birini göreceksinizdir.

Türkiye bugün, Erdoğan’ın 22 yıl önce AK Parti’yi kurarken kendisine ve dava arkadaşlarına koyduğu hedeflerin çok ötesinde. Bu değişim, dönüşüm ve ilerlemeyi 20 yıldır görmeyen, kabullenmeyen, sindiremeyenler var. Daha iyisini yapmayı değil de hiç yapılmamasını savundukları projeleri tek tek saymayacağım. Hangileri olduğunu herkes biliyor. Ya üstünden geçiyoruzdur ya altından ya da içindeyizdir.

Sadece bir örnek vereceğim: Ben annem için banka ve hastane sıralarında çok bekledim. Yaşım kırk. Bahsettiğim yıllar 90’lar. Şimdiki çocuklar, gençler, beklerler mi bilmiyorum ama yaşlı amcaların, iki büklüm teyzelerin maaş kuyruklarında perişan olduklarını gördükçe çocuk aklımla bu işlerin bir kolayı olması gerektiğini çok düşünürdüm. Memurların ve sigortalıların ayrı ayrı hastanelerde tedavi olmasına bir türlü anlam veremezdim. SSK hastanesi doktorlarının yazdığı ilaçları eczanelerden alabilmeyi ise hiç düşünmemiştim. Bakın 2005 yılında Türkiye’de böyle bir devrim yaşandı. Hiç ihtimal verilmiyordu, öncesinde “Olmaz, mümkün değil, o kurumlar asla bir araya getirilemez” diyen herkes “Vay be!” nidaları çekti. Ancak kimseler de çıkıp, “Yahu bu daha önce neden yapılmadı, neden bir tane siyasi ya da bürokrat, olabileceğini dahi söylemedi. Böyle bir inancı ortaya koymadı” eleştirisinde bulunmadı.

Aynı eleştiriler şimdilerle de yapılmıyor gerçi… Memlekette hızlı tren, uçak, gemi, araba üretiliyor artık. Denizin altına tünel, dağın tepesine barajlar yapılıyor. Gazımızı bulduk, petrolümüzü de çıkardık. Çok değil bugün 20 yıl öncesinin olmazlarının hepsinin ötesine geçildi.

Peki bu nasıl oldu? Erdoğan, 2002’den itibaren Türkiye’yi yeni bir yola soktu, bir ufuk çizgisi belirledi ve tamamlanması gereken bir hedef koydu. En önemlisi de Anadolu topraklarını ve insanını Batı’nın tahakkümü altında kalmaktan kurtardı.

Türkiye şimdi, 14 Mayıs’ta Erdoğan’ın açtığı yoldan daha uzun yıllar ilerlemenin ya da mevcut yoldan sapmanın seçimini yapacak. Dünün ve bugünlerin hesabını, kitabını tutanlar kararlarını sandıkta verecek. 22 yıllık AK Partilinin de atadan babadan CHP’linin de omuzlarında büyük bir sorumluluk var. Bundan sonrası halkta. Lakin “sonrası” ucu açık bir zaman tanımı. Erdoğan 14 Mayıs’ta bir kez daha seçilirse 2028 seçimlerinin de kapısı aralanmış olacak. Ancak 2028’de kimlerin siyaset sahnesinde olacağı çok önemli. Erdoğan seçilirse karşısındaki muhalefet blokunun dağılması ve liderlerin kendi partilerince tasfiye edilmesi kaçınılmaz. Bu yönde yapılan kamuoyu araştırmaları bile var. Forumlarda; “Sizce Kılıçdaroğlu yenilirse CHP’nin başına kim geçmeli?” ve “İYİ Parti Genel Başkanı kim olmalı?” soruları var. Muhalefet yenilirse yenilenme kaçınılmaz. Yeni isimler çıkacak.

Peki AK Parti ve Erdoğan seçmeni, Erdoğan’ın açtığı yolda kiminle yürüyecek? Bir süredir Selçuk Bayraktar’ın ismi sadece savunma sanayisi ve insansız hava araçlarında değil siyaset için de güçlü şekilde konuşuluyor. Siyaset kulislerinde değil, tabanda, halk arasında… Özellikle de gençlerde böyle bir beklenti olduğunu görüyorum. Teknofest sürecinde bu söylenti iyiden iyiye arttı. Halkın lobisinin üzerinde lobicilik tanımayanlar bu havayı iyi bilirler. Erdoğan’ı siyasi yasaklıyken dahi tek başına iktidar yapan halk, bir kez daha geleceğe yönelik tavır geliştiriyor. Daha oy vermeden “rol biçmek” denir buna.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;