Sesli Makale

Küresel çeteler, planlarını öyle masa başında ve kısa sürede yapmazlar.

Büyük yatırımlar ve uzun zamana yayılmış hazırlıklar üzerine yapılır planlar.

Bir adam çıkıp büyük bir planı bozduğunda, elbette "yenildik" deyip vazgeçmezler.

Hemen devreye B,C,D planları girer. Oluşan duruma göre en uygun olanı devreye alınır.

15 Temmuzda, Türkiye üzerine oynanan büyük bir oyun bozuldu.

Uzun yılara dayanan, büyük yatırımlar yapılan bir plan, Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlarına yıkıldı.

Bu plan başarılı olsaydı, FETÖ elebaşı Gülen, İran devrimindeki gibi ülkeye dönecek ve Türkiye'yi, "Ruhani Lider" sıfatıyla yönetecekti.

Pe ki bu durumda, hükümet kim olacak, ülkeyi resmiyette kimler yönetecekti?

İddia odur ki Erdoğan sokağa çıkmakta bir saat daha geç kalsaydı, meclis Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu'nu göreve çağıracak, darbeciler ile uzlaşmaları için yetki verecekti.

Yani küresel çete Erdoğan'dan boşalan koltuğa, yine kendilerinin maşası olan FETÖ ile uzlaşmak adına bu iki ismi sürecekti.

Plan güzeldi ama bu ülkenin vatansever evlatlarının da desteğiyle Erdoğan bu oyunu bozdu!

Dedim ya, yenildiler ama vazgeçmediler.

15 Temmuz planında listenin en tepesindeki isimleri de bir kenara itmediler.

Planı revize edip, yeni bir yola çıktılar.

Malum, artık hain Gülen'in bu ülkeye dönmek, ülkenin "ruhani lideri" olmak gibi bir şansı kalmadı.

Ama birilerinin hala ülkenin başına geçmek gibi bir umudu var!

Hem de öyle seçimle falan değil; yine bir plan dahilinde, yine sinsice, yine küresel çetenin izni ve desteğiyle.

Öyle olmasa, eski bir Cumhurbaşkanı olarak kenarda oturmak ya da delikanlı gibi siyasete atılmak yerine, neden muhalefetin arkasındaki akıl, onları koordine eden güç pozisyonuna girsin ki..

Neden İBB Başkanı ile CHP İstanbul teşkilat başkanı ile Muhalefet liderleri ile gizli toplantılar düzenlesin?

Neden diğer eski Cumhurbaşkanları gibi değil de İngiltere Kraliçesi gibi "45 koruma, 20 küsur makam aracı ile gezsin?

İltisaklı olmasa, 5 makam aracını ve korumalar için lojmanı İBB Başkanı ona neden tahsis etsin?

Neden ikamet ettiği konut bile 3500 metrekare olsun?

Bu soruları sorduğuma bakmayın!

Ben cevapları da onun ne yapıp neye oynadığını da çok iyi biliyorum.

Hatta Zeytin adasına kaç valizle gidip, kaç valizle döndüğünü de biliyorum. Hangi yatla gidip, hangi kaptanla seyahat ettiğini de Efendiliğimizden susuyoruz. Ama zamanı gelince Pandora’nın Kutusunu açmayı da biliriz.

Bugünkü yazımızı güzel bir kelam ile bitirelim;

Kaleme bile sırrını verme. Gider kağıda yazar!

Kalın sağlıcakla…