Sesli Makale

Gündemin önünde sürüklenen yaprak olmamaya kararlıyım Allah’ın izniyle.

Benim de gündemim var.

Benim gündemim vatandaşın gündemi...

Mesela...

Bugün de, “Üniversite imtihanında ‘dindar’ öğrenciye haksızlık!” meselesine gireceğim.

Bu sene geldi geçti, seneye böyle olmasın bari.

Düzeltilsin!..

¥

Üniversite imtihanı, gencin hayatında son derece mühim bir aşama...

Önceki gün Havacılık ve Uzay Sanayii alanında uzmanlaşmış bir müessesede idim...

Dediler ki;

“Hazırlık eğitimi olmayan bir üniversiteden mezun olanları pek istihdam edemiyoruz maalesef. Yabancı dilsiz gelen bir gençten faydalanabilmemiz son derece zor.”

Evet, ille de kaliteli bir üniversitenin kaliteli bir bölümünü bitireceksin.

Peki, oraları nasıl kazanacaksın?

Zor iş, her soru altın değerinde, o günkü formun çok önemli.

Talebeler zaten eşit şartlarda giremiyor imtihana bir de başka türlü eşitsizlikler “haksızlıklar” olursa, durum fena.

İşte efendim, bir “haksızlık.”

Dr. Ahmet Gelişken dile getirmiş...

Gündemimize aldık...

Buyurun okuyalım:

“Üniversite giriş ikinci basamak sınavı, Müslümanlar için oruç tutmanın farz olduğu mübarek Ramazan ayına rastlamaktadır.

Ülkemizin %99’unun Müslüman olduğunu her fırsatta ifade etmekteyiz. Müslümanlar, kendilerine dinen farz olan Ramazan orucunu tutmakla yükümlüdürler. 

Gençlerin geleceğini belirleyecek kadar önemli bir sınava, oruç tutmayanlar yanında, oruç tutan öğrenciler de girecektir.

Müslüman öğrencilerin oruç tutmakla tutmamak arasında bir seçime zorlanması yanlıştır, insan haklarına, din ve vicdan özgürlüğüne aykırıdır.

Bu durumun oruç tutan öğrenciler için dezavantaj teşkil ettiği açıktır. 

İngiltere bile, azınlıktaki Müslüman öğrencilerin maruz kalacağı bu dezavantajı ve eşitsizliği ortadan kaldırmak amacıyla, Ramazan ayına rastlayan bu yılki lise bitirme ve üniversite giriş sınavlarını, Ramazan ayı öncesine çekme kararı almıştır. 

‘Müslüman öğrenciler, bu kadar önemli bir sınavda oruç tutmayıversinler!’ denebilir. 

Bu görüşe destek verenler de olabilir.

Ne var ki böyle bir yaklaşım, inanç ve ibadet özgürlüğüyle bağdaşmayacağı gibi, bu tavırla, geleceğimizi emanet ettiğimiz gençlerimize de ilkesizlik aşılamış oluruz. 

Bunun neticesinde, gençlerimizin şahsiyetleri de olumsuz etkilenir. 

Öte yandan, sınav başarısı elde etmek amacıyla orucunu bozmak durumunda kalan bir öğrenci, bu sefer, iç dünyasında oluşabilecek manevi rahatsızlık dolayısıyla daha da sıkıntılı bir duruma düşebilir. 

Sınavdan maksat, herkesin hak ettiği ve layık olduğu okulu kazanması ise eğer, öğrencilere fırsat eşitliğini sağlamalıyız. 

Basit bir mevzuat değişikliğiyle bu olumsuz durumun düzeltilebilme imkânın olduğu düşüncesindeyiz. 

Bu nedenle, Ramazan ayında yapılacak üniversite giriş sınavlarının, mübarek oruç ayının öncesine ya da sonrasına alınması, saygıdeğer yetkililerimizden arz ve talebimizdir.”

Evet, böyle bir dilekçe.

İlgililerimize arz edilir.

Üniversite sınavında bir soru ile on binleri aşabiliyor veya on binlerin gerisinde kalabiliyorsunuz.

“Oruç tatmasın efendim bir günlük!” tavrını kabul etmek mümkün olmadığına göre...

Bu işleri de bir düzene sokmak gerek.

Birçok konuda olumlu adımlar atan “yönetimden” bunu da bekliyoruz...

Bu sene geçti ise seneye...

“Dindar” öğrenciye haksızlık son bulsun!..

Benim gündemimde  bu tür mevzular da var, çok mu garip?..

Gazeteci vatandaşın gündeminden kopuk mu olmalı!..

YeniAkit
5 Haziran 2016