SİYASET

Safvan Allahverdi : PKK NASIL BITER?

Tarih
01 Eylül 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Safvan Allahverdi

1 Eylül 2015

Hemen hemen her yazimda Türkiye'nin ne denli önemli bir ülke oldugundan bahsederim. Çünkü tüm islam karsitlarinin topyekün saldirdigi Orta Dogu'ya açilan tek kapidir Türkiye. Oyüzden sadece Türkiye degil, Osmanli devleti'de bununla her daim mücadele etmek zorunda kalmistir. Ister şalvar giyin, ister yırtık kot pantolon. Ister doğucu olun, ister batıcı. Islam düşmanlarina göre Türkiye hep Osmanlidir ve hep öyle kalacaktir. Bunu,  bireysel olarak kendimizi yetistirip, genç kusaklara anlatmadigimiz sürece, gelecek günler çok daha acılı ve sancılı geçicektir. Çünkü Türkiye hiç bir zaman kendi haline birakilmadi ve kıyamete kadar da bırakılmayacaktır. Bunun için ise, Islam kaşıtlarının Türkiye'de kullanabilcegi bir çok etken vardir. Pkk bunlarin en iyisi ve en güçlüsüdür. Çünkü bir milletin refahini, ekonomisini, yasam standartlarini asagi çekmenin, kisacasi kimyasini bozmanin en etkili yolu o ülkenin bünyesinde bulundurdugu farkli etnik yapilari birbirine düsürmektir. Osmanli'yi silah zoru ile yenemeyecegini çok iyi bilen Avrupa, Osmanli'yi etnik farkliliklari kullanarak yendi. Önce birbirine yüzyillarca siki sikiya kenetlenmis Arap, Kürt, Ermeni ve daha bir cok azinliklari Osmanliya düsman etti. Yüzlerce yil Millet-i Sadika yani sadik millet denen Ermeniler simdi nasil olurda her firsatta Türklere kin kusuyor hiç soruldumu? Nitekim yüzlerce yil hiç bir ayrim olmadan yasayan Kürt'ler neden suan kiskirtilmaya çalisiliyor? Pkk nin amaci ne? Pkk gerçekten kürtlerin hepsinden destek aliyor mu? Çözüm sureci kürtler ile mi Pkk ile mi yapildi? Bunlarin bütünün sebebleri belli. Bu konuda okadar çok kafa yoruluyor ki, atilmasi gereken adimlar geri planda kaliyor. Pkk'nin bitirilmesi için atilmasi gereken adimlar nelerdir? Bunun üzerinde durulmasi lazim. Elbette ki eklenmesi gerekenler olucaktir ama bana göre asagida ki adimlar atilmadan pkk tam olarak bitirilemez. 

 

 

1- En basta FBI-CIA usulüne geçilmelidir. Amerika'nin iç güvenlik meselelerine FBI bakarken, Ülkenin dis menfaat ve güvenligini ilgilendiren olaylara CIA bakiyor. Bu görev dagilimi iki departmani nadiren karsi karsiya getirse de, genel anlamda mükemmel bir is paylasimi ve bu paylasimin getirdigi ani hareket ve yük hafifligi sagliyor. Malesef iç ve dis istihabat olarak görevini ikiye ayirmis olan MIT bazi hamlelerde geç kaliyor. Halbuki iç ve dis tehditlerde Türkiye okadar ileri sirada ki, Amerika'nin kendinde gördügü iç ve dis tehditlerinin hepsi Türkiye'nin sadece iç tehditleri kadar etmez. Türkiye'de böyle bir sistemin gelmesi sadece Pkk degil diger bütün illegal tehditlere karsi çok etkili olucaktir. 

 

2- Kurulmasi gereken, iç güvenlik müstesarligi'nin görevi; dagdaki pkk ile ile bizzat ilgilenmek degil, pkk'ya açiktan yada gizli yollar ile maddi manevi destek veren herkesi Anayasanin en az 5. maddesine göre hizli takip, sorgulama, tutuklamalarin yaninda terörle mücadele birimleirne yedi yirmidört istihabarat sunarak Pkk'nin iç yapilanmasini çökertmektir. Dagdaki militanlara karsi Türk silahli kuvvetleri müdahale ederken, il ve ilçelerde ki militanlara Iç güvenlik müstesarligi koordinesinde ki polis özel harekat müdahale etmelidir. Bu konuda Amerika'nin sistemi iyi incelenmelidir. 

 

3- Kurulmasi gereken Dis güvenlik Müstesarligi'nin görevi, Avrupa'da özellikle Almanya, Isviçre, Belçika, Fransa gibi ülkelerde çok güçlü olan Pkk ve pkk finansörlerlerini adim adim takip ve teshis etmeli, yilda onlarca kez eylem planlari ve parasal anlasmalar için Türkiye'ye girip çikan bu örgüt çalisanlarini iç güvenlik müstesarligina bildirerek, Türkiye'de etkisiz hale getirilmelidir. Sadece Belçika'dan Türkiye'ye yilda bir cok kez çesitli eylem ve anlasmalar için gelen 30'un üstünde Terör örgütü destekçisi oldugunu bilmemiz sanirim olayin ciddiyetini ortaya koyucaktir. Malesef ki bu kisiler üstüne düsen vazifeleri yaptiktan sonra gurbetçi edasiyla elini kolunu salliyarak Avrupa'ya geri dönüyor. Tüm bunlari takip, sadece tek ana kurum olarak içinde dagilan Mit müstesarligindan beklenemez. 

 

4- En büyük eksiklerden biri de Pkk terör örgütünün Uluslararasi arenada yeteri kadar anlatilamiyor olmasidir. Amerika danisikli dövüs yaptigi ve bunun tüm dünyaca bilindigi el kaide'ye karsi yilda onlarca film çekiyor, her askeri ve uluslararasi toplantilarda kendine karsi suni tehtidlerden bahsederek, Dünya'yi yapacagi operasyonlara karsi sessiz kalmaya zorluyor. Israil, kendi topraklarini savunmak için bastan asagi kursun geçirmez çelikle kapli tanklarina tas atan filistinli çocuklari öyle bir anlatiyor ki, karsisinda ki aslinda ne olup bittigini çok iyi bilen uluslararasi iradeyi, vahsetlerine kör sagir ve dilsiz birakiyor. Diyeceksiniz ki zaten pkk'yi destekleyen avrupa ve israil. Neyi kime anlaticaksin? Evet dogru, ama amaç pkk'yi sahiplerine sikayet etmek degil, günah benden gitti uyarisini çekmektir. Bunun için acilen adim atilmali, sadece pkk'ya karsi atilan bombalar, sikilan kursunlar ile degil, ayni zamanda pkk nin kim oldugunu anlatan gerçek hikayelerin filmlestirilmesi ile önce halki, diplomatik yollar ile ise uluslararasi kamoyunu uyararak her kanattan mücadele edilmelidir. 

 

5- Bir çin atasözü vardir. Pirincin içinde ki siyah taslardan degil, beyaz taslardan kork diye. Ülkemizin içinde bulundugu durumu çok iyi anlatan bir sözdür. Malesef öyle bir algi yönetimi yapiliyor ki, her olayda siyah taslara odaklaniyoruz. Bizim disimizi kiran siyah degil, beyaz taslardir. Bize bu zamana kadar hep bizanslilar, mogollar, israilliler, almanlar, ingilizler anlatildi ama kimse Fuat Pasalari, Enver pasalari, Cemal pasalari, Bizim gibi giyinen, bizim gibi konusan, bizim gibi yasayan kisacasi Türk gibi yasayan ama  aslen ingiliz, yahudi, alman olanlari anlatmadi. Bunlara tamamen yabanciyiz. Suan gazete, televizyon, devlet daireleri, siyasi makamlar, dini cemaatler içerisinde Türk gözüken okadar çok simonlar ve lawrance'lar var ki, bizim kapamaya çalistigimiz her yarayi, o keskin disleri ile geri açma gayretindeler ve bunu basariyorlar. Içimizde ki beyaz taslar ayiklanmali. Malesef devlet bu konuda çok yavas hareket ediyor. Buda ilk maddenin ne denli önemli bir adim oldugunu gösteriyor. Unutmayalim ki, tek bir lawrance koskoca bir arap yarim adasini birbirine düsürmeye yetti. Bu konu, dagdaki eli silahli militan ile mücadeleden daha önemlidir.

 

6- Bir kaç yil önce sosyal medya ile alakali yazmis oldugum bir yazimda, günümüz çaginda internet'in bu yüzyilin en etkli kitle imha silahi oldugunu yazmis, devletin siber suçlar ile mücadele birimine çok önem vermesi gerektigini belirtmistim. Günümüzde Isid, katilimcilarinin hatri sayilir bir kismini internet üzerinden buluyor. Ayni sey artik pkk içinde geçerli. Pkk yandasi web site ve sosyal medya hesaplarina biraz göz atmaniz, sosyal medya'yi nasil bir propaganda aracina çevirdiklerini göstericektir. Buna karsi alinmasi gereken önlemlerin, ifade özgürlügü ile de uzaktan yakindan alakasi yoktur. Ifade özgürlügü denince ilk akla gelen Amerika, geçen yillarda " biri Obama'yi öldürmeli" diye tweet atan liseli bir kizi yatagindan aldi. Tek cümlelik bir tweet, onlara göre nasil ifade özgürlügü degilse, bizde ki çok daha agir söylemler ve tehtidler hiç degildir. 

 

Sevgili dostlar.. Son ve en önemlisi olarak, Türkiye kendine biçilen rolü ve girmesi istenilen kaba sigmayacagini israrla belirtiyor. Her ne olursa olsun, eksikleride olsa Türkiye yanliz basina daha önce hiç girmedigi bir mücadele içinde. Olmasi gerekende bu. Fakat malesef günümüzde yasanan olaylar, sadece mücadele etmenin yeterli olmadigini ispatliyor. Akilli olmak, karsi tarafin hamlelerini bir kaç adim önceden hesap etmek gerekiyor. Bunun yanında halkın çok dikkatli olması ve duygudan çok akıl ile hareket etmesi gerekiyor.  Evet ateş düştüğü yeri yakar, fakat kardeşini şehit veren Yarbay'ın o konuşması, en çok kardeşini kendinden koparan pkk sempatizanlarına yaradı. Kardeşinin ve kendinin ismi şuan en çok hdp sayfalarında geçiyor.  Suan her olayda Türkiye'yi kötülemeyi kendine şiar edinmis, özellikle pkk ve işid'ı kullanarak Türkiye'yi hedef göstermeye çalışanlara bir bakın. Kimin hangi safta kimle omuz omuza olduguna bir bakın. Chp'de, Hdp'de, Gülen hareketi'de Sol örgütlerde, uluslararasi medya ile ağız birligi yapiyor. Saldirilan ise tek bir taraf.  Bir söz var, "Şu ahir zamanda dostunuz, düşmanınızdan çoksa kendinizden şüphe edin" diye. Kimin ne kadar dostu, ne kadar düşmanı olduğu ayan beyan ortada degil mi zaten?

seslimakale.com

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;