Sesli Makale

 1.     

Belli ki güzellikle gitmeyecek…

Vuruşa vuruşa gidecek…

Giderayak bir kriz daha çıkararak…

Benden sonra tufan diye toz duman kaldırarak…

E John Bass bu…

Belli ki ABD’ye “eli boş” gitmek istemiyor.

ABD’deki Hillary’cilerden alkış alarak, bürokraside yeni bir pozisyon kapmayı düşünüyor.

Artvin’de suçüstü oldu.

Çukur eylemlerinde sobelendi.

15 Temmuz’u yüzüne gözüne bulaştırdı. CIA’yı manipüle etti. Gezi Kalkışması, Kobani…

Yahu provokatörlükten başka büyükelçilik adına ne yaptı?

Ülkesinin imajını yerle yeksan etmekten başka, ne işe yaradı?

John Bass Amerika’nın Türkiye toplumundaki imajına yönelik öyle bir tahribat yaptı ki, ABD bir daha sittin sene düzeltemez.

Bir de utanmadan veda ziyaretlerine başlamış! Ama hangi kapıyı çaldıysa duvar! Dış istihbarat servislerinin beslemeleri, Soros-Bush çocukları dışında, kimse randevu vermemiş!

Bakalım ülkesine gidince tüm bunların hesabını nasıl verecek? Amerika’nın Ortadoğu’daki planlarını devreye sokmak için muhtaç olduğu en stratejik konuma sahip olan müttefiki Türkiye ile köprüleri yakmanın hesabını nasıl verecek? ABD-Türkiye diplomasi tarihinde görülmemiş bu “vize krizi”, kariyerinde nasıl irtifa kaybettirecek?

Hillary cephesinin hâlâ “güreşe” doymadığı malum… Trump’ın başını derde sokacak her gelişmeyi mutlulukla karşılayan bir kesim var. Bizdeki “Erdoğan gidici” demeyi sürdüren aylaklar gibi Amerika’da Trump’ın sayılı günleri kaldı diyenler var!

Ben bu vize krizinin, Trump muhaliflerinin emri ile gerçekleştiğini düşünenlerdenim. Zira John Bass, seçim sürecinde Türkiye kamuoyuna sürekli olarak Hillary’nin kazanacağını üfleyen biriydi. 

Belki de sahipleri için bir “kamikaze” olmaya karar verdi.

Türkiye’de darbe yapmayı başaramadı belki… Eh finalde ABD-Türkiye ilişkilerinde ne koparsa kâr…

ABD BESLEMELERİ

İçerideki Amerikan beslemelerinin etekleri tutuşmuş!

Yahu vize engeli, millete engel size değil ki?

Misal…

Sezgin Tanrıkulu ABD’ye gitmek istese, “I ıh” mı diyecek CIA? Yok artık! Hem de CIA plakalı kendi çalışanına…

Bu arada Sezgin Tanrıkulu demişken size bir sır vereyim!

1980 öncesi Diyarbakır’da, eşi ve çocuklarıyla Dilan Sinemasına giden bir subay, ailesinin gözleri önünde vurularak şehit edilir.

Bu terör eylemini yaptığı iddia ediler kişi, CIA Sezgin Tanrıkulu’nun abisi Vildan Tanrıkulu’dur. Önce gözaltına alınır, sonra serbest bırakılır. Bu arada İsviçre’ye kaçar!

Sonra da vatandaşlıktan çıkarılır! Lakin minik Sezgin’cik, abisinin vatandaşlıktan atılmış olmasını sır gibi saklıyor. Tabii işlediği söylenen cinayeti de…

Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye sokuşturduğu bu CIA ajanının eşi de 2010’da tâ Pensilvanya’ya Feto’nun elini öpmeye gitmiş! 

Tabii elinde PKK gibi bir sopa varken millet korkudan ağzını açamıyormuş…

Akit
11 Ekim 2017