Sesli Makale

5 Nisan 2015

Amerika’da 15 dolara satılan bir sarı yelek aldı adamın biri.
Etrafta park etmiş birkaç arabanın içinde gizli kamera kayıttaydı.
Yeleği görenler, onu otopark görevlisi zannederek, yüz bin dolarlık arabalarını tereddütsüz teslim ettiler.
Bir kişi bile çıkıp, “Sen kimsin?” demedi.
Arabamı niye sana teslim edeyim diye sormadı.
Sonra her birine durumu izah ettiler.
Bu gömlek 15 dolar, her isteyen alıp giyebilir ve kötü niyetli ise arabanı bu şekilde kaçırabilir dediler.
Gülüşmelerle son buldu o çekim.
*
Çağlayan'daki sahte cüppe ile başlayan macera ise maalesef farklı sonuçlandı.
Çok acı bitti.
Can alınacak, can verilecekti; öyle de oldu.
*
Özel güvenlik uygulaması yaygınlaştı ama görüldü ki bazı yerlerde yetersiz kalıyor.
Bir avukat cüppesi kaç paradır?
Cüppeyi koluna atan, eline çanta alan, beyaz gömlek ve kravat takan, avukatların geçtiği yerden aranmadan geçebiliyorsa, burada hangi güvenlik tedbirinden söz edebiliriz?
Avukat kimliği mi?
Sahte pasaport bile yapan adamlar, bir avukat kimliğini mi taklit edemeyecek?
Çağlayan'da böyle oldu işte.
Cüppe, çanta, kravat, kimlik bir de telaşlı adımlar ve çatık kaş...
Geçip gittiler.
Kamera kayıtlarında gördük.
Çantanın içindeki silahtan kimin haberi oldu?
*
Şimdi tedbirler artınca, avukatlar isyana başladı.
Güvenlik tedbirinin kendileri için gerekli olduğunu anlamayanlara ne söylesek az gelir, anlamazlar.
Avukatların arasında sakat düşünceli birileri olabilir mi?
Pekâlâ oluyor.
Savcıların ve hâkimlerin arasında bile rastladık.
Sahte belgelerle karar verdiklerine, düzmece hazırladıklarına, suçsuz kişileri suçlu gösterebildiklerine, kumpas hazırladıklarına şahit olduk.
O halde tedbirlere itirazın anlamı nedir?
Maksat komünistlik olsundan öte bir izahı var mı?
*
Tamam, insan şüpheli konumuna düşmekten hoşlanmaz.
Üstünün aranması zevkli bir şey değildir.
Hava alanlarında bile can sıkar.
Peki, uçağa doğru ilerlerken yapılan uygulamalara itiraz ediyor mu iki gündür Adliye girişinde patırtı çıkaran o kişiler?
*
Mesleğini, konumunu, gücünü fazla yüceltenler, neredeyse kutsayanlar, bir yerde mutlaka toslar.
Kanunda yeri yok böyle bir uygulamanın diyenlere hatırlatalım.
Kanun bazen arkadan gelir.
Binlerce insanın can güvenliği söz konusu olunca, beş dakika vakit kaybetmenin ve canının bir nebze sıkılmasının önemi kalmaz.
*
Bizim gazetede her giriş ve çıkışta x-ray denen cihazdan ve göz taramasından geçiyoruz.
Yirmi küsur senedir çalıştığımız, herkesin birbirini tanıdığı işyerinden söz ediyoruz.
Ve bir gün olsun itiraz yükselmedi kimseden.
Adliyeler, bizim gazeteden daha mı az tehlikeli?
Bizim binaya gelip gidenler yüzlerle ölçülür, adliyelerinki binlerle, onbinlerle.
Sırf ihtimal hesabı bile, güvenlik uygulamasını haklı çıkarmaya yeter.
Kötü niyetli birinin içeriye bomba veya silah sokup cana kıymasından, girerken aranmak daha iyidir.
Dana kıymasından değil, cana kıymasından söz ediyoruz; hepimiz ne demek olduğunu iyi biliriz.

Yenişafak