Sesli Makale

MHP lideri Devlet Bahçeli, Yunanlıların 9 Eylül’ü hatırlamalarını tavsiye etti.

Onlar hiç unutmadı ki.

Yalnızca 9’unu değil, Eylül ayının hiçbir gününü sevmiyorlar.

Eylül yaklaştığı zaman kıpraşmaya başlamaları bundan.

Ya ufak bir kayalık bulur, bayrak dikmeye kalkarlar…

Ya da bizim balıkçılara hücum ederler.

Bakın, en son yine balıkçı teknelerine saldırdılar.

*

Gücünüz denizdeki masum balıkçılara mı yetiyor?

Uluslararası sularda ağ atan teknelere silah çekerek, neyi ispatlamaya çalışıyorsunuz?

Balıkçıları taciz ederek, kendinizi tatmin mi ediyorsunuz?

Böylece ülkenizi savunduğunuzu mu sanıyorsunuz?

Yunan komşi…

Size sesleniyoruz.

Duyabiliyor musunuz?

*

Bir saat süren taciz sonunda bezerek ülkesinin karasularına dönen balıkçı teknelerini, orada bile rahat bırakmayarak, neyi ispatlamaya çalışıyorsunuz?

Plastik mermiyle ateş etmenin gereği nedir?

Askerlikten anladığınız buysa, yazık size.

*

Adam gibi, gerçek askerlik yapılması gereken yerde ise tık yok.

Asker dediğin, önce ülkesinin sınırlarını muhafaza eder.

7/24 uyumaz.

İki değil, dört gözle bakarak bekler.

Kuş uçsa haberi olur.

Rüzgâr esse, nereden geldiğini bilir.

Her an tetikte bekler.

Fakat komşi bunu bilmiyor.

Ya da bilmezden geliyor.

*

Yunan Danıştayı darbeci fetöcülerin iltica talebini kabul etti.

Yeterli delil yokmuş.

Öyle açıklama yaptılar.

Koskoca askerî helikopter, delil olarak yetmiyor.

Darbe gecesi başarısızlık kesinleşince darbeci subaylar apar topar kaçıp gitmişlerdi.

O helikopter sınırı geçerken, Yunan askerleri nereye bakıyordu?

Başka bir ülkenin askerî helikopteri sınırı geçiyor…

Kuş gibi süzülüp iniyor…

İstediği yere konuyor…

Hiçbir müdahalede bulunmuyorlar.

Bu nasıl iştir?

Askerlikten anladığınız buysa, yazık size.

Bunu söylemiş miydik? Olsun, yine söyleyelim ki pekişsin.

*

Sadece “başka bir ülke” değil, düşman bildikleri bir ülke…

En fazla korku duydukları, savaş senaryolarında en başa yazdıkları ülke…

Bütün bunlar, “helikopterde çok mühim bir yolcunun daha olduğu” iddiasını besleyen unsurlar.

«

Yunan hükümeti mahkemenin iltica talebini kabul etme niyetine itiraz etmişti güya.

Numaradan kendini temize çıkarma çabası.

Siyasi irade, oyunun bir parçası olmayı içine sindirebilmiş.

Ne yapsın?

Nasıl davranacağı söylenirse, öyle yapmak zorunda.

Aksi mümkün değil.

Kendi iradesini ortaya koyma yeteneği yok.

Efendilerinin emrine uyacak.

Yoksa ekmeğini de keserler, suyunu da.

Hatta belki havasını da.

yazının kaynağı