GÜNCEL

Markar Esayan : Paralel deşifre oldu, yeni mültezimlere dikkat...

Tarih
18 Aralık 2014
İzlenme
Kişi
Yazar
Markar Esayan

18 Aralık 2014

Üç gün önce, kıymetli dostum Ardan Zentürk Star gazetesinde önemli bir yazı yazdı. “GLADIO C devreye mi giriyor?” adlı yazısını okumanızı tavsiye ederim.

Aslında Zentürk’ün deneyimli ve dürüst bir gazeteci olarak yazdıklarını tecrübeli vatandaşlarımız pekala biliyorlar. A tipi GLADIO, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra NATO ile kurulmuş olandı ve Türkiye ekonomik zayıflığı nedeniyle Menderes’in ilk bağımsızlık hamlesinden sonra teslim alındı.

Menderes engeli vahşice aşılırken, öğrenci militanlığı, solcuların darbeseverliği ve medyada üretilen mühimmat kullanıldı. Oyunun ön kısmında yolsuzluk iddiaları ve demokrasi söylemleri vardı. Menderes, Zorlu, Polatkan akla gelebilecek her türlü kumpasla iğrenç bir şekilde hal edildi.

Bu infazların baş aktörü sadece cunta değildi, yargı mensupları ve medyaydı. Darbeden sonra “Galiba yanlış bir halt ettik, geri çekilelim” pişmanlığında olan cuntacıları yüksek yargı mensupları infazlar için tehditle ikna ettiler. TSK’nın hiyerarşik yapısı alt üst edilmiş ve milli ordu da teslim alınmıştı.

B Tipi GLADYO’nun ise, dün de yazdığım gibi, A Tipi Gladyo işlevsiz kalması üzerine dini görünümlü bir paralel yapı üzerinden kurulduğunu, hükümet dahil neredeyse çoğumuzun bu senaryoyu yuttuğunu görebiliyoruz.

28 Şubat çok ciddi bir yıkıma neden olmuş olabilirdi. Ancak değil bin yıl, on yıl bile sürecek bir formatlama yapmakta cuntacılar başarılı olamadı, testten geçemediler ve vesayet mültezimliği* ellerinden alındı, paralel yapıya verildi.

1999 yılında Öcalan’ın Türkiye’ye, Gülen’in ABD’ye, Sayın Erdoğan’ın da hapse gönderilmesi bu bağlamda çok anlaşılır.

Bu yapının kendine çok güvendiği, bir üst akıl tarafından yönetildiği, yapının uzun zamandır üzerinde çalışıldığı görülüyor. Darbe davaları ile sanki bir vesayetten kurtuluyormuş havası yaratılırken hem hükümet, hem de halkın komplikasyonları görmeleri önlendi. Hepimizin bu konuda ciddi özeleştiriye ihtiyacı var. Türkiye’nin bir polis devletine dönüştüğü görülemedi. Tepkiler zayıf kaldı. Lakin oluşturulan atmosfer basıncı o kadar yüksekti ki, ben olayların başka türlü gelişebileceğini yine de düşünmüyorum.

Düşünsenize, 122 kişi El Kaide’den tutuklanmış, 17 ay mahkemeye çıkarılmamış, ama öyle bir karartma yayınları yapılmış ki, mağduriyetler gündeme bile gelmemiş. (Taşhiyecilerin haberlerini o dönem ne ilginçtir ki cemaat kadar Doğan grubu da yapmış.)

Sayın Erdoğan dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasına karşı çıktığında kendisine ne kadar öfkelendiğimi de itiraf etmeliyim. Darbelerle yüzleşmekte gedik açıyor diye düşünmüştüm doğrusu.

Demem o ki, geçmişten ders çıkarmak, bu kadar ustaca kurulmuş bir polis devletine karşı yargının harekete geçmesine karşı yaygara koparmak değil, öncelikle büyük resmi görmeyi gerektirir.

Nitekim bugün, paralel yapı içeride ittifak olarak yine o dönem Türkiye’nin vesayetten kurtulmasına karşı teyakkuza geçen kesimlerini yanında buluyor, solcular ve merkez medya aktörleri.

Dönelim GLADYO meselesine... Bir şekilde paralel yapı üzerinden inşa edilmeye çalışılan B tipi GLADYO oyunu bozuldu. Deşifre olmuş olması yeterli, artık kullanılamazlar. Bu yapıyla mücadele belki yıllar sürecek; ama Türkiye’yi kaybetmek istemeyenler yeni mültezimler yaratmaya şimdiden girişmişlerdir. Yani C tipi GLADYO.

“Yabancı bir cisim geliyor” diye daha önce yazmıştım. Sezgilerim bunun  ekonomi üzerinden, ya da içeride başka bir partner yaratılarak olacağını söylüyor. Bunu bilmek benim değil, devletin işi.

Rusya’ya yapılan operasyona da azami dikkat etmekte fayda var.

* Osmanlı’da toprak sisteminde açık arttırma usulüyle, belirli eyaletleri kiraya vermeye iltizam, iltizam sahibi olan kişiye de mültezim denirdi.

Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;