Sesli Makale

5 Kasım 2015

‘Beyaz yakalı suç’ Concept Schools’a yönelik FBI’ın nitelikli dolandırıcılık iddiası ile başlattığı soruşturmanın adı. Concept Schools ise paralel devlet yapılanmasının ABD’deki okullarını yöneten şirket. Şirkete bağlı yedi eyalette otuz kadar okul var. Paralel devlet yapılanmasının denetiminde olan okul sayısı ise ülke genelinde 140’ın üzerinde. Bu okullardan Ohio ve İndiana eyaletlerinde olan 19 okul ve büroya 2014’ün Haziran ayında bir baskın gerçekleştirilir.

E-Rate, ABD genelinde okul ve kütüphanelerin telefon, internet ve bilgisayar dâhil birçok teknolojik unsurları daha ekonomik kullanma imkânı veren bir program. Bu programın federal bütçeden aldığı pay ise en son Aralık ayında 3.9 milyar dolara çıkarıldı. Ohio’da yayın yapan The Columbus Dispatch’in haberine göre 2014 yılına kadar Concept Schools’un yani paralel devlet yapılanmasına bağlı şirketin eyaletteki okullarının kasasına E-Rate programı kapsamında 7.4 milyon dolar para girdi.

‘Beyaz yakalı suç’ soruşturması ise Concept Schools’a bağlı okulların bu programdan usulsüzlüklerle haksız kazanç sağladığı iddiasını taşıyor. FBI’ın Basın Koordinatörü Vicki Anderson’un ‘Söz konusu okulların devletin sağladığı fonları bazı kişi ve kurumlara kazanç sağlama amacıyla kullandığı’ açıklaması ile soruşturmanın devam ettiği görülüyor. Fonlarla elde edilen gelirlerin bir kısmını ABD’de çalışmak için Türk öğretmenlerin vize işlemlerinde kullanıldığı diğer iddialar arasında.

FBI’ın Basın Koordinatörünün açıklamalarının yanında uluslararası hukuk firması Amsterdam&Partners LLP şirketinin yöneticisi Robert Amsterdam’ın‘Gülen örgütünün Google gibi şirketlerden bile daha fazla kişiyi ABD’ye çalıştırmak için girdirdiğini’ söylemesi beyaz yakalı suç soruşturmasının ciddiyetini gösteriyor. 2013 yılında Pensilvanya’da H-1B vizesine yönelik bir okulun usulsüzlük iddiaları sonrasında yine aynı okulun eyaletteki Okul Reform Komisyonunca sözleşmesinin yenilenmeyip kapatılması da artık ülke genelinde PDY’ye bağlı okulları zor günlerin beklediğinin göstergesi sayılabilir.

Her ülkede politik çıkarlar sağlama adına devlet adamı, bürokrat ve elit tabakanın çocuklarını kendi okullarında okutmak için özel bir çabasının olduğunu bildiğimiz bu yapının Türkiye’deki sistemi aynen diğer ülkelerde uygulamaya çalıştığını söylemek yanlış olmaz. Bu uygulamanın sözde aydınlık ve ışık saçan yüzünün yanında karanlık kısmı da artık yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor. ABD’de okulların mercek altına alınmasının akabinde ABD’nin en çok satan gazetelerinden olan USA Today’ın paralel örgütün ABD Kongresine verdiği sahte evrakların olduğuna yönelik iddiaları haber yapması ABD’nin bu yapı hakkında düğmeye bastığının işareti konumunda. Dernekler aracılığıyla ABD’nin Kongre üyelerine yönelik yaptırılan gezi seyahatleri ile maddi anlamda dolandırıcılığı sahte evraklarla yaptığına yönelik iddialar şuan incelemede.

ABD'deki bu hareketlenmenin asıl amacı okullara el koyup bu yapının elemanlarının iadesini sağlamak mı? Yoksa okullara el koyduktan sonra açılan soruşturmadan dolayı bu yapının liderini ve elemanlarının soruşturmayı gerekçe göstererek iadesini engellemek mi? Zaman ne gösterecek göreceğiz.

Türkiye’de ise durum ABD’den çok farklı sayılmaz. Üniversitelerde ve kurumlarda malum yapının kazanç elde etme adına her türlü haksızlığı mubah görmesi, haksız kazanç sağlama adına üniversiteleri ve okulları kullanması da artık sır değil. Hacettepe Üniversitesi’nde üstün zekâlılar okulu kurma adına projenin öncüsü olan Prof. Tuncay Delibaş’ın 20 bin lira değerindeki hissesini üç gün içinde 29 milyon TL’ye devretmesi kara para aklama şüphesi ile dikkat çekiyor. Aynı zamanda Delibaş’ın Fethullah Gülen’in doktoru olması ve olay açığa çıkmadan ABD’ye kaçması da kara para aklama iddialarını güçlendiren gelişmeler arasında.

Yazımın son kısmını müsaadenizle biraz serzenişle kapatayım. Bu okullarda hiç okumadım ama uzaktan hep sempati besledim. Son yıllarda yetişen gençliğin dini vecibelerden yoksun olduğunu gözlemledikçe iyi ki bu okullar var diye düşünüyordum. Hep hayal etmiştim, bir çocuğum olursa ilerde güvenle göndereceğim bu okullar var diye. Ta ki Işık okulları diye bildiğimiz bu okullardan ortaya karanlıklar çıkıncaya dek! Dünya genelinde çoğalması ile bir zamanlar gurur duyduğumuz bu okulların Türkiye hakkında bulunduğu ülkelerde karalama kampanyasını başlatana dek! Öğrencilerin ellerine tespihleri verip Ya Kahhar diye bir ülkenin liderine kin besletene dek! O öğrencilerin başörtüsünü serbest bıraktırarak hayatının en büyük siyasi riskini alan bir lider hakkında yine başörtülü öğrencilerin eline ‘The Dictatör’ yazısını tutuşturana dek!

Siz bu ülkenin himmetlerinden çok geleceğe hizmet etme adına size inanan gönüllerin hayallerini çaldınız. Siz bu ülke insanının çocuklar üzerindeki beslediği umutları yıktınız. Vallahi iflah olmazsınız.

Star