Sesli Makale

2 Kasım 2015

MİLLET bu defa da AK Parti’ye güçlü bir destek verdi.

İlginç bir milletimiz var; bazen kıskanç davranarak, bazen de olağanüstü cömertleşerek siyasilere mesaj veriyor. Mesajını doğru algılayanı mükâfatlandırıyor, yanlışa sapanı cezalandırmaktan da çekinmiyor.

7 Haziran seçiminde AK Parti’den yaklaşık 9 puanı geri almakta tereddüt etmeyen millet, dün aldığını fazlasıyla iade ediverdi.

Hem de bütün uzmanların ve yorumcuların aksine beklentilerine rağmen...

Nedeni basit: 7 Haziran seçiminin sonucunu en doğru okuyan AK Parti’ydi, mesajı anlamayan ise muhalefet partileri... Oysa millet, önceki seçimde, muhalefetin sorumluluk üstlenmesinden yana tavır belirlemiş, AK Parti’nin iktidarı muhalefetle paylaşmasını istemişti.

Muhalefet iktidarı paylaşmayı beceremedi; AK Parti ise milletin tek parti iktidarını kendisine çok görmesinin sebeplerini doğru tahlil etti, aradan geçen sürede kendisini yeniden millete cazip hale getirebildi.

Sözgelimi, bazı illerde aday listeleri alelacele hazırlanmış izlenimi veriyordu; 1 Kasım seçiminde başta Doğu ve Güneydoğu’dakiler olmak üzere pek çok ilde listeler yenilendi. Bu arada “3 dönem kuralı” sebebiyle dışarıda kalması gerekmiş pırıltılı isimleri yeniden aday gösterdi AK Parti.

Eleştirilerden fazla hoşlanmaz görüntüsüne rağmen, AK Parti’nin 7 Haziran seçimi öncesi ve sonrasında kendilerine yöneltilmiş eleştirilere kulak verdiği, haklı gördükleri istikametinde kendisini düzeltmekten geri durmadığı anlaşılıyor.

Öyle olmasaydı, 7 Haziran öncesinde açıklanan seçim beyannamesi ile 1 Kasım seçim beyannamesi arasında derhal göze çarpan düzeltmeler yapılmazdı. Ekonomi konusunu önceki seçimde neredeyse bütünüyle ihmal eden AK Parti, 1 Kasım seçimi öncesinde bu eksikliği fazlasıyla giderdi. Asgari ücretin artırılması ve emeklilerin durumlarının iyileştirilmesi vaatleri gibi...

Söylem yenilenmesi de öyle. Önceki seçimde kafa karıştırıcı bir görüntüsü vardı AK Parti’nin; bu seçimde ise partinin genel başkanı Prof. Ahmet Davutoğlu’nun daha görünür olması, “başkanlık sistemi” gibi toplumun büyük bölümü tarafından paylaşılmadığı bilinen, hatta tedirginliğe yol açan bir konunun geride bırakılması önemli değişiklikler...

Kim ne derse desin, dünkü seçimin sonucu AK Parti’de Davutoğlu’nun genel başkanlığının artık tartışılır olmaktan çıkması anlamını taşıyor. Sadece genel başkanlığının da değil, bu kampanya sırasında onun sahip çıktığı söylemin de tescilidir bu sonuç...

Davutoğlu bu gerçeği anlamış ve kuruluşunda yer almadığı halde en doğru yönelişin AK Parti’nin kuruluş felsefesine dönüş olduğunu da kavramış görünüyor. Mevlânâ’yı merkezine koyduğu “sevgi” merkezli ilk mesajlar, sonuçtan kimsenin “yenilgi” hissine kapılmaması gerektiğini ısrarla vurgulaması, partililerini taşkınlıktan uzak tutma çabası, bu yolda atılan doğru adımlar...

Tabii bu söylemin herhalde çok geçmeden kurulacak yeni hükümetin oluşmasına ve hükümet programıyla politikalarına da yansıması şartıyla...

Elbette seçim kampanyaları, doğal olarak, rekabetçi bir zeminde yürütülür. Rakip partiler birbirini eleştirirken en sert ifadeleri kullanır. Gerektiğinde gerilimden de medet umulur. Ancak, sandık sonuçları ortaya çıkar ve hele bir parti açık ara birinci gelerek iktidarı tek başına üstlenme imkânına kavuşursa, artık ondan bütün toplumu kucaklayıcı bir üslup benimsemesi beklenir.

Davutoğlu şimdi bunu yapmaya çalışıyor.

Yapabilirse, milletin sandıkta verdiği mesajı doğru okumuş demektir.

Habertürk