POLEMİK

Ersoy Dede : Patronlar Teslim mi Alındı?

Tarih
02 Ocak 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Ersoy Dede

2 Ocak 2015

13 Mayıs 1979’dan itibaren 24 kez farklı gazete ve dergilere verdikleri ilanla Ecevit Hükümeti’ne açıkça meydan okumuştu TÜSİAD..  Ecevit yıllar sonra, kendisine karşı kurulan o ünlü ‘ilanlı muhtıra’nın arkasında, Amerikan casus uçaklarının Türkiye semalarında uçuşuna izin vermemesinin yattığını söyleyecekti... Bülent Ecevit meydan meydan dolaşarak nasıl bir tezgahla karşı karşıya olduklarını açıkça anlatsa da bir kaç ay içinde hükümetin yıkılmasına engel olamamıştı.. Sonrasında ülkeyi darbeye götüren o süreç de fiilen başlamış oldu. Önce Demirel azınlık hükümeti peşinden 24 Ocak kararları ve o kararları güçlü biçimde uygulayabilmek adına yapılan 12 Eylül Darbesi.. 90’lara kadar kendi borusunu öttüren TÜSİAD ve onun egemen gücü komprador burjuva aileler, istediğini hükümet yapıyor, istemediğini asker eliyle yıkıyor, yerine istediği bir hareketi iktidara getiriyor, dengeyi sağlamak adına koalisyon yaptırıyor, mutlu mesut yaşayıp gidiyorlardı.. En sevdikleri parti bile olsa tek başına iktidara gelmelerine izin vermiyorlardı ki, kontrol etmesi daha kolay olsun.. Nitekim önlenemez yükselişi ile tek başına iktidara geleceğine kesin gözüyle bakılan Refah Partisi’nin önü de böyle kesildi.. 1995 Seçimleri’nin hemen ardından yine 1979’daki gibi gazete ilanlarıyla sürece dahil etti kendini.. İstedikleri DYP-ANAP koalisyonuydu.. Kuruldu ve bir kaç ay sürdü ya sürmedi.. 28 Şubatçı 5’li çetenin içinde olmadıklarını söylerler sıklıkla ama darbe süreci ve sonrasında en güçlü üyelerinin şirketlerine CEO olarak atanan komutanların engin ekonomi bilgileriyle atanmadıkları da ortada sanıyorum.. 

TÜSİAD, eski alışkanlıkları nedeniyle, 3 Kasım 2002 sonrası, Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘iktidar’ olabileceğine ancak ‘muktedir’ olamayacağına oynadı. Ve arka arkaya çuvalladı.. Özellikle 2008’den, şu ünlü mortgage krizinden sonra IMF ile Türkiye’nin yeni bir stand-by yapması için ciddi çaba sarfetti.. Hatta adına ‘İstanbul Yaklaşımı’ dedikleri bir anlaşma yapılmasını, IMF’den  para alınarak kendilerine dağıtılmasını falan istediler. Akıl alır gibi değil... Erdoğan ne yaptı?.. Hiç kimseyi dinlemedi ve IMF’yi Türkiye’den kovdu...  IMF’nin ülkeden kovulmaması için verdikleri mücadeleyi de kaybettikten sonra kontrolsüz biçimde saldırılarına başladılar.. Gezi Kalkışması’na umut bağladılar.. Sermaye destekli bir beyaz gençlik hareketi başlatıp, zenci iktidarı alaşağı etmeyi denediler.. Teorisyenleri kimse, kim verdiyse onlara bu saçma sapan aklı, bence bu işi bırakıp gitmesi lazım artık.. Çok sürmedi.. İki ay içinde kendi kazdıkları çukurda boğuldular... Gezi’de diz çöktükten sonra ‘tam biat’ mesajları vermeye başladılar Ankara’ya.. En büyük tesislerinin açılış takvimini, Önce Başbakan ardından da Cumhurbaşkanı olarak Tayyip Erdoğan’ın programlarına göre ayarlamaya başladılar. Her fırsatta yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu, artık böyle hatalar yapmamaları gerektiğini söylemeye başladılar.. Ancak arkasında duramadılar.. İyi ama neden?..

17 Aralık darbe girişimi sonrası özellikle bazı işadamlarına dönük olarak dinlemeler yapıldığı, tapeler arşivlendiği gibi haberler okuyoruz.. Kimler yok ki içlerinde?. İşte son olarak ortaya çıkan 360 bin kişilik liste.. Şu ana kadar, dinlenenler arasında yer alan sanayimizin güzide isimlerinden hiç biri çıkıp da ‘beni dinleyenler hakkında şikayetçiyim’ demedi.. Acaba bu rota değişikliğinin altında o dinlemeler mi var?. Bunu da bir sonraki yazımızda yazalım. Kalın sağlıcakla.

YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;