POLEMİK

Ersoy Dede : Çarpıtmanın ‘Taraph’ı

Tarih
23 Eylül 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Ersoy Dede

23 Eylül 2015

Dünkü Pensilvanya merkezli
The Taraph Gazetesi’nin ilk sayfasında Süleyman Yaşar’ın bir Numan Kurtulmuş eleştirisi vardı.. Süleyman Yaşar’ı biliyorsunuz. Sabah Gazetesi’nde yazıp, A Haber’de yorum yaparken hükümetin ekonomi politikalarını öve öve bitiremeyen, 17 Aralık sonrası ise bugünkü gazetesi Taraph’da yerden yere vuran iktisatçı.. The Taraph’ı da, eşi Neşe Düzel yönetiyordu biliyorsunuz.. Durumun ciddiyeti ortaya çıkıp da kumpaslar tel tel dökülmeye başlayınca kaçtı gitti. Cepheyi şimdi Süleyman Yaşar savunuyor..  

••

Mealen diyor ki Süleyman Yaşar, ‘hem Menderes’in kabrini ziyaret edip dua okuyorsun hem de Menderes’in idamına vesile olan Türkeş’in. Bu ne çelişkidir?’… Devlet tecrübesi de olan, aldığı eğitim nedeniyle bilgi ve donanımını da tartışmayacağım bir isim olan Süleyman Yaşar’ın, meseleyi kasten çarpıttığı gün gibi ortada.. Öyle bir 27 Mayıs anlatıyor ki, darbe bildirisini okuyan kişiyle, Menderes’i asan kişi aynıymış gibi.. Buna neden gerek duyduğunu bilmiyorum. Zira bu tarafta bu bahsettiği paradoksu sahi zannedecek kimse yok. Ancak ve ancak 1917 model sol kafalara tesir edebilir. Ama olsun. Madem iddia koskoca (!) The Taraph Gazetesi’nin sürmanşetinden çıktı, biz de birkaç söz söyleyelim.. Gelin birkaç cümleyle şu ‘darbe bildirisini okuyan’ Türkeş’in, Menderes’in idamı hakkında ne düşündüğüne bakalım isterseniz.. 

••

Darbe yapmayı kafasına koymuş olan cunta, alttan alta bunu tertiplerken, kuşkusuz bu planlarını Albay Alparslan Türkeş ile de paylaşır.. Türkeş ise plandan haberdar olur-olmaz kuzeni Demokrat Parti milletvekili Reşat Akşemsettinoğlu’na gider ve durumu anlatır.. Akşemsettinoğlu da sözüne güvenilir Türkeş’ten öğrendiklerini merhum Menderes ile paylaşır..  Merhum Başbakan, elindeki bilgileri savunma Bakanı Ethem Menderes’e sorar.. Ethem Menderes kim peki?.. Gelin bir iki cümle konunun ana gövdesinden sapmadan ona da bakalım.. Akrabası olmadığı halde Adnan Bey’in soyadını almıştır.. Bu sevgi ve muhabbetin bir göstergesidir.. Adnan Bey de onu hiç yanından ayırmaz..  DP Hükümetleri sırasında 8 yıl en kritik mevkilerde görev verir.. Yassıada günlerinde, Adnan Menderes’i ipe götüren ise Ethem Bey’in 1957 – 1960 arasında tuttuğu notları ihtiva eden TCDD ajandası olacaktır..  Ülke normalleştiği zaman geriye dönüp bakanlar şu yorumu yaparlar: “.. Ethem Menderes, en kritik koltuklardaydı ama Yassıada’dan hafif bir cezayla kurtuldu. Adnan Menderes’in sır küpüydü fakat cunta basını, hakkında tek satır olumsuz yazı yazmazdı…” İşte o Ethem Menderes, Adnan Bey’in kendisine sorduğu bu gelişmeyi teyit etmemiş, bunların Halk Parti cephesinden gelen tezviratlar olduğunu söylemişti.. Dolayısıyla da Adnan Menderes, kendisine getirilen habere itibar etmedi.. Alparslan Türkeş de, bunun üzerine, ‘madem inanmıyorlar, önlem de almayacaklar demektir’ diyerek, en azından sistemin içine girip, harekete yön vermenin ya da en azından darbe içinde darbe yapmanın şartları olup olmadığına bakma kararı verdi…

••

Türkeş, engel olamadığı darbeye istikamet verebilmek adına, müsteşarlık gibi kritik bir göreve gelir.. En basit örneklerden biri 147’likler hadisesidir.. Denir ki Türkeş, komünist ve mason akademisyenlere dönük bu operasyonu bizzat tertipledi.. Zira 147’ler hadisesi, Menderes’e karşı cuntayı destekleyen sol kesimde ciddi bir hayal kırıklığına yol açmıştı.. (Bu arada, tarihe not düşelim.. bu 147’ler hadisesinde, çok saygın akademisyenler de üniversitelerden ihraç edilmişlerdi).. 

••

Kısa keseceğim.. Türkeş, 27 Mayıs Darbesi’nden sonra Milli Birlik Komitesi içerisinde yaşanan görüş ayrılığı neticesinde, ‘14’ler’ olarak adlandırılan bir grupla birlikte sürgüne yollanır.. Türkeş’in yeni görev yeri, Yeni Delhi büyükelçiliği olacaktır.. 14’lüklerden biri de Prof.Dr. Ümit Özdağ’ın babası merhum Muzaffer Özdağ’dır mesela.. Özdağ da Japonya’ya yollanır o sürgünde. Ümit Özdağ’ın nüfus cüzdanında, doğum yeri hanesinde, ‘Tokyo’ yazar..  

••

Velhasıl, bu ayrı düşmelerin siyasi neticesine gelecek olursak.. Bunu da en iyi özetleyen, bizzat Türkeş tarafından kaleme alınan, Cemal Gürsel’e dönük olarak yazılmış mektuptur.. Mektupta özetle demektedir ki Türkeş: “……İdam cezalarının infazı, 13 Kasım’dan beri atılan çok hatalı adımlar dolayısıyla memlekette meydana gelmiş olan huzursuzluğu daha çok artıracaktır…. Ölüm cezalarının infazı, yurtdışında ve milletimiz ve devletimiz aleyhinde tepkilere yol açacaktır….. Ölüm cezalarının infazı hâlinde, milletimizi bölen kin ve garez duyguları şiddetlenecek ve 27 Mayıs’ın amacı olan millî birlik ruhunun geliştirilmesi güçleşecektir….” Süleyman Yaşar elbette bilir de başka bir nedenle yazıyor bunları. Anlıyoruz da, ne yapalım.. Kalın sağlıcakla..

YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;