Sesli Makale

9 Haziran 2015

7 Haziran seçimlerinde millet, AK Parti’ye ‘tek başına iktidar’ vazifesi vermedi.. Milletin tercihi, baş-göz üstüne.. Tartışması da yoktur. Burada AK Parti seçmeni, birileri gibi çıkıp da milletin tercihini tenkit etmek de bize yakışmaz.. Ancak bu sonuçlar üzerinden de sanki seçimin kazananı HDP’ymiş gibi yahut CHP büyük bir zafer elde etmiş de, AK Parti hezimete uğramış gibi bir tabloyu da açık söyleyeyim içime sindiremiyorum.

•

13 yıllık iktidarın ardından girdiği 9. seçimi de eze eze kazanan bir parti var karşımızda.. İçinden iki cumhurbaşkanı ve 3 başbakan çıkarmış bir dev hareket.. Başladığı noktada oylarını kimi zaman yükselterek, kimi zaman düşürerek ama hep kararlı ve istikrarlı bir şekilde yürüyen bir parti. Bakın 13 yıl evvel kurulmuş muhalefet partilerinin seçim kazanması kolaydır. Ama AK Parti’nin durumu başka..  Adamlar bugüne kadar siyasi, diplomatik, ekonomik, toplumsal en ağır yükleri omuzlayarak yol yürüdü. Ve bugün yine, girdiği seçimden birinci parti olarak çıktı.. 18 milyon 900 bin oy aldı.. En yakın rakibi olan CHP’den 7 milyon daha fazla oy demek bu.. Sadece kendisine en yakın parti olan CHP ile arasındaki fark, barajı geçtiği için seçim kazandığını zanneden HDP’nin aldığı oydan bile fazla.. Yani bir CHP, yanına HDP’yi de aldığında bile, hâlâ AK Parti’nin seçmen sayısına yaklaşamıyor.. Evet tek başına iktidarı kuramıyor. Çünkü rezalet bir seçim sistemimiz var.. Dördüncü partinin reel politik pozisyonuna göre, birinci partinin aldığı oy karşılaştırılır mı?.. Ama maalesef bizde böyle..

•

Şimdi gelelim daha mühim meseleye.. Kilidin anahtarı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinde.. Siyasi dehasını göstereceği günlerdeyiz. Erdoğan dışında başka hiç kimsenin ne yapılacağını bilmediği bir dönemdeyiz. Ve Erdoğan, yenilgi yenilgi büyüyen zaferlerin kumandanı, bugünkü; ‘siyasi kriz’ gibi görünen tabloyu, toplum lehine yönlendirebilecek olan zekâdır.. Endişeye mahal yok.. Bir hükümet krizi olmaz. Ya ne olur?.. 

•

Gelin birkaç kaygımı paylaşayım.. AK Parti hükümetleri döneminde rahattım. Bugün de kuşkusuz AK Parti’siz bir alternatif olmayacağı görülüyor. Ama bu benim küresel ölçekteki prestij projelerle ilgili olarak kaygılanmayacağım anlamına gelmiyor.. 600 bin konut, barajlar, üniversiteler, köprüler, tüneller… Neler yapılmadı ki bu iktidarlar döneminde..  Marmaray’ı durdurmaya çalıştılar olmadı, hızlı trenin kablolarını kestiler bitirilmesini beceremediler, Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinden mezhepsel kalkışma tertiplediler, şükür ki düşmedi millet bu tuzağa… Bundan 40 sene evvel, daha öne ithal edilen bayrak direği ipinin üretiminin sevinçle karşılandığı memleketime, bir güç, bir enerji geldi.. Geride bırakılan 13 yılda yapılan projelerle, sadece büyüme ve kalkınma değil aynı zamanda Türkiye’nin psikolojik makus talihi de değişti.. 6 kıta içinde, bütün dünyanın en büyük havalimanı inşa ediliyor şu anda.. Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi.. Daha neler neler.. Anlatmaya kalkarsak sığdıramayız kâğıtlara.. Şimdi diyor ki birileri; “AK Parti kenara çekilsin, bu üç parti koalisyon kursun da millet nasıl bir bela ile karşı karşıya kaldığımızı görsün”.. 

Ben böyle düşünmüyorum kimse kusura bakmasın.. Bu havaalanı inşaatını, 3. köprü inşaatını, Körfez Köprüsü inşaatını, yer altı tüp geçiş projesini, Kanalİstanbul’u ve bir anda adını hatırlayamadığım diğer binlerce işi, ehliyetsiz adamlara bırakıp gidemez bir yere AK Parti.. Sandıktan çıkana saygımız var da, bir zahmet kaygımız da var.. Kalın sağlıcakla.

YeniAkit