20 Ekim 2014...
Paralel yapı deşifre olup da icraatları faş edildikçe, savunulacak hali de kalmaz oldu birileri için.. Şimdi bu kadar her şey ayyuka çıkmışken, 7 Şubat yahut 17 Aralık tezleriyle hâlâ daha Erdoğan’a saldırmanın rasyonel bir karşılığı yok. Bunun herkes farkında ve bu farkındalık bir dizi film gibi, her gün yeni heyecanlarla hepimizin gözünün önünde yaşanıyor.. Dizi filmimizin adı; “Nedamet Rüzgârı”..
•
Tamamen ilkesel olarak sorsalar bana yani isim sormasalar, vereceğim yanıt hazır.. 30 Mart ve 10 Ağustos’taki ezici siyasi galibiyetin arkasından HSYK seçimleriyle “altın vuruş” da tamamlandıktan sonra, bazılarının “gücün yanında pozisyon almak” isteyebileceğini zannediyorum.. Bir kez daha üstüne basa basa söylüyorum. Bu genel durum analizi.. Ne Bugün Gazetesi’nde, ne Zaman Gazetesi’nde yaşanan kırılmalara dair değil.. Yapılan haksızlığa karşı isyan etmek ile kaybetmişlik sonucu konum güncellemek farklı şeylerdir.. İnce bir çizgi var orada. Örneğin Ahmet Taşgetiren’in istifa ederken koyduğu ilkesel çizgi.. Bence en ikna edici istifa Taşgetiren’inkiydi. Onun dışındaki kaymaların tümü üzerinde soru işaretlerim var..
•
Hüseyin Gülerce önce 7 Şubat darbe girişimi için “savaş ilanıydı” diyor ardından 17/25 Aralık için ise “topyekün saldırıydı”... Bu tamam.. bence de böyle.. Fakat anlamadığım şu. Hüseyin Gülerce “savaş ilanı” olarak gördüğü 7 Şubat için neden isyan bayrağı açmadı peki?. Ben yanılıyor muyum diye dönüp arşive baktım, içinde “7 Şubat bir savaş ilanıdır” ifadesi geçen yazısına rastlamadım. Peki 17/25 Aralık için?.. Ne demiş? Topyekün saldırı.. Ve ekliyor “ben Cemaat’i uyarmaya çalıştım”.. Oysa benim önümdeki twitter mesajlarında ‘Cemaat’in değil daha çok Erdoğan ve AK Parti’nin uyarıldığı yazıyor...
BU SON UYARI
Bakalım Hüseyin Gülerce hatırlıyor mu?.. Acaba Hakan Şükür’ün istifası (-ki 17 Aralık’ın arifesine denk gelir) hakkında ne yazmıştı Sayın Gülerce?...”.. Hakan Şükür’ün istifası 2013 yılının en önemli olayıdır.. AK Parti, bu istifayı, en samimi uyarı olarak anlamalıdır. Belki de son uyarı…” Bu buram buram tehdit kokan sözlerden Cemaat’e bir uyarı yapıldığı sonucunu çıkaran var mı?
FIRTINA
Peki Sayın Gülerce, paralel yapının, Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçtirmeme üzerine kurulu tezlerini yükseltirken de mi farkında değildi olan bitenden?... “...Herkes, Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar, bu topraklarda Cumhuriyet tarihinde hiç yaşanmamış sıkıntılara ve savrulmalara hazır olsun...” Çok korkutucu değil mi?.. Bu sözün sahibi şimdi diyor ki, 7 Şubat böyleydi, 8 şubat şöyleydi... Devamı da var sözün… “... Sadece sabredenlerin, sağduyu ile hareket edenlerin, üslup güzelliğini koruyanların ve duruşunu bozmayanların kazanacağı fırtınaya giriyoruz. Bu fırtınada dostlar kaybedilecek, çürükler ayıklanacak, vefasızlar ortalığa saçılacak. Herkes yerini bulacak. Sonunda Türkiye kazanacak …” Ne oldu şu bahsedilen fırtına geçti mi acaba?.. Öyleyse gidelim bir ekinleri kontrol edelim neler sökülmüş gitmiş bu fırtınada neler başından beri aynı yerde?..
UTANDIM EZİLDİM
Son olarak Gülerce’nin; ‘utandım, ezildim’ temalı yazısını da hatırlatmak isterim.. Bakın Erdoğan’a duyduğu öfkeyi ve Gülen’e duyduğu sevgiyi, arka arkaya dizdiği iki cümlede nasıl özetliyor Gülerce; “..... Utandım, ezildim. İçim yandı, boğazım düğümlendi. Müslümanlığımıza ne oldu böyle, insanlığımıza, onurumuza ne oldu böyle? Bir âlimi, milyonları harekete geçirerek milletimizi yeniden ayağa kaldıran, tavsiyeleri ile ‘bitti artık’ denilen Anadolu insanını dünyalara yönlendiren, cihan devleti mazlumlarına yeniden gönülleri fetih heyecanı yükleyen bir çilekeş insana bu yapılır mı?...” Demek bu yazının da artık bir hükmü kalmadı.. Hadi atalım gitsin çöpe.. Neyse sözün sahibi de muhatabı da unutmak istiyorsa unutabilir. Benim için sorun yok. Yalnız arz edeyim abime; ben unutmadım Hüseyin Abi.. 17 Aralık darbe girişimi ile mücadele ederken burada olsaydın daha güçlü olurduk. Şimdi geliyorsan ancak hoş gelmiş olursun.. Kalın sağlıcakla.
Yeniakit
Paralel yapı deşifre olup da icraatları faş edildikçe, savunulacak hali de kalmaz oldu birileri için.. Şimdi bu kadar her şey ayyuka çıkmışken, 7 Şubat yahut 17 Aralık tezleriyle hâlâ daha Erdoğan’a saldırmanın rasyonel bir karşılığı yok. Bunun herkes farkında ve bu farkındalık bir dizi film gibi, her gün yeni heyecanlarla hepimizin gözünün önünde yaşanıyor.. Dizi filmimizin adı; “Nedamet Rüzgârı”..
•
Tamamen ilkesel olarak sorsalar bana yani isim sormasalar, vereceğim yanıt hazır.. 30 Mart ve 10 Ağustos’taki ezici siyasi galibiyetin arkasından HSYK seçimleriyle “altın vuruş” da tamamlandıktan sonra, bazılarının “gücün yanında pozisyon almak” isteyebileceğini zannediyorum.. Bir kez daha üstüne basa basa söylüyorum. Bu genel durum analizi.. Ne Bugün Gazetesi’nde, ne Zaman Gazetesi’nde yaşanan kırılmalara dair değil.. Yapılan haksızlığa karşı isyan etmek ile kaybetmişlik sonucu konum güncellemek farklı şeylerdir.. İnce bir çizgi var orada. Örneğin Ahmet Taşgetiren’in istifa ederken koyduğu ilkesel çizgi.. Bence en ikna edici istifa Taşgetiren’inkiydi. Onun dışındaki kaymaların tümü üzerinde soru işaretlerim var..
•
Hüseyin Gülerce önce 7 Şubat darbe girişimi için “savaş ilanıydı” diyor ardından 17/25 Aralık için ise “topyekün saldırıydı”... Bu tamam.. bence de böyle.. Fakat anlamadığım şu. Hüseyin Gülerce “savaş ilanı” olarak gördüğü 7 Şubat için neden isyan bayrağı açmadı peki?. Ben yanılıyor muyum diye dönüp arşive baktım, içinde “7 Şubat bir savaş ilanıdır” ifadesi geçen yazısına rastlamadım. Peki 17/25 Aralık için?.. Ne demiş? Topyekün saldırı.. Ve ekliyor “ben Cemaat’i uyarmaya çalıştım”.. Oysa benim önümdeki twitter mesajlarında ‘Cemaat’in değil daha çok Erdoğan ve AK Parti’nin uyarıldığı yazıyor...
BU SON UYARI
Bakalım Hüseyin Gülerce hatırlıyor mu?.. Acaba Hakan Şükür’ün istifası (-ki 17 Aralık’ın arifesine denk gelir) hakkında ne yazmıştı Sayın Gülerce?...”.. Hakan Şükür’ün istifası 2013 yılının en önemli olayıdır.. AK Parti, bu istifayı, en samimi uyarı olarak anlamalıdır. Belki de son uyarı…” Bu buram buram tehdit kokan sözlerden Cemaat’e bir uyarı yapıldığı sonucunu çıkaran var mı?
FIRTINA
Peki Sayın Gülerce, paralel yapının, Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçtirmeme üzerine kurulu tezlerini yükseltirken de mi farkında değildi olan bitenden?... “...Herkes, Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar, bu topraklarda Cumhuriyet tarihinde hiç yaşanmamış sıkıntılara ve savrulmalara hazır olsun...” Çok korkutucu değil mi?.. Bu sözün sahibi şimdi diyor ki, 7 Şubat böyleydi, 8 şubat şöyleydi... Devamı da var sözün… “... Sadece sabredenlerin, sağduyu ile hareket edenlerin, üslup güzelliğini koruyanların ve duruşunu bozmayanların kazanacağı fırtınaya giriyoruz. Bu fırtınada dostlar kaybedilecek, çürükler ayıklanacak, vefasızlar ortalığa saçılacak. Herkes yerini bulacak. Sonunda Türkiye kazanacak …” Ne oldu şu bahsedilen fırtına geçti mi acaba?.. Öyleyse gidelim bir ekinleri kontrol edelim neler sökülmüş gitmiş bu fırtınada neler başından beri aynı yerde?..
UTANDIM EZİLDİM
Son olarak Gülerce’nin; ‘utandım, ezildim’ temalı yazısını da hatırlatmak isterim.. Bakın Erdoğan’a duyduğu öfkeyi ve Gülen’e duyduğu sevgiyi, arka arkaya dizdiği iki cümlede nasıl özetliyor Gülerce; “..... Utandım, ezildim. İçim yandı, boğazım düğümlendi. Müslümanlığımıza ne oldu böyle, insanlığımıza, onurumuza ne oldu böyle? Bir âlimi, milyonları harekete geçirerek milletimizi yeniden ayağa kaldıran, tavsiyeleri ile ‘bitti artık’ denilen Anadolu insanını dünyalara yönlendiren, cihan devleti mazlumlarına yeniden gönülleri fetih heyecanı yükleyen bir çilekeş insana bu yapılır mı?...” Demek bu yazının da artık bir hükmü kalmadı.. Hadi atalım gitsin çöpe.. Neyse sözün sahibi de muhatabı da unutmak istiyorsa unutabilir. Benim için sorun yok. Yalnız arz edeyim abime; ben unutmadım Hüseyin Abi.. 17 Aralık darbe girişimi ile mücadele ederken burada olsaydın daha güçlü olurduk. Şimdi geliyorsan ancak hoş gelmiş olursun.. Kalın sağlıcakla.
Yeniakit
Hiç yorum yapılmamış
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER
ÖNE ÇIKANLAR Tümü
Zekeriya Say : “Yalanın bacağı” artık kırılmalı!
486 kez izlendi
Salih Tuna : Bıyık da yetmiyor
534 kez izlendi
Ergün Diler : Adidas
1466 kez izlendi
Zafer Şahin : AYM’de kimin dediği oldu?
2182 kez izlendi
EN POPÜLER GÜNÜN YAZISI
YAZARLAR
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.