Tarih 25 Temmuz 2016İzlenme KişiYazar Ekrem Kızıltaş
Paylaşım
İmtihan imtihandır. Üniversite, askeri lise, harp okulu, KPSS, hakimlik, TUS ya da başkası... Girer, elinizden geleni yapar ve netice olarak da kazanır ya da kaybedersiniz... Bulunduğunuz makam ya da rütbeden daha yükseklere tırmanabilmek, terfi alabilmek için de liyakat ve başarıya göre değerlendirilir ve yükselirsiniz... Bu kadar basit. Epeydir farkındaydık, ama şimdidaha iyianladık ki,mesele bukadarbasitdeğilmiş. Birileri kendilerine verilen cevapları ezberleyerek giriyorlarmış imtihanlara ve tabii ki kazanıyorlarmış. Belki de yüz binlerce millet evladının haklarının yenilmesi, önlerinin kesilmesi söz konusu... Hak etmeyerek askeri liselere girmeleri sağlananların imtiyazlımuamelesi gördükleri, diğerlerininise alabildiğine zorlandıkları hattaokullarını terke zorlandıkları ile ilgili epey olay anlatılmıştı vaktiyle, ama inanılmamıştı. İnanılmamıştı, TSK'ya bağlı kuruluşların prensiplerine aşırı bir bağlılık gösterdiği ve anlatıldığı şekliye aralarına sızılmasının imkanı olmadığı zannediliyordu çünkü. Böyle bir durumda, okullardabaşarılı olamayan birilerinin, başkalarınısuçlama ihtiyacı sebebiyle böyledavrandıkları düşünülüyordu. Birilerinin, yukarılardan bir yerlerden ve kelimenin tam manasıyla başkalarının haklarına açık birtecavüz olduğu için haramabulaşmış bir şekilde nerelerekadar yükselebildiklerini 17-25Aralık'ta görmüştük. 15 Temmuz'u yaşadıktan sonra daha net bir şekilde gördük. Bu haramzadelik durumunun sadece askeri liseler ya da harp okulları ile ilgili olmadığını ve aptapotun kollarının çok daha başka yerlere uzandığını da biliyoruz artık. Hak etmedikleriyerlere, hak etmedikleri şekildegelenlerin, kendilerini oralaragetirenlere sorgusuz itaat ettiklerini veher ne melanet isteniyorsa yaptıklarınıda gördük.
Her yol mübah... Yükselebilmenin en sağlam yolu olarak ayak oyunlarını esas aldıkları, kendilerinden olmayanlarınyükselişlerini önlemek için aklagelebilecek her türlü yollarabaşvurabildiklerini, hasbelkader yükselebilmiş olanları oralardan uzaklaştırabilmek için tehdit, şantaj gibi değişik yollara başvurabildiklerini de... Ne kadar kolaymış birilerinin terfilerini önleyip, yerine kendi adamlarını getirebilmeleri: Rutin bir sağlık muayenesinde 'sağlık problemleri var' raporu her şeyi halletmeye yeterli imiş meğer. Şimdi çok daha iyi anlıyoruz ki, arzularına ulaşabilmek içinbinlerce, on binlerce hayatımahvetmişler, insanlara büyüksıkıntılar yaşatmışlar. Bunu yaparken de adaleti, hakkaniyeti ayaklar altına almaktan zerre kadar kaçınmamışlar... Ağabeyler tarafından çalınarak kendilerine servis edilen cevaplarla hakları olmadığı halde astsubay hazırlık okullarına, askeriliselere, harp okullarına girenlerve yine hak etmedikleri haldedeğişik mevki ve makamlaragetirilenlerdi 15 Temmuz gecesiinsanımızın üzerine yaylım ateşaçmaktan çekinmeyenler. Kendilerine, 10 yıl, 20 yıl hatta 30 yıldır takiye yaparak geldikleri noktadan hareketle Milletimizi kurtaracakları şeklinde bir hedef empoze edilmişti muhakkak. Ama akıllarını ve her şeylerini teslim ettikleri iradenin emriyle insanımıza kan, barut ve ölüm kustular o gece... Kendisinden olmayanların elinden her şeyi çalmayı caiz gören bir anlayış, haramzade bir anlayıştır. Oysa büyüklerin dediği gibi: 'Haramınbinası olmaz!..' Olmadı da...
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.