ABD'nin ekonomik savaş stratejisi bugünlerde 'riyal-politik' terimiyle ti'ye alınıyor.
Bu tanımlama, ABD'nin İsrail ve Suudi Arabistan'ı yanına alarak kendi kurduğu Atlantik sistemine yönelik Don Kişot'vari saldırısını da sembolize ediyor. Küresel arenada ABD'nin monopolistik hegemonya dönemi son demlerini yaşıyor. Hemen herkes 1914 ila 2014 arasını kapsayan Amerikan çağının kapandığı konusunda hemfikir.
Zira ekonomik alt yapısı Protestanlığa ve siyasi altyapısı ise Katolikliğe dayanan Anglo-Amerikan uygarlığı şimdi her iki cephede de gelip ırkçılığa demirlemiş halde.
Neo-conların o nobran söylem ve tehditlerine kimsenin aldırdığı yok.
Dünyadaki güç dengelerinin değiştiğini ve çok kutuplu yeni bir yapının oluştuğunu gören ülkeler dış politikada artık bağımsız hareket ediyor.
Bunun başını ise Çin, Rusya, Türkiye, İran, Almanya, Hindistan, Fransa ve İngiltere gibi aralarında ABD'nin kadim müttefiklerinin bulunduğu ülkeler çekiyor.
***
Bütün rapor ve göstergeler her yönden nüfuz kaybına uğrayan ABD için adeta birer tehlike çanı niteliğinde.
Borcu 20 trilyon doları aşan ABD ticaret hacminde Çin'e karşı her yıl 375 milyar dolar Almanya'ya karşı ise 65 milyar dolar açık veriyor.
Avrupa Komisyonu'nun son verilerine göre Çin, 2030'da bütün paritelerde ABD'yi geçerek küresel ekonomide bir numara olacak. 2050'de ise Çin'in küresel ekonomideki payı yüzde 28, ABD'nin yüzde 16, AB'nin yüzde 15, Hindistan'ın yüzde 8 ve Japonya'nın da yüzde 5 olması öngörülüyor.
***
Hiç yorum yapılmamış
1938 kez izlendi
2097 kez izlendi
974 kez izlendi
1292 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.