SİYASET

Alper Tan : Küresel denklem hızla değişiyor

Tarih
08 Mart 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Alper Tan

“2. DÜNYA SAVAŞI’NDAN DERSLER” başlıklı Analiz’de ülkelerin o büyük savaşta nasıl kayıplar verdiklerini çok çarpıcı rakamlarla anlatmaya çalışmış ve Batı’nın o savaştan ne gibi dersler aldığını izaha gayret etmiştik. “BATI DÜZEN KURUCU ROLÜNÜ KAYBETTİ” başlıklı bir önceki Analiz’de ise ABD, Avrupa ve Rusya’nın içine düştüğü rezil duruma dikkat çekmiş, bunların artık dünyada “Düzen kurma” kabiliyetlerinin kalmadığını anlatmıştık. Bu yazıda ise Küresel denklemdeki güç dengelerinin ne yönde ağırlık kazandığını izaha çalışacağız.

Bir önceki makalede “Tehditkâr ve buyurgan üslupla Türkiye ve İslam alemine nizam vermeye çalışan Batı, bugünlerde ne oldu ise hümanistleşti. ‘Dünyamızı savaşla değil, barışla dizayn etmenin mümkün olduğunu’ telkin etmeye başladılar” diye hatırlatıp, “Şimdi oyunun kuralları değişiyor. Bundan sonra kuralları Batı değil, başkaları koyacak” diye eklemiştik.

Dikkatle takip edenler fark etmiştir. Son 10 güne baktığımızda küresel dengelerin değişmeye başladığı hissediliyor. Riyad-Moskova görüşmeleri, Ankara-Tahran arasındaki gerilimin diyaloğa dönüşmeye başlaması.. Bu çerçevede Hasan Ruhani’nin Türkiye’ye geleceğinin duyurulması.. Ukrayna ve etrafındaki ülkelerin Rusya ile ilişkilerinin gerilime dönüşmeye başlaması.. Avrupa ve ABD'den, Suriye ve sığınmacılar bağlamında gelmeye başlayan pozitif sinyaller.. Putin’in Merkel’i devirmek için Almanya’daki aşırıcı uçları örgütlediğine dair haberler.. Ve bu haberlerin özellikle NATO tarafından deşifre edilmesi.

Bu baş döndürücü hızla gelişen olaylar, bölgede ve dünyada gerçekten İslam dünyası açısından bugüne kadar “olumsuz” gibi görünen durumun nasıl olumlu bir değişime evrilmeye başladığını gösteriyor..

İran’daki ve Batı’daki bu değişimin temel sebebi, hiç şüphesiz “İslam Ordusu”nun ete kemiğe bürünmeye başlaması ve Türkiye'nin kararlılığıdır.. İran ve Rusya'daki belirli bir değişimin yanı sıra, ABD ve Avrupa'dan da olumlu sinyaller geliyor.. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Batı Afrika ziyaretlerine, ziyaret edilen ülke yönetimleri ve Afrika halklarının verdiği değer ve önem Batı’yı çok ürküttü.

Bunun yanında 25-26 İslam ülkesinin 200 bin özel kuvvet askeri ile Suudi Arabistan’da dünyanın en büyük askeri tatbikatını yaparak “güç göstermesi” elbette bu konuda en büyük unsur.. Bu bir askeri tatbikatın çok ötesinde, hiç şüphesiz bir “KÜRESEL SAVAŞ PROVASI”dır.

Batı, İran ve Rusya karşısında, Türkiye’nin çok yakın temasta olduğu Azerbaycan ve Ukrayna'nın dimdik duruşları da denklemde önemli bir değer ifade ediyor.

Yapılan son seçim sonuçlarına baktığımızda, halkın, İran yönetiminin Irak ve Suriye politikasını beğenmediğini ve desteklemediğini görüyoruz. Rusya ve İran, İslam dünyasının büyük bir ekonomik kuşatması altındalar.. Suudi Arabistan’ın petrol fiyatlarına dip yaptırması, Rusya ve İran’a karşı bunu“savaş silahı” olarak kullanmak istemesinden kaynaklanıyor. Ayrıca İran, Rusya ile Rusya da İran’la kendi siyasetleri açısından nereye kadar gidebileceklerini gördüler. Bu iki ülke, birlikte bu şekilde yeni dünya düzeninde iyi bir yer alabilmelerinin zorluğunu anlamaya başladılar.

Tahran, Sünni dünya ile savaşı seçerse İran mutlaka karışır. O zaman Humeyni rejimi Kum’a saplanır ve devam edemez. İran halkı da bunu gördü ve İran'ın, Suriye, Irak, Yemen savaşlarının ortasında iradesini ortaya koydu. İran seçimlerinde bölgeler bazında baktığımızda halkların farklılaştığı görülüyor. Mesela Belucistan, %90’ın üzerinde “muhafazakarları” reddetti.. Irak Şiileri de öyle görünüyor. Iraklı Şiileri, Tahran destekli Bağdat hükümetine açıkça cephe aldı.. Bir de Davutoğlu Tahran ziyaretinde “Ben sırf Türkiye adına değil, Körfez adına da buradayım” dedi. Bu açık bir mesajdı.

Rusya-İran ittifakına kısmen Irak ve yine kısmen Suriye'den başka destek olacak aktör yok yeryüzünde. ABD ise her türlü savaş gücünü elinde tutuyor olmasına rağmen bölgede halk desteği olmadığı için, çaresizlikten bölgeyi, bölge ülkelerini kaybediyor.. Dolayısıyla süper güç kabiliyetini de kaybediyor.

AB ise siyaseten ve sosyolojik olarak dağılmış ve çaresiz.. Türkiye, 3,5-4 milyon sığınmacıyı gözünü kırpmadan yıllarca misafir ederken o koskoca(!) AB, 1.5 milyon silahsız mülteciden korkmuş ve tırsmış durumda. Ya bu mültecinin bir de 3 bini silahlanıverse, dünyanın gözünde büyüttüğü AB’nin ne hallere düşeceğini hayal edin.

Kendince Türkiye’ye kafa tutan Berlin’in son çıkışlarına dikkat edin. Almanya'nın Türkiye politikasında keskin bir “U” dönüşü yaşanıyor.. Bu, belki kamuoylarına tam yansımıyor ama Almanya yeni dünya düzeninde yeni ittifaklar peşinde artık..

Rusya, Almanya’nın böyle yapabileceğini hiç beklemiyordu. Onun için Putin, Merkel’i devirmek ve cezalandırmak için belden aşağı çalışmaya başladı. Merkel ise gizlemiyor; çok açık konuşuyor, Türkiye’yi destekliyor. Bu sadece siyasi bir karar olmasa gerek.. Almanya, sırf köhnemiş, yaşlanmış bir AB ile yeni dünyada yer bulamayacağını gördü. Ayrıca ilk defa içindeki 3 milyon Türkün Almanya'yı ihya edebileceği gibi berbat da edebileceğini anlamış gibi görünüyor.

İslam dünyasında 15 ile 50 yaş arası 350 milyon erkek, “içi yanan” birer mücahit durumunda. Bunun önüne kimse geçemez.. Hepsi iyi yetişmiş savaşçı bunlar... Batı bunu gördü. İran da bunu gördü ve kendisine sempatiyle bakan her ülkedeki Şiileri kaybedeceği korkusu sardı Tahran’ı..

İran, Suriye'de tutunmakta zorlanıyor.. Lübnan'da artık Hizbullah istenmiyor.. Hizbullah örgütü, bu durumu kendi içinde bile sorgulamaya başladı.

Şimdi bu şartlarda, İran, Suriye'de Sünnilerle kuramadığı ittifakı Rusya ile mi kurabilecek? Bunu hangi Şii kabullenebilir?

Kim ne derse desin.. Belki ülkeler yandı, yanıyor; ama Arap Bahar'ı olmasaydı İslam dünyasındaki bu uyanış olmazdı. “Arap Baharı’nı ABD yaptı” diye konuşanlara şunu sormak lazım. “ABD, süper gücünü mahvetmek için mi öyle yaptı!?”

Küresel denklemde büyük bir kırılma ve dönüşüm yaşanıyor. Alışılmış, ezberlenmiş uluslararası ilişkiler denklemi alt-üst oluyor. Ama yine de biraz temkinle beklemekte fayda var. Çünkü son raddede başka yeni gelişmeler ve kaymalar da olabilir.

Ama inşallah inananlar için netice güzel olacak..

Kanal A haber
8 Mart 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;