SİYASET

Ahmet Kekeç : Paranı alırlar demedi deme!

Tarih
18 Temmuz 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Ahmet Kekeç

18 Temmuz 2015

Sen adama “sahtekâr” diyeceksin, “hödük” diyeceksin, “namussuz” diyeceksin, “oruç yerkenki fotoğrafımı çekti” diyeceksin, bilumum küçük düşürücü lafları arka arkaya sıralayacaksın, sonra da “Beni mahkemeye verdi, 100 bin liramı alacak” diye ağlayacaksın. 

Verir...

Paranı da alır...

Sahtekâr da olsa paranı alır...

Sıraladığın niteliklerin tümünü  taşısa da paranı alır...

Efendim, mahkemede hesaplaşacakmış, çikolata kutularını hatırlatacakmış, İran evletinden “belge” isteyecekmiş, kendi sesinden itiraflarını mahkemede dinletecekmiş... Bu namussuz, sahtekâr ve alçağa haddini bildirecekmiş... Zaten bu fırsatı bekliyormuş...

Hiçbir şey yapamazsın...

Ettiğin hakaretleri tekrarladığın için cürümünü katlamış olursun...

Suçu basın yoluyla işledin...

Dolayısıyla ödeyeceğin parayı da “ikiye katlamış” olursun...

Böyle heyheyli celalli laflar ettiğine göre, belli ki bozulmuşsun...

Bozum olduğun için de Pensilvanya’nın tapelerini yardıma çağırıyorsun...

Pensilvanya’nın tapeleri başka...

Bu iş başka...

Küfrettin, bedelini ödeyeceksin...

Şimdi gelelim “Sen Allah mısın ey alçak” başlıklı tiradına...

Hiç kıvranma...

Bu kapıyı sen açtın...

Müstear ismin arkasına gizlenerek insanların özel halleriyle ilgilenme, bunu gazete sütunlarına taşıma ahlaksızlığını sen başlattın.

Kimin nerede oruç yediği, kimin ne içtiği, kimin hangi mekanlara takıldığı, kimin kiminle dost olduğu, kimin nerelerde eğleştiği yönündeki lüzumlu olmayan bilgiler ve bazı “mahrem durumlar” ilk senin aracılığınla faş edildi...

Bol bol da bel altı vuruş yaptın 
tabii...

Mahkemeye verilince de, utanmadan, “Ahmet Arsan kimdir, bilmiyorum ki!” diye yalan söyledin.

Sana bu müstear ismi kazandırmakla övünen şahsın tanıklığına 
başvuruldu...

O da aynı yalanı tekrarladı: “Ahmet Arsan kimdir, bilmiyorum ki!”

Biz biliyoruz...

Kamuoyu biliyor...

Ne tıynette bir adam olduğunu artık herkes biliyor!

HAMİŞ

Bir gazetemiz, bir süredir, Doğan Medya Grubu’nun, Türkiye’ye kötülük yapmak isteyen şer ittifakının “ana karargâhı” olduğu yönünde yayınlar yapıyor.

Bu gazetemizin ismi, Yeni Şafak...

Doğan Medya Grubu da (haliyle) cevap veriyor...

İddialar...

Karşılıklı suçlamalar...

Dehşet ifşaatlar...

El değmemiş bilgiler...

İki grup arasındaki savaşta, haliyle yazarlar ve çalışanlar da topa giriyor ama bir kişi, özellikle bir kişi susuyor.

Başka susanlar da var ama o bir kişinin suskunluğu daha manidar.

Naçizane, iki grup arasındaki savaşta tarafımı seçiyorum ve “Yeni Şafak ne söylüyorsa doğrudur” 
diyorum.

Bir taraftan da o bir kişiyi gözlemeye devam ediyorum.

Bakalım çıkıp, “Ey Aydın Doğan, senin bu ölçüsüz yayınların kutlu davamıza zarar veriyor” 
diyecek mi?

Denilebilir ki, “İyi ama o bir kişi medya yazıları yazmıyor ki! Ondan böyle bir şey beklemek haksızlık olmaz mı?”

Ben de başlangıçta böyle düşünüyordum.

Ama o “bir kişi” seçimlerden önce çıkıp “Ben İslam’ın kılıcıyım, haksızlıkları doğrultuyorum” diyerek, kendi mahallesindeki bazı gazeteleri ve yazarları doğradı. Bazılarına da, “Telif pazarlığı yapmak için Başbakanın uçağına biniyorlar” diye iftira attı.

Bu müfteriye soruyorum şimdi:

İcabında medya yazıları da yazdığına göre, neden kılıcını Doğan Medya Grubu canibinde dolaştırmıyorsun? Senin de yazarları arasında bulunduğun Yeni Şafak gazetesi hakkında son derece ağır yazılar yazılıyor.

Niçin susuyorsun?

Doğan Medya Grubu’ndan aldığın “astronomik telif”in tehlikeye girmesinden mi korkuyorsun?

Star

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;