Önce Hasan Cemal’in ağzıyla ilgili bir çift söz söyleyelim: Pis bir ağız bu. Yalancı. Olmayanı “oldu” göstermekte oldukça mahir.
Hasan Cemal’in büyük bir takıntısı var:
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan...
Erdoğan’ı ne zaman takıntı haline getirdiğini de yazalım:
Birincisi, Erdoğan çözüm sürecinde “yerli model” diye laf etmişti ve liberallerin dayattığı “üçüncü göz”e (Amerika’nın ve Avrupa Birliği’nin riyasetine) karşı çıkmıştı.
O gün Hasan Cemal zincirlerinden boşaldı ve hakiki çehresine büründü.
Türkiye’nin bölünmesine izin vermiyor diye Erdoğan’a düşman kesildi.
Sonra dağlara taşlara vurdu kendini, “kirli-kanlı” gazetecilik yeleğini kuşanarak terör örgütü liderleriyle görüşmeye başladı. Onlardan demeç almadı, hayır; onlara demeç verdi.
Şöyle dedi; “Tayip babaya güvenmekle doğru mu yapıyorsunuz? Silah bırakmak ağırınıza gitmiyor mu?”
İkincisi şu:
Başını bazı TÜSİAD üyelerinin çektiği bir grup işadamı, “Erdoğan’ı yeni bir stand-by anlaşmasına razı etmek” âli maksadıyla yüzer-gezer bir oluşum kurdular.
Hasan Cemal, bu yüzer-gezer oluşumun medyadaki temsilcisiydi.
Erdoğan, “Ekonomik kriz bize teğet geçecek. Yeniden IMF’ye borçlanmamıza gerek yok” dedikçe, bunlar bastırmaya başladılar: “Sen anlamazsın, kriz çok fena geliyor.”
YORUMLAR
1940 kez izlendi
2102 kez izlendi
975 kez izlendi
1292 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.