Sesli Makale

27 Aralık 2014

Mahut 17/25 Aralık kalkışması, apaçık bir “darbe girişimi”dir. 

Bunu kalkışmanın sahipleri biliyor.

Kalkışmanın hedef seçtiği kişiler biliyor.

Kamuoyu biliyor.

Pensilvanya biliyor.

Pensilvanya muhipleri biliyor.

Herkes biliyor... (Başbakan’ı 24 saat tarassut altında tutacaksınız, bununla yetinmeyip fiziki takip uygulayacaksınız, birinci dereceden yakınlarını gözaltına almaya çalışacaksınız, hakkında hazırladığınız fezlekelere sıkılmadan “Dönemin Başbakanı” ibaresini ekleyeceksiniz, hükümeti çalışamaz hale getirmek için “seri tutuklamalara” girişeceksiniz, devletin üst düzey güvenlik toplantısını izleyeceksiniz, MİT TIR’larına operasyon çekeceksiniz, sonra da “Ne darbesi canım, bizim hedefimiz yolsuzlukları ortaya çıkarmak” diye çocuk kandıracaksınız. Başbakan’a fiziki takip uygulamak dünyanın her yerinde darbe suçudur. Hükümeti “çalışamaz hale getirmek darbe suçudur. Devletin üst düzey güvenlik toplantısını izlemek darbe suçudur. Gizli servis araçlarına operasyon çekmek darbe suçudur. Ve bu suçun cezası bellidir.)

Herkesin bildiği bu gerçeği, kendilerini “liberal” olarak pazarlayan “Pensilvanya solcuları” bilmez mi?

En iyi onlar biliyor...

Bu arkadaşlar, yakın zamana kadar AK Parti’yi destekliyordu.

Hepsi Erdoğan’a hayrandı.

Öyle bir hayranlık ki, şu türden yazılar bile yazıyorlardı: “Erdoğan’ın kalibresine sahip kim var bu ülkede? Onun cesaretine ve vizyonuna sahip kim var? Kimse yok. Erdoğan, Türkiye’de rakipsiz. Ama artık sadece Türkiye’de değil bence dünyada da önemli liderlerden biri. (....) Başkasını bilmem ama ben Erdoğan’ın bu müthiş girişimini, olağanüstü cesur liderliğini, vizyonunu hayranlıkla selamlayıp bütün gücümle destekliyorum. (....) Erdoğan, ona her zaman yakıştığını düşündüğüm biçimde şövalyece davranıyor. Ve bize çok önemli bir gerçeği gösteriyor: Eğer bu ülkede küçük bir çocuğun başı derde girerse, bu ülkede o çocuğun yardımına koşacak bir başbakan var. Bu, benim için de, bu ülke için de çok önemli bir güvence.” (Hiç tavana bakma Sanem Altan. Bunları senin baban yazdı. Daha vıcık vıcık olanları da var ama yerim kifayet etmediği için alıntılayamıyorum.)

Kısa bir süre öncesine kadar “Erdoğan hayranlığı”yla var olan arkadaşların muhalif saflara geçmesini (önceki gün bu köşeye misafir ettiğim) İstanbullu taksi şoförü şöyle gerekçelendiriyordu: “Liberaller, 2011 yılına kadar AK Parti’yi ve Erdoğan’ı destekledi. Bu tarihe kadar AK Parti temel reformlardan hiçbirini gerçekleştirmemişti. Ne zaman ki Kürt meselesi çözüm rotasına girdi, inanç özgürlüğünün üzerindeki engeller kaldırıldı, Kürtçe ‘yasak dil’ olmaktan çıkarıldı, darbeye mesnet teşkil eden İç Hizmet Yasası değiştirildi, azınlık mallarının iadesi yoluna gidildi, okullardaki ‘Andımız’ rezaletine son verildi, IMF’yle yollar ayrıldı, o zaman liberaller desteğini çekti ve muhalif saflara geçti...”

Dağıtmayalım...

Herkesin malumu 17/25 Aralık kalkışmasının bir darbe girişimi olduğunu ve bunu en iyi liberallerin bildiğini anlatıyordum.

Bunu Murat Belge de çok iyi biliyor.

Bildiği bu gerçeğe rağmen, “Tutturmuşlar bir darbe...” şeklinde güya ironik yazılar yazmaya devam ediyor: Bu hükümet, her şeye, abartılı bir biçimde “darbe” diyormuş... Böyle bir huy edinmiş... Gezi’ye bile darbe olarak değerlendiriyormuş... Bu ne paranoyaymış...

Ortada bir paranoya varsa, bunun yaratıcısı ve başlatıcısı Murat Belge’dir.

Biz darbe tehlikesini ondan öğrendik.

Bir yıl öncesine kadar, sürekli, “Birileri 27 Mayıs benzeri bir darbenin şartlarını oluşturmak için hazırlık yapıyor” şeklinde yazılar yazıyordu. (Böyle onlarca yazısını gösterebilirim size.)

Mesela, sendikaların 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama inadının altında, “27 Mayıs kokusu” aramıştı.

Gezi’de de 27 Mayıs kokusu aramıştı ve bulmuştu.

Bunları yapan/yazan kendisi değilmiş gibi, şimdi kalkmış 17/25 Aralık darbecilerinin bildirisine imza atıyor.

Önceleri “Ne yaptığını bilmiyor” diye düşünüyordum.

İmzaladığı metni görünce fikrim değişti.

Ne yaptığını çok iyi biliyor aslında.


Star