Sesli Makale

Kamile Suat Ebrem, nam-ı diğer Müjde Ar… 

Söz yazarı olarak tanınan ve ilerleyen yaşına rağmen çıktığı TV kanallarında, “ben azgın, hâlâ fıkır fıkır bir kadınım” diyerek her fırsatta konuyu cinselliğe bağlayan Aysel Gürel ile gazeteci Vedat Ebrem’in ilk çocuğu olarak dünyaya geldi.

“Annem ne yaptı, ne etti, tam hatırlamıyorum ama biz leylekten gelmediğimizi biliyorduk. Annemin ben 7-8 yaşlarındayken doğumla, adetle ilgili şeyler anlattığını hatırlıyorum” sözleriyle tarif ettiği bir ortamda yetişti.

Katıldığı bir programda, henüz 15 yaşında küçük bir kız iken Samatya’da oturduğu mahallede erkeklerin kendisine asıldığını, laf attığını…

Gençlerin tacizlerinden ise kendisini aynı mahallede büyüdüğü Uğur Dündar’ın koruduğunu anlattı. İşte böyle bir ortamda yetişen Müjde Ar, 21 yaşına geldiğinde, kendisini bir tiyatro oyununda gören yönetmen Halit Refiğ sayesinde, TRT’de yayınlanan ve ahlak sınırlarını yerle bir eden Aşk-ı Memnu dizisinde oynayarak şöhretin basamaklarını tırmanmaya başladı.

Yönetmen Refiğ, Müjde Ar’ı neden tercih ettiğini anlatırken, tiyatroda görür görmez onun romanda tarif edilen ve kocasını aldatan Bihter’in görüntüsü ile çok fazla bütünleştiğini anladığını söylemişti.

Diziden sonra sinemaya adım atan Müjde Ar, kendince tabuları yıkan kadın olacaktı.

Ar’ın gelişiyle sinemada “Türkan Şoray kuralları” olarak da bilinen “öpüşmeme kuralı” yıkıldı. Deyim yerindeyse Beyaz Perde kirlendi. Ar’dan önce “kötü kadınları”  yardımcı oyuncular canlandırırken, o başrolde “hayat kadınları”nı canlandırmaya başladı. “Senaryonun gereği” diyerek kamera karşısında her türlü rezilliği yaptı. “Baldız, Adalı Kız, Sarmaş Dolaş, Vahşi Sevgili, Dağınık Yatak, Dul Bir Kadın” adlı, ismiyle müsemma filmleriyle toplumun ruh kökünü hedef aldı. Oynadığı 61 sinema filminin 40’ında tecavüze uğradı. Kalan filmlerinde ise gönüllü olarak yatağa girdi. 40 yıl önce oynadığı “İffet”siz filmde, kafası taksinin penceresine kıstırılmış vaziyette seyirci karşısına çıktı.

1980’li yıllarda, hemen her yere demokrasinin ırzına geçen darbeci Kenan Evren ile birlikte onun posterleri asıldı. Duvarlarda başlayan bu samimiyet yüzünden olsa gerek, daha sonra resim sanatına heves eden Kenan Evren’e, “Paşam sizin çıplak modeliniz olmaya talibim” teklifini götürdü. O kadar çok “hayat kadını” rolünde oynadı ki, Anadolu’dan bir vatandaş bunu gerçek sanıp kendisine bir mektup yollayarak, ‘Ablacım, haline üzüldüm. Kötü yerden kadın almak sevaptır. Kardeşin Recai” diyerek, onu o pislik çukurundan çıkarmaya talip oldu.

Kendisinin cevaben yazdığı, “Teklifin için sağ ol, bu yolun yolcusuyuz. Kardeşin Müjde” satırları ise adeta itiraf niteliğindeydi. 

Zira Müjde Ar, katıldığı bir programda, “Yeşilçam’da önüme gelene öptürdüm” dedi. Bu arada, SHP eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş ile nikâhsız yaşamaya başladı. 8 yılın ardından evlendiği eşine rağmen, sunuculuğunu yaptığı 7’nci Altın Portakal ödül töreninde, takdim ettiği Tarık Akan için “ Umut ediyorum eşim bu programı seyretmiyordur, onun niyetini bilmem, ama ben Tarık’la filmlerde sahiden öpüşürdüm” itirafında bulundu. 

Beyaz perdeyi yeterince kirlettikten sonra, artık “haftalık gündem pisleticisi” olarak TV’ye adım attı. Sürekli bel altı konuları anlattığı için NTV’yi, “Nü TV”ye çevirdi. “Haydi Gel Bizimle Ol” programının ilk bölümünde anlattığı “Gazoz kapağımı Bedri açtı ama içine akıtmadı” anısıyla, eşi görülmemiş bir rezalete imza attı. O ekrana çıktığında, vatandaş kendi arasında, “Çocuklarınızı ve kocalarınız ekrandan uzak tutun” uyarıları yapmaya başlamıştı. 

*

Filmlerinde sürekli çıplak bedenini sergileyen, televizyonlarda müstehcen konuşmalar yapan ve CHP’li bir politikacıyla evli olan Müjde Ar, “Herkesin bildiği sırrı ben ifşa edeyim bari” diyerek açıkça CHP’li olduğunu ilan etmişti. 

Perihan Mağden ise, Müjde Ar’ı tarif ederken, “CHP’nin KADIN eşbaşkanı için yalnız ve yalnızca bir isim düşünebiliyorum: MÜJDE AR” diyerek, Ar’ın her haliyle, her şekliyle bugün taciz-tecavüz partisine dönüşen CHP’yi çağrıştırdığını söylemişti.