GÜNCEL

Yusuf Kaplan : Bayram ve melekler, bayram meleğimiz İHH

Tarih
17 Temmuz 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Yusuf Kaplan

17 Temmuz 2015

Bugün bayram... Elbette, neşeyle dolmak, bayramı bayram gibi yaşamak istiyor insan... Ama hüzün damgasını vuruyor bayrama bu yıl da.
Yine de bayramı bayram gibi yaşayamayanlara, bayram gibi bayram armağan eden İHH'nın varlığı, dünyanın dört bir köşesindeki yetimlere, öksüzlere, kimsesizlere el uzatıyor olması, başlıca teselli kaynağımız, hüznümüzü sevince dönüştüren yüz akımız.
MELEKSİZ BAYRAM OLMAZ!
Benim için bayram, meleklerin yeryüzüne inip içimize, evimize, hayatımızın içine gelip yerleşmeleri, bize eşlik etmeleri demek, bütün bayram günleri boyunca...
Bayramın, bayram yapabilen insanların içini, neşeyle, coşkuyla, sevinçle, bayram yapamayan insanlarınsa, hüzünle doldurması, her hâl ve şartta bayramı hissediyor olmamız, bayramla gelen, bayramı bayram yapalım diye gelen, bayrama gelen, iştirak eden melekleri hep yanımızda ''görüyor'', duyumsuyor olmamızdan aslında...
Meleksiz bayram olamayacağını biz kâlû belâ''dan beri biliyoruz aslına bakılırsa...
MELEKLERLE YAŞANAN YÜREK GÜNLERİ…
Müminlerin arınış, diriliş ve varoluş yolculuklarının, bayramla birlikte, Rahman'ın katına, yücelerin yücesine yükseliş tecrübesine dönüşmesine meleklerin fiilen katılışlarının Bayram'da ete kemiğe büründüğünü, meleklerin hayatımıza neşe katmak, hüzünlerimizi dağıtmak için canla başla koşuşturduklarını, etrafımızda pervaneler gibi döndüklerini iliklerime kadar hissederim, yaşarım her bayramda...
Melekler aramızda olmasa, bayramlarımıza katılmasa, bayramlarımız bayram olmaz; hüzünlerimiz neşeye, kederlerimiz coşkuya, dertlerimiz sevince dönüşmez, diye düşünürüm.
Bayramlar yürek günleridir: Çünkü meleklerle yürünen, meleklerin hüznümüzü ilâhî neşve'ye, sevince, kardeşlik ruhuna çevirdiği eşsiz günlerdir bayramlar...
BAYRAM GİRMEYEN EVE BİLE GİRER BAYRAM
Bayram sevinci, daha hava aydınlanmadan, şafak atmadan, sabah namazının vakti girmeden, geceden girer evimize, içimizi kaplar birdenbire...
Herkes bilir ki, bugün bayramdır... Bayram girmeyen eve bile girer bayram... Girer ve hiç çıkmaz bayram bitene ve gidene kadar...
ITRÎ'NİN ÖLÜMSÜZ TEKBİR'İ YEDİ KAT SEMAYA YÜKSELİRKEN…
Evet, bugün bayram... Tertemiz elbiseler giyilecek... Namaz için en büyük camilere, selâtin camilerine gidilecek... Herkese selâm verilecek... Herkese ve her şeye...
Karanlığın aydınlığa dönüşen ve tabiatı da dönüştüren renkleriyle gündönümünü an be ân yaşayan; gecenin nöbeti güne, ay'ınsa güneşe bırakacağı âna sessiz ve derinden, coşkuyla ve içten yürüyen, meleklerle yürüyen; meleklerin kol kanat gererek eşlik ettikleri o ilâhî kardeşlik, barış ve ulvî yükseliş şarkısına ağaçların da, taşların da, dağların da, kuşların da iştirak ettikleri bayram havası, evlerden sokaklara, ağaçlara, yapraklara, yedi kat semaya ulaşacak, oradan camilere dolacak, camileri dolduran tek yürek, tek bilek müminlerin kalplerine akacak, müminlerin kalplerini ilâhî nurla yıkayacak, aydınlatacak, bütün müminlerin kalplerine merhamet ve şefkat tohumları bırakacak, ötelere uzanan umut ve ufuk ışıkları yakacak varoluş kıvılcımları çakacak bir bayram coşkusu ve sevinci daha yaşanacak...
Camilerden yükselen Itrî'nin ölümsüz bayram tekbiri'nin sesleri yedi kat semaya yükselecek... Bütün melekler, müminlerin tekbirlerine iştirak edecek...
Gülbanklar vuracak... Tatlılar yenilecek... Herkesin yüzü gülecek...
ABDÜLHAMİD DENİLİNCE İNSANLARIN YÜREK TELLERİ TİTRİYOR
Yüzyıl'dır bayramlarımız bayram değil... Hüzün dolu... Müslümanlar öksüz, kimsesiz, sahipsiz çünkü... Kan, gözyaşı ve çile... Her yerde neredeyse...
Suriye'deki katliam, Doğu Türkistan'daki oruç katliamı, sürgünü, işkencesi, Mısır'daki darbecilerin İhvan liderlerine verdikleri ürpertici idam kararları ve bunun hüznü damgasını vurdu bayrama…
Arakan'da, Afrika'da, Yemen ellerinde, tâ Açe'de Endonezya'da Abdülhamid Han denilince, insanların yürek telleri titriyor; yüzleri gülüyor... Kendilerine güvenleri geliyor...
OSMANLI, MELEKLERİ HATIRLAMAK, UMUTLARI DİRİ TUTMAK DEMEK…
''Osmanlı''nın çocukları bunlar... Gene onlar, yine geldiler... Demek ki, gitmemişler... Küllerinden doğuyorlar... Gelecekler yeniden... Hep gelecekler... Hiç gitmeyecekler... Nasıl da melekleri andırıyorlar öyle... Tertemiz...''
Osmanlı demek, Abdülhamid demek, melekleri hatırlamak, hiç unutmamak, umutları diri tutmak demek...
UYUYABİLİYORSAK, İHH'YA ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ!
İHH / İnsanî Yardım Vakfı, son çeyrek asır boyunca, bizim dünyaya sunduğumuz en güzel hediye! Türkiye'de kendi çapında ikinci bir örneği yok; dünyada ise bir elin parmakları kadar sadece! Nerede bir acı, feryat ve çığlık varsa, orada İHH var artık!
Nerede bir kimsesiz, yetim, gözü yaşlı çocuk varsa, biz çok iyi biliyoruz ki, orada İHH var! Uyuyabiliyorsak, bunu biraz da İHH'ya borçluyuz!
''Müslümanlar, bir bedenin uzuvları gibidir'', diyebiliyorsak, bir kardeşleri rahatsızlanınca, dünyanın en ücra köşesindeki Müslümanlar buna derhal cevap verirler, diyebiliyorsak, bunu İHH'ya borçluyuz.
BİZİM BAYRAM MELEĞİMİZ: İHH
İHH, insanlığın bitmediğinin adıdır.
İHH, Türkiye'nin Türkiye'den ibaret olmadığının ilanıdır.
İHH, bugün firavunların cehenneme çevirdikleri Arakan'da, Patani'de, Afrika'da, Suriye'de olmasaydı, biz Bayram'ı aslâ hak etmiyor olacaktık.
Bayram demek, İHH demek. Bizim bayram meleğimiz: İHH.
Teşekkürler İHH!
Not: Önceki yıl bu sütunda yayımlanan bu yazımı, gözden geçirerek, yeniden paylaşıyorum sizlerle. Artık sizin de bir bayram meleğiniz var. Hayırlı bayramlar.

Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;