DÜNYA

Nedret Ersanel : Bağımsız bölge jeopolitiğinde Türk stili…

Tarih
17 Aralık 2022
İzlenme
Kişi
Yazar
Nedret Ersanel

Önümüzde ‘Yeni Yol’ var, altımızda da diyebiliriz.. Daniel Yergin’in ‘The New Map’ine atıfla, ‘Yeni Harita’ da yazabiliriz. Akıl Odası’nda Doç. Dr. Fahri Erenel başlattı ve Perşembe Prof. Süleyman S. Öğün köşesinde devam ettirdi. Biz daha sürükleyelim…

‘3’üncü Yol’ da diyorlar ama Prof. Hasan Köni genişletti/hatırlattı, en üste ‘Arktik Yol’ var. Dört. Doğu’dan Batı’ya. Hemen altında Pekin’den Londra’ya uzanacaktı, Rus yolu, Ukrayna yüzünden ‘düşman yolları kesti’. Uzun süre öyle kalacağı anlaşılıyor. Orta yol; şu an için en kuvvetli rota. Türkiye-Hazar merkezli. Daha çalışılmış, hava, kara, boru hatları bulunan/genişletilen, son güncel adımı Azerbaycan-Türkmenistan-Türkiye olan…

Sonuncusu en alttaki yol…

Hazar'da Azerbaycan -Türkmenistan Anlaşmasıİran-Irak-Suriye-Akdeniz. Yine Pekin-Avrupa ama aynı zamanda Avrupa-Pekin! Tartmaya çalışıyoruz. Riskleri ve fırsatları nelerdir?..

**

Çin’in Körfez çıkarmasıyla başladı. S. Arabistan, BAE, özel ve çok sayıda anlaşmalar, enerji ve Yuan hedefli imzalar, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, “memnun olduk” açıklamaları, Arap ülkelerinden destek mesajları. Ardından, İran’la-öncekini teyit eden ve artıran-25 yıllık stratejik Pekin-Tahran anlaşmaları…

İyi hatırlıyorum; ilk bizde söylendi; “İran sınırı artık Çin-Türkiye sınırıdır” diye. Yerini buluyor ve sınırı geçiyor…

Hindistan’ı atlayarak, Yeni Delhi henüz yerini arıyor, içlerinde tartışıyorlar, ‘Doğu mu Batı mı’ diye, Çin zor ortak onlar için ama Rusya ile iyiler ve ABD ile orta karar devam ediyorlar. Yine de ‘değişimi’ görüyorlar.

Suriye’de ise, ‘Çin-ABD-Rusya, üç süper güçlü bir coğrafya gelebilir’ diye okuyoruz…

En çok İran’ı yerine oturtmak gerekiyor. Batı açısından da öyle. Zira temel kabul, ABD’nin Ortadoğu’da azaldığı, boşluğun doldurulduğu üzerinden kıymetlendiriliyor. Ama “çekilme” nereye kadar o da tartışmanın ikinci bölümü…

İran'dan Çin-Suudi Arabistan ortak açıklamasına tepkiİran, ağır sorunlarla uğraşıyor ama bir tür, “köşebent, L demiri” diyebiliriz. Rusya ve Çin, İran’da buluşuyorlar, diğer coğrafyalarda bol açmazlı anlaşmazlıkları olsa da şu an Moskova ve Pekin, Tahran’da mutabıklar. Net yanındalar, yerleşiyorlar…

Teyidini Batı’dan da alabiliriz; İngiltere ve ABD, İran’a ağır abanıyorlar. Yüklenmelerinin bir sebebi bu; yeni haritayı/yolu tıkamak. İran’ın, ‘Rusya ilişkileri ve Ukrayna politikaları nedeniyle’ ve AB’yi de kısmen katarak saldırıyorlar…

Beyaz Saray: “Rusya’nın birincil silah sağlayıcısı İran. Bu ortaklık sadece Ukrayna için değil, İran’ın komşuları için de tehdit oluşturuyor”. (10/12)

Çatırdaları yoldaki başka duraklarda da duyabilirsiniz. Geçtiğimiz Pazartesi Afganistan-Kabil’de Çinli işadamlarının rağbet gösterdiği Longan Otel’de yaşananlar gibi…

***

İkinci bir köşebent, yani Batı’nın sınırının çizildiği bir yer daha olmalı. Olmalı çünkü Doğu’nun Batı’ya ‘gelişi veya götürüşü’ Avrupa kadar Afrika hedefli. Bu yüzden Ortadoğu’daki değişim Afrika’ya da yürüyor ve.. İran, Doğu’nun kilidi, Yunanistan Batı’nın kilidi ve Afrika için bu savaş/savunma alanı/giriş ihtimaldir Mısır olacak…

Washington’un Afrika politikalarını harladığını gözlemleyebiliyoruz; “ABD yönetimi, Rusya ve Çin’in Afrika kıtasıyla askeri, ekonomik ve diplomatik ilişkilerinin ilerlediği bir dönemde, yaklaşık 50 Afrikalı lideri Washington’da ağırlamaya başladı”. (AA, 15/12)

***

Şi Cinping, Çin'in Savaşa Hazırlanmaya Odaklanacağını Söyledi | Stratejik Düşünce EnstitüsüDış politika, uluslararası ilişkiler bu tür gelecek kestirmelerine müsaittir ama zorluk geçmişten/geçmişe bağımlılıktan da kaynaklanıyor. Çünkü, ABD-Körfez ilişkileri 30’lu yıllardan başlayarak derin şebekeler kurduğundan, dahası yerleşik düzenin, örneğin askeri üsler ve petro-dolar gibi taşıyıcı sütunlarını kapsadığından, eskiler “değişime” kolaylıkla ikna edilemiyor…

S. Arabistan’ın veya kimi Ortadoğu ülkelerinin, Türkiye’nin Batı’yla ilişkilerindeki farklılıklar günlük görülüyor. Dünya ve Türkiye’nin son 7-8 yıldaki değişimleri yok sayılabiliyor. Ama varlar. Kısa “küstüm” politikaları değil bunlar. Dönüşüme balıklama atlamak kadar körleşme de tehlikelidir…

Suudi-Çin anlaşması kapsamlı stratejik ortaklık ilanıdır. Arabistan ve BAE’nin doğu yönlü kümelenmelere katılım adımları yok mu yani? ABD hegemonyasına meydan okumuyor mu? BRICS, ŞİO ile yakınlaşmıyorlarmı? Kaldı ki Körfez çıkarması iki ülkeyle sınırlı kalmadı. Diğer Arap liderliklerini de kapsadı.

Çin’in son 20 yılda S. Arabistan, BAE ve Kuveyt’e yatırdığı para, yaklaşık 260 milyar dolardır! İran’ı eklerseniz 300’ü aşar. Pakistan’la 400’ü bulur. Riyad, Çin’in en büyük ticaret ortağıdır. Bölgeden çıkan enerjiyi emiyor Pekin. Geriye bırakmıyor…

Tekil örnekleri çoğaltabiliriz. Fakat basit gerçek şu; Batılı büyük güçlerin gündemlerini bölgeye dayatma kapasiteleri daralıyor. Tersine, Türkiye başta, İran, Arabistan, Katar, Mısır’ın rolleri artıyor.

Adı geçen ülkelerin uyumlu/ittifak olduğunu söylemiyor bu gerçeklik. Biliyoruz ki, birbiriyle anlaşmazlık konuları çok. Ama bunlar bölgesel/küresel düzenle ilişkilere dayandığında, yolları kesişiyor…

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;