Sesli Makale

Haberlere göre olay üç hafta önce gerçekleşiyor.

Temizlik görevlisi, Ordu Milletvekili Seyit Torun’un odasında siyah bir poşet içinde 50’şer bin dolar olarak ayrı ayrı paketlenmiş 250 bin dolar buluyor.

Temizlik görevlisi, Torun’un sekreterine, sekreter de durumu Seyit Torun’a bildiriyor. 

Seyit Torun; “Para benim değil” diyor.

O gün Seyit Torun’a gelen ziyaretçiler sırayla aranıyor ve CHP’li bir milletvekili; “Para bana ait” diyerek, gelip 250 bin dolarlık poşeti alıyor.

Buraya kadar her şey sıradan bir unutkanlık gibi görünüyor.

Sonra paranın, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’ya ait olduğu dedikodusu yayılıyor. 

Ağbaba, dedikodulara sert tepki gösteriyor. Hatta; “Para bana ait çıkarsa kafama sıkarım” diyor.

CHP yönetimi olayın gizli kalması için personele baskı yapsa da olay duyuluyor.

PARANIN KAYNAĞI TEMİZ İSE BU KORKU NEDEN?

Peki bu para kime ait? Paranın sahibi milletvekili gelip parayı aldığına göre, bu milletvekilinin ismi neden sır gibi saklanıyor? 

Sekreter, temizlikçi ve danışmanlara olayın duyulmaması için neden baskı yapılıyor?

Hepsinden önemlisi bu para kime ait olursa olsun, kaynağı nedir?

250 bin dolar gibi yüklü bir para meclise hangi amaçla girmiştir? 

Paranın sahibi milletvekili neden çıkıp; “Bu parayı şunun için şu bankadan çektim”, “Bu parayı şu isme borcumu ödemek için meclise getirdim”, “Bu para bana şurdan geldi, burdan geldi”, türünden açıklamalar yapmıyor ya da yapamıyor?

KILIÇDAROĞLU’NUN ETE KEMİĞE BÜRÜNEN SÖZLERİ

Geçen hafta CHP eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresine, CHP’de dönen parasal ilişkilerle ilgili; “Kurdun dişine kan değdi bir kere. CHP hiçbir dönemde olmadığı kadar para işine battı” dediğini yazmıştım.

Kılıçdaroğlu’nun indirildiği Kasım kongresinde, ardından belediye başkan adaylarının belirlenmesinde parasal ilişkilerin döndüğünü bizzat CHP’den istifa edenler yüksek perdeden dillendirdi.

CHP Eski Genel Sekreteri Mehmet Sevigen, parasal anlamdaki “çürüme”nin İstanbul kongresinden başladığını, kurultaya uzandığını ve aday seçimleri ile sonuçlandığını söylemişti. 

İşin garip tarafı CHP Genel Başkanı Özgür Özel, çıkıp; “CHP’de bu tür parasal ilişkiler yoktur, iftiradır” demiyor. Belki de diyemiyor. Dediği zaman, kendini yalanlayacak ifşaatlardan çekiniyor belki de. Veli Ağbaba’nın dediği gibi; “Parasal ilişkiler varsa kafama sıkarım” demesini beklemiyorum. Ama bir partide adaylıkların alınıp satıldığı, kurultayda delegelere zarflar içinde paralar verildiği konuşuluyorsa; o partinin genel başkanlığının suskunluğu, bu iddiaları kabullenmek anlamına gelmez mi?

250 BİN DOLAR KİMİN?

Seyit Torun’un odasında bulunan 250 bin doların kime ait olduğu ortaya çıkacak mı?

Hiç sanmıyorum.

Paranın kime ait olduğu ortaya çıktıktan sonra sorulacak sorular, hem Seyit Torun’u hem varsa o paranın sahibi milletvekilini hem de CHP’yi zora sokacaktır.

Seyit Torun, bu paranın kime ait olduğunu açıklamadıkça, o para Seyit Torun’un, kaynağı belli olmayan parası olarak zihinlere kazınacaktır.