Sesli Makale

Ünlü komedyen Cem Yılmaz son Twitter paylaşımında “Hayat pahalılığından yakınmayan biri ya hırsızdır ya da deli” dedi.

Bu söze katılmayacak olan var mı? İroni yapmıyorum, Cem Yılmaz bir nokta hariç tamamen haklı. Hayat pahalılığından yakınmayan “biri” çok kazanıyordur ve farkında olmayabilir belki yaşananların. Bu yüzden hayat pahalılığından yakınmayan herkesi hırsızdır diye aynı kefeye koymayalım ama halkın kahir ekseriyetinin Cem Yılmaz ile en azından ikinci şıkta aynı hissiyatta olduğu muhakkak.

Sahne sanatçıları böyledir, ilham vericidirler.

Ben de ünlü komedyenimizin bu sözlerinden yola çıkarak başta Cem Bey'e ve üstüne alınmak isteyen herkese, aşağıdaki çeşitlemelerimi takdim ediyorum:

“Atatürkçüyüm ve teröre karşıyım” deyip, PKK ve siyasal uzantılarıyla iş birliği yapanlar, ittifak kuranlar, bu örgütün adını bile ağzına almayanlar, onları destekleyenler ya satılık ya da morondur.

“Atatürkçüyüm ve darbelere, vatana ihanete karşıyım” deyip FETÖ terör örgütünün elemanlarını yeniden devlet kadrolarına yerleştireceklerini söyleyenler ve onları destekleyenler ya satılık ya da morondur.

“Çevreciyim” deyip Kazdağları’nı savunanlar ya da PKK’ya yönelik askerî operasyonları kınayarak operasyon sonrası görüntülerin üzerine montajla kaz ve tavus kuşu fotoğrafı ekleyip yayınlayanlar ya satılık ya da (moron anlamında) aptaldır.

“Atatürkçüyüm ve bağımsızlıkçıyım” deyip ABD’nin, Sorosçu örgütlerin, emperyalizmin kuyruğuna takılanlar, kucağına oturanlar, Batı’nın adamlarıyla sık sık düşüp kalkanlar, onlardan “demokrasi” dilenenler ve onları destekleyenler ya satılık ya da delidir.

“Türkiye’ye yönelik oyunların farkındayız” deyip her şeyi bilir edalarla konuşup duran ama Rand Corporation denen CIA aparatı kuruluşun “Türkiye’de gündemde laik-anti laik çatışması olacak” diye yazan raporundan haberdar olmayan ve sözde iki “sarhoş”un Samsun’daki Atatürk heykeline saldırısını okuyamayıp bu saldırıdan üretilen kutuplaşmaya benzin dökenler, bunu yapanları destekleyenler ya satılık ya da geri zekâlıdır.

“Vatanseveriz” deyip Mavi Vatan konusundaki duruşumuza “Ne işimiz var Akdeniz’de, Libya’da” diye karşı duranlar, ülkemize, İsrail, ABD, Yunan ve Suriye’deki YPG mevzilerinden ateş edenler ve onları destekleyenler ya satılık ya da hödüktürler.

“Kalkınma ve geri kalmışlık zinciri kırılmalıdır” deyip son 20 yılı bir kenara bırakıyorum, 30 sayfa yetmez kalkınma için yapılanlara. Sadece 2021 yılında 54 baraj, 39 gölet, 16 hidroelektrik santrali, 24 içme suyu, 32 yer altı suyu depolama tesisi, 3 atıksu tesisi, 104 sulama, 158 taşkından koruma tesisinin tamamlanıp açılmış olmasını konuşmak yerine Osmanlı’dan kalan bir çeşmenin musluğunun açılışını konuşup gündem yapanlar ve onu destekleyenler ya satılık ya da zırdelidir.

Yeniden teşekkürler Cem Yılmaz, verdiğin ilham olmasa içimdekileri böyle satırlara dökemezdim. 

Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6. Maddesi ve ruh hastalarının artan azgınlığı 

Hayvanları Koruma Kanunu yüzünden sokaklarda sahipsiz ve başıboş köpekler sürekli saldırıyor, çocukları parçalıyor. Neredeyse her gün basına yansıyan en az 3-4 olay yaşanıyor. Yansımayanları hesap edemiyoruz bile. Çocuklar artık okullarına rahat gidemiyor, kendi köpeklerini gezdiren insanlar bile başıboş köpekler yüzünden ellerinde sopa ve demir çubuklarla dolaşıyorlar.

Asiye tedavi edilmiş ve evine dönmüş. Ama o köpek saldırısının fiziki izlerini ömrü boyunca taşıyacak. Ruhundaki izler silinecek mi peki? Daha yüzlerce Asiye var basına yansımayan. Kimsenin Van’ın Tuşba ilçesinde köpekler tarafından parçalanarak yenen 6 yaşındaki Ruken’den haberi var mı misal?