GÜNCEL

Ergün Diler : Masada tansiyon

Tarih
23 Aralık 2022
İzlenme
Kişi
Yazar
Ergün Diler
TÜRKİYE çok ilginç bir ülkedir. Sıkı sıkıya sarıldığımız pek çok DEĞER aslında patenti dışarıda olan yabancı bir alışkanlıktır! Böyle çok örnek vardır. Defalarca yazmaya gayret ettim. Zaman zaman da isimler üzerinden aktardım. Zamanın derinliklerinden gelen ve orijinini tam olarak bilmediğimiz bazı önemli ezberler hayatımızı yönlendirir. Tepkilerimizi duygularımızı adımlarımızı belirler.
Akıl devre dışı kalır.
Sele kapılan yaprak gibi davranırız.
Bazen... Bilmeyiz...
Geçtiğimiz gün de yazdığım gibi siyasetçilerin çoğu KÜRESEL denklemdeki karşılıklarını bilmez. Türkiye'de bunun çok örnekleri vardır.
Yazılarımda siyasileri iki ana eksen üzerinden değerlendirmeye çalışıyorum. Bu bakış açısı dünyanın tepesindeki eğilimdir.
EN son Ekrem İmamoğlu'na "Siz küreselci misiniz?" diye sormuşlar.
İmamoğlu da "Küreselci ne demek? Vallahi özüm belli, kişiliğim belli, yetiştiğim okullar belli, öğrendiğim yerler belli, öğretmenlerim, sınıf arkadaşlarım, çocukluk arkadaşlarım... O kadar referansım var ki" diye yanıt verdi. 
KÜRESELCİ olmak ya da karşı ekol'de yer almak kötü bir şey değil ki! Sadece anlatmak istediğim dünya üzerinde bu iki EKOL'ün kavgasının yaşandığı...
Olay bu. Küreselci anlayışın hızlı savunucularından Rifkin'i bulan Kemal Bey de belki aynı soruya aynı cevabı verecekti. Bilinmez.
Ancak buna da şaşırmam...
Küçük bir örnek vermek gerekirse Deniz Baykal, CHP'nin başından bir operasyonla gitti. Yerine Kemal Bey geldi. Deniz Bey'i götürenler KÜRESELCİYDİ!
Durum böyle olunca lider de, partinin ekseni de değişirdi.
Anlatmak istediğim de buydu...
Ancak bunları konuşmayıp BELLİ REFLEKSLERİ kaşırsanız gerçeklerle buluşma imkanı ortadan kalkar! Bu da çok sık uygulanır bu topraklarda...
CHP, Atatürk'ün partisidir. Ancak ATATÜRK bugün hayatta olsa hangisine yakın olurdu? Kemal Bey'e mi Deniz Bey'e mi?
Devam...
Gelin konuyu özetleyelim hem de açalım... Haziran 2023 seçimine giderken tansiyon çok artacaktı. Belki ıskalıyoruz ancak Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı, ülkenin rejimini ve dünya üzerindeki konumunu temsil etmektedir. Eğer bu iki konuda herhangi bir değişiklik söz konusu değilse ve seçilen kişi statükoyu ana hatlarıyla sürdürecekse, seçim büyük bir çatışmaya neden olmaz.
Türkiye'nin rejimi ve dünya üzerindeki konumu Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra belirlendi.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra da değişmedi, değiştirilmedi.
Ancak 1960 darbesi ile türbülans başladı. Şimdi ise küresel bir dengenin oluşmadığı ancak bunun sancılarının yaşandığı bir evredeyiz. Bu nedenle CUMHURBAŞKANLIĞI seçimleri tansiyonu yüksek bir atmosfer meydana getirecektir.
Çünkü potansiyel adayların kapladığı alan birbirine tamamen ZITTIR! Seçilecek ismin ideolojik tercihlerinden çok onu destekleyen gücün kimliği, niteliği ve hangi EKSEN'e yaslandığı önemlidir!
KÜRESELCİLER'in ANAVATANI olan AVRUPA, Rusya'nın UKRAYNA'ya saldırmasıyla köşeye sıkışmışken Türkiye'deki seçimlerin ağrısız sızısız geçmesini beklemek fazlasıyla iyimser bir yaklaşım olur... 6'lı masa, kurulduğu günden bu yana Erdoğan'a ve Devlet Bey'e karşı tutumunu gizlemedi. AVRUPALI GÜÇLERE yakın duran MASAKÜRESELCİ EĞİLİMİ bağrında taşıyıp Erdoğan'a karşı ittifak olarak pozisyon aldı. Her renkten partinin masada yer alma sebebi KÜRESEL EĞİLİMDE BULUŞABİLMELERİYDİ!
Enerjiye-çevreye-paraya-bölgeye bakışları aynıydı... İdeolojilere takılmayın...
Eski dengeler bozulduğu yerine yenisi de tam olarak kurulamadığı için bu seçimler çok gergin geçecekti... Aylardır yazdığım gibi AVRUPA, 6'lı masanın ve çıkaracakları adayın sonuna kadar arkasında olacaktı. Olmak zorundalardı. Başka çareleri de yoktu.
Cumhurbaşkanı olacak ismin sağcı ya da solcu olması eşinin başörtülü olması, laiklik hassasiyetini taşıması gibi kişisel özelliklerin KÜRESEL ölçekte bir önemi yoktur. Önemli olan dünya üzerinde çatışan taraflardan kimin yanında olacağıdır! Mesele de budur zaten!
Bir örnekle devam edelim...
Haziran 2017'ye gidelim... CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Enis Berberoğlu'nun MİT TIR'larının görüntülerinin yayımlanması ile ilgili davada 25 yıl hapis cezasına çarptırılmasını protesto etmek amacıyla Ankara'dan İstanbul'a yürüyüş başlatıyordu. 
Mahkeme, Berberoğlu'nu 'devletin gizli kalması gereken bilgilerini, siyasal ve askeri casusluk maksadıyla açıklamaktan' suçlu buluyor, Kemal Bey de buna şiddetle karşı çıkıyordu... Burada hem CHP, hem Berberoğlu, hem MİT TIRLARI, hem de Türkiye'nin dünyada kapladığı yer ile ilgili çatışma vardı. Aslında sorun KÜRESELDİ... Ancak biz içerideki isimlere ve olaylara bakarak yol alıyorduk. Zaten hep böyle olurdu!

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;