EĞİTİM

Ali Karahasanoğlu : Gezi isyanı, ders kitaplarına girmiş!

Tarih
22 Eylül 2023
İzlenme
Kişi
Yazar
Ali Karahasanoğlu

Milli Eğitim Bakanlığı, 12. Sınıf dersleri arasında yer alan Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersinin kitabında, 2013 yılındaki gezi isyanının anlatımına da yer vermiş..

2013 gezi isyanı, “Çok sayıda proje ile ülkenin birlik ve bütünlüğüne karşı yapılmış eylemler” olarak tanıtılmış.

Bu tanıtım, soldan çarklı medya organlarını sersemletmiş..

Diyorlar ki, “Çok sayıda takipçisi bulunan bazı gazetecilerin ve sanatçıların çağrısıyla sayıları artan eylemcilerin, kamu binaları, banka ve dükkanlara zarar verdiği öne sürüldü. Gezi direnişinin finans sektörüne etkisine ilişkin tablo da, kitapta yer aldı.”

Prensip olarak, yakın tarihin tartışmalı olaylarının, ders kitaplarında yer almasını ben de arzu etmem..

Ne olduğu belirsiz, karanlık yönleri ağır basan, tam bir teşhiste bulunamayacağımız olayların, belli bir bakış açısı ile öğrencilere aktarılmasını doğru bulmam.

Bunun yanısıra, o olayların, medya organlarında göz göre göre bambaşka şekilde tanıtılmasını da görmezden gelemem..

Ders kitaplarında, yönetimde kim var ise, onun bakış açısı ile yakın tarihin olayları anlatılmasın.. Eyvallah..

Ama medya organları da, gerçekleri tersyüz ederek, “nasıl olsa yalan haberin cezası yok” diyerek, göz göre göre, gerçeklerin tam aksini yaymaya kalkmasın..

Bu noktada..

Medya organları, gezi isyanını “sivil direniş” olarak gösterirse..

Yüzlerce insanın yaralandığı, polislere saldırılan, iki güvenlik görevlisinin şehid olduğu.. 10’dan gazla gencin ölümüne sebebiyet verilen gezi isyanı, “Bir direniş, gösteri yürüşüyü kapsamında anayasal hak olarak” gösterilirse..

Yanlış bilgi vermemek şartı ile ders kitaplarında bu konunun işlenmesinin de gerekliliği ortaya çıkar..

Gezi isyanının, ders kitaplarında anlatılmasını eleştirenler, yayınlanan bilgilere bir itirazda bulunabiliyorlar mı?

“Soyut itiraz”ı kasdetmiyorum..

“Somut itiraz” olarak ne söylemişler?

Mesela ders kitabında, “... eylemcilerin, kamu binaları, banka ve dükkanlara zarar verdiği öne sürüldü.” denilmiş..

Buna kim itiraz edebilir?

Binlerce kamu aracı, gezi isyanında zarar görmemiş midir?

Bunların içinde polis araçları, ambulanslar, itfaiye araçları, toplu ulaşım araçları birçoğu kullanılmaz hale getirilmemiş midir?

İş olsun diye sormuyorum.

Gerçekten de, gezi isyanının ders kitaplarında gerçek dışı verilerle aktarıldığını, bunun yanlış olduğunu söyleyen herkese soruyorum..

Biz hayal mi gördük?

Ters döndürülmüş polis araçlarını, biz başka bir olayda gördük de, gezi isyanına mı suç buluyoruz..

Taksim meydanında, polis aracı, lastikleri de çıkarılmış halde, aracın üzerine “katiller” sloganı yazılarak, hem de hukukçu geçinen İstanbul 1 nolu Barosu’na bağlı avukatların hatıra fotoğrafı çekecek kadar pervasızca hareket ettikleri görüntüleri, biz kafamızdan mı uyduruyoruz..

Olmadı mı böyle bir olay..

Gençler sokağa çıktılar..

Eylemlerini yaptılar. Evlerine gittiler.. Ama biz, bu sivil direnişimi, rüyamızda, polis araçlarının tahrip edildiği olaylar olarak gördük ve şimdi de öyle mi tanıtmaya kalkışıyoruz?

Polis panzerlerine, molotof atılmadı mı?

Gezi isyanında tahrik edilerek sokağa çıkarılan ve ölümüne sebep olunulan 14 yaşındaki Berkin Elvan, Taksim’de elinde sapan ile, görüntülenmedi mi?

Bazı sokakların girişlerine kaldırım taşları yığılarak, giriş-çıkışlar engellenmedi mi?

Yalan mı söylüyoruz biz..

Hayal mi gördük biz..

“Ağaçların kesilmesini protesto ediyorlar”mış..

Peki ağaçların kesilmesi var mı yok mu, ayrı tartışma konusu da..

Ağaçların kesilmesini protesto etmek için, polis araçlarını kullanılmaz hale getirmeniz mi gerekiyordu?

Dolmabahçe Camii’ne ayakkabılarınız ile girip, içeriyi üç gün namaz kılınamaz hale getirmeniz mi gerekiyordu?

Gaspettiğiniz kepçe ile Başbakanlık ofisine yönelmeniz mi gerekiyordu?

Ağacı kurtarmak istediniz, bir anlığına kabul edelim.

Peki Dolmabahçe Camii içinde bıraktığınız pislikler ne idi?

Kamu binalarının indirdiğiniz camları, çerçeveleri ne idi?

Ateşe verdiğimiz kamu malları ne idi?

Gezi isyanına “sivil direniş” diyen herkese soruyorum..

Sizin aklınızdan zorunuz mu var?

Yoksa, milleti aptal mı sanıyorsunuz..

Ders kitabında, “Çok sayıda projeye, ülkenin birlik ve bütünlüğüne karşı yapıldığı” ifadesi yer alıyormuş.

Yalan mı?

Gezi isyancıları çıkıp söylesinler, “Çok sayıda projeye, Taksim Platformu diye gezicileri temsil ettiğini iddia eden isimler, karşı çıktıklarını ve bu projelerin iptal edildiğinin açıklanması halinde, eylemlere son verileceğini kamuoyuna duyurmadılar mı?”

Bu duyuru yapılırken, bugünlerde sık sık ismini duyduğumuz Can Atalay da, açıklamayı yapan şahsın hemen arkasında durmuyor muydu?

Gezi isyancıları, bugün İstanbul’un nefes almasını sağlayan Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün yapımının durdurulmasını istememiş miydi?

Hatta o tarihlerde FETÖ’cü hakimler, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün yapımı hakkında durdurma kararı verdiğinde, Birgün gazetesi, “Artık bu iki direk, anıt olarak kalacak” manşeti ile çıkmamış mıydı?

FETÖ’cü hakimlerin verdiği kararı, sosyalist Birgün gazetesi, manşetinden alkışlamamış mıydı?

Ders kitabındaki finansal durum-gezi isyanı ilişkisi de, soldan çarklı medya organlarını fena kızdırmış..

Oysa kızmalarına sebep yok..

Çıksınlar, “gezi isyanı tarihi ile başlayan, dolar değer artışı, faiz oranlarındaki yükseliş iddiaları doğru değildir. İşte gerçek rakamlar” desinler..

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;