Sesli Makale

Ve beklenen oldu...

Günlerden bu yana dünyanın diken üzerinde takip ettiği Ukrayna krizi, Rusya’nın Ukrayna’dan bir ısırık daha alması ile neticelendi.

Gürcistan topraklarının Rus yayılmacılığına teslim edilmesini uzaktan izlemek ile iktifa eden, lakin yüksek tondan da konuşmasını sürdüren Batı, 2014 yılında Kırım’ın Rusya tarafından ilhakını izlemek zorunda kalmıştı. Bugün geldiğimiz noktada Rusya’nın Ukrayna topraklarından bir ısırık daha almasını hep beraber yine izliyorlar...

II. Dünya Savaşı öncesi Sudetler bölgesini Hitler’e vererek bir yatıştırma siyaseti takip eden ve ülkesine döndükten sonra Avam Kamarasında yaptığı konuşmada ‘Bu yüzyılın barışını kurtardık’ diyen Neville Chamberlain yerine şimdilerde elle tutulur, gözle görülür, kulakla duyulur tek kelam etmeyen ABD Başkanı Biden var.

Batı açısından talihsizlik şudur ki Chamberlain’e ‘Size onursuzluk ile savaş arasında bir tercih sunuldu ve siz onursuzluğu seçtiniz. Şimdi savaşı kendi kapınızda yapmaya mecbur kalacaksınız’ diyecek bir Churchill henüz piyasada yok! 

Putin’in konuşması 

Putin’in Rus tarihine vurgular yaparak yaptığı konuşma, dünya kamuoyunda ve Türkiye’de büyük bir şaşkınlık içerisinde takip edildiyse de günler önce bu köşede kaleme aldığım ‘Putin’e ne önereceksiniz?’(*) ve ‘Çalıntı Toprak: Kırım’(**) yazılarımda Putin’in kafasındaki Ukrayna’yı açıklamıştım.

Putin’in Çarlık Rusya’sından hatırlatmalar ile süslediği konuşması ve Ukrayna topraklarından bir ısırık daha alması ile bir hakikat artık gün yüzündedir: ‘Rusya Çarlığı kuşkuya mahal olmaksızın geri dönmüştür.’

Bu vakitten sonra Sudet bölgesi ile yetinmeyen Hitler gibi, Putin de fırsat kollayarak ve zamanı geldiğinde eski Sovyet coğrafyasından ve hatta daha farklı coğrafyalardan ısırıklar almaya devam edecektir. Doğu Avrupa ve Baltık ülkeleri kuşkusuz bu baskıyı bundan sonra çok daha fazla hissedeceklerdir. 
Kafkasya, Karadeniz ve Türkistan coğrafyasına dikkat! 

Kazakistan’da meydana gelen olaylar sonrasında ‘Özbekistan bu olaylardan ders alması gerekir’ diyerek işaret fişeğini Putin adına bizzat ateşleyen Belarus’taki Putin’in valisi Lukaşenko’nun açıklamaları, Çarlık Rusya’sının bu coğrafyada önümüzdeki günlerde takip edeceği siyasete dair yeteri kadar ipucu sunmaktadır.

Rusya, Ukrayna ve Belarus Cumhuriyetlerinin Transkafkasya Sovyet Fedaratif Sosyalist Cumhuriyeti bileşenleri olan Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan ile birleşmesinden Sovyetler Birliği’nin oluştuğu hatırlanırsa, Kiev’deki seçilmiş hükûmeti devirerek, yerine Rusya’ya müzahir bir hükûmet ihdas etmek ve sonra da bunları Kafkasya ile federatif bir yapıda birleştirmek Çar Putin’in bir sonraki hedefi neden olmasın? 

Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti

Azerbaycan Türkü’nün kahraman evladı Mehmet Emin Resulzade önderliğinde 28 Mayıs 1918’de kurulan Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin istiklalini, Kafkas İslam Ordusu Komutanı Nuri Paşa’nın Bakü’yü 15 Eylül 1918’de Bakü Komünü adlı yapıdan kurtarmasına rağmen yaşatamamıştık.

O zaman Azerbaycan’ın Osmanlı Devleti’nden yardım talebi sonrası Anadolu evlatları ile Bakü’ye giren Kafkas İslam Ordusu, soykırımcı Stephan Şaumyan ve ekibine ağır bir yenilgi yaşatmış lakin bu huzur sadece 45 gün sürebilmiş, arkasından Mondros Mütarekesi ve Millî Mücadele başlayınca Azerbaycan da Kızıl Ordu’ya yenik düşmüştü. 
Şuşa Beyannamesi 

Azerbaycan ve Türkiye’nin parlamentolarında onaylanan Şuşa Beyannamesi, başta İran ve Rusya olmak üzere birçok fincancı katırını ürkütmeye yetti.

İlham Aliyev’in geçtiğimiz gün Moskova’ya yaptığı ziyaret, Azerbaycan’ın denge siyaseti gütmesi adına son derece önemli bir ziyaret idi.

Her ne kadar İlham Aliyev bu ziyaret sebebi ile eleştirilse de mezkûr ziyaret realist zaviyeden değerlendirildiğinde son derece anlaşılabilir bir ziyarettir.

Azerbaycan’ın bölgede yaşanan gelişmeler ortadayken, işgalden kurtardığı topraklarını tahkime yönelmesi ve ülkedeki rızaya dayalı devlet sistematiğini güçlendirmesi önünde bekleyen en önemli husustur. 

"Türkiye Boğazları kapatsın" şaklabanları devrede!