Sesli Makale

8 Şubat 2015

TMSF, Bank Asya’ya haksızlık mı yaptı?..
Hayır, ne münasebet!..
Banka yönetiminin değiştirilmesi kesinlikle siyasi bir karar değil. 
Hatta bankanın mali yapısını incelediğimizde, TMSF’nin Bank Asya yönetimine yönelik girişiminde geç bile kaldığını görüyoruz!..
Mesele gayet net;
Bank Asya’nın Haziran dönemi sonundaki 1,5 milyar liralık takipteki (batık) kredileri, üç ayda 2,1 milyar liraya yükseldi.
 Aynı şekilde, batık kredilerin tutarında son bir yıl içerisinde %161, bir önceki çeyreğe göre ise %83 oranlarında artış yaşandı.
Bankacılık sektöründe ortalama %2,9 olan takipteki kredi oranı, Bank Asya’da  %17,7 seviyesine ulaştı.
 Bitmedi, dahası da var… 
Bank Asya’nın 2014 - 3. çeyrek bilançosuna bakın;
 2,1 milyar lira olan batık kredilerine karşılık özkaynaklarının 2,2 milyar lira büyüklüğünde olduğunu göreceksiniz. 
Bu duruma daha fazla seyirci kalmanın gerekçesi olabilir miydi?

SEKTÖR AÇISINDAN GÖRÜNÜM

Meseleyi bankacılık sektörü açısından incelediğimizde, özkaynakların takipteki kredilerin 6-7 katı büyüklüğünde olduğunu görüyoruz. 
Örneğin, paralel yapının hedefindeki Halk Bankası’nın 3,6 milyar liralık takipteki kredisine karşılık özkaynaklar toplamının 15,6 milyar lira olduğu karşımıza çıkıyor. 
Aynı şekilde, Garanti Bankası’nın takipteki kredileri 3,3 milyar, özkaynakları ise 26 milyar lira.
Tüm bu rakamlar, Bank Asya yöneticilerinin halktan topladığı mevduatları ne gibi işlerde kullandığına dair iddialara kuvvet kazandırıyor.
Batık kredilerin kimlere ve hangi şirketlere aktarıldığı, karanlıkta mı kalsaydı?
Böyle bir şey söz konusu olabilir mi?..

Bank Asya Truva Atı mı?

Bilindiği üzere, Truva atı, Odysseus’un Truva surlarını aşmak ve şehre gizlice girmek için yaptırdığı tahtadan bir at maketidir. Maketi surların içerisine alan Truvalılar, beklemedikleri bir şekilde maket atın içerisinde çıkan askerler tarafından öldürülürler. 
Kamuoyunda Bank Asya’nın Truva Atı olarak kullanıldığı yönündeki kanaat gittikçe kuvvet kazanmakta.

Paralel yapının batma riski olan Bank Asya’yı Bankacılık Kanunu’nun 70′inci maddesi (kısıtlayıcı önlemler) kapsamından çıkarmak için başvurduğu mahkeme ara kararı, ekonomik suikast planına yönelik iddiaları kuvvetlendiriyor.

Ara kararı 26 Aralık’ta çıkartan mahkemenin, BDDK’ya Türkiye’de Bankacılık Kanunu’nun 68, 69 ve 70′inci maddelerinin uygulandığı banka olup olmadığını, varsa kaç banka olduğunu ve anılan maddelerin uygulanmama sebeplerini sorması dikkat çekici bir durum.
Mahkemenin ara karar kapsamında sektördeki bankaların takipteki kredilerinin ne kadar olduğunu, takibe dönüşüm oranı yüksek olan bankalarla ilgili önlem alınıp alınmadığını sorması, likidite durumlarına ilişkin “gizli” belgeleri istemesi de son derece ilginç. 
Bank Asya’nın kredilerinin nerelere gittiği, milyonlarca liralık batığını bilançoya aktarıp aktarmadığı gibi son derece önemli hususlara girmeyen mahkemenin önde gelen bankaları bu meseleye dâhil etmek istemesini neye yormak lâzım?

Bankanın “itibarının” korunması için neler yapıldığını sormasının sebebi ne olabilir?
Uzun lafın kısası, Bank Asya yönetiminin değiştirilmesi ile ortaya saçılanlar bilgiler, işin arkasında çok farklı amaçların olduğuna ilişkin iddiaları kuvvetlendiriyor.

Sevgili okuyucularım;

Ülke insanının hakkını, hukukunu korumak için gerçekleştirilen bir uygulama sonrasında, paralel yapı uzantılarının neler yaptıklarına lütfen bir bakınız; Türkiye’yi hangi noktalara sürüklemek istediklerini lütfen değerlendiriniz…
Bu sütundan uzun süredir bıkmadan usanmadan yaptığımız uyarıları lütfen hatırlayınız…
Bundan sonra daha da dikkatli olunuz…
Olan biteni akıl, vicdan süzgecinden geçirdikten sonra gerçekleri görerek, siyasi ve ekonomik istikrara sahip çıkınız.

yenişafak