15 Aralık 2014
Güne operasyonla uyandık.
“Fuat Avni yine bildi!” haberleri gördük.
Fuat Avni bildi!
Hayır bilemedi!
150’si gazeteci 400 kişi gözaltına alın-madı!
Lakin ustaca çekilen algı operasyonu nedeniyle, kamuoyu operasyonu medyaya yönelik zannetti.
Daha doğrusu zannettirildi.
Zaman Gazetesi’nin “Medyaya ve Demokrasiye Darbe” manşeti de bu algı operasyonunun bir parçasıydı.
Cemaatin sahip olduğu televizyonlar, operasyonu yine aynı ifadeyle duyurdular.
Medyaya ve demokrasiye darbe!
Oktay Ekşi de bu algı operasyonunun bir parçası olarak oradaydı.
Ahmet Hakan da!
Cemaatin televizyonuna telefonla bağlanan Ahmet Hakan, “Ahmet Şık ve Nedim Şener’i” hatırlatarak, “bugün de bir benzeri yaşanıyor” gibi şeyler söyledi.
Bugün yaşananın bir benzeri olmadığını bildiği halde!
CHP de paralel yapının arkasında durup, aynı algının pekişmesine katkı sağladı.
Şimdi gelelim asıl meseleye.
Kim bu Fuat Avni?
Sağır sultan da biliyor ki, bir tek kişi değil!
Paralel yapının, devletin en kılcallarında yer edinmiş elemanları!
Ne yaptı Fuat Avni?
Ekrem Dumanlı’yı korumak adına, yürütülen bir yargı soruşturmasını abartarak kamuoyuna duyurdu!
Böylece, çok mahrem bir soruşturmayı da tüm kamuoyu ondan öğrenmiş oldu.
Demek ki paralel yapının devletin kılcallarındaki elemanları hâlâ oldukları yerde sapasağlam duruyor!
Maalesef duruyor.
Karşı karşıya olduğumuz örgütün gücünü anlamak açısından bu bile tek başına ne kadar ürkütücü!
Anlıyoruz ki, devlet içine sızmış bu yapı temizle temizle bitmiyor.
Ve bir başka mesele.
Ortada yürütülmekte olan bir soruşturma var. Altını çizelim, bu soruşturma idari bir tasarruf değil, yargı soruşturması.
Dün “Yargıya saygı duymak gerekir!” diyenler, “Bekleyelim, görelim!” diyenler, “Suçunuz yoksa niçin korkuyorsunuz?” diyenler bugün bas bas bağırıyor.
Hatırlayın! Zaman Gazetesi Oda TV operasyonunu “Bu mu gazetecilik?” manşetiyle duyurmuştu.
“Gözaltıların gazetecilikle ilgisi yok, açıklanamayacak deliller var” manşetleri atıyordu.
İlhan Selçuk sabaha karşı 4’te gözaltına alındığında, “Bu bir terör operasyonu, bundan daha doğal ne var?” diyorlardı.
Dün öyle olmadı. Haklarında gözaltı kararı verilenler, emniyete davet edildi.
Bu davete uyanlar, emniyet girişinde habercilere açıklama bile yapabildi.
Buna rağmen Ekrem Dumanlı ne yaptı?
“Polis gelip beni alsın, buradayım” dedi.
Fethullah Gülen’in “Teslim olmayın!” çağrısına uydu.
Niçin peki? Şüphesiz, polisin kollarında sözüm ona “zorla” emniyete götürülürken ortaya çıkacak fotoğrafı kullanmak için.
Ve son bir not.
Sahi kimsin sen Ekrem?
Gerçekte nesin?
Akşam
YORUMLAR
2057 kez izlendi
2135 kez izlendi
1012 kez izlendi
1322 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.