Sesli Makale

11 Şubat 2015

BİR dostum, Bank Asya ile ilgili olumsuz haberler ilk gündeme geldiğinde, “Söyleme değil, eyleme bak” diye beni uyarmıştı. Yetkili ve etkili ağızlardan Bank Asya’nın kapatılmasını arzu eder tarzda laflar iyice yoğunlaştığında da, dostum, “Merak etme, bugünden yarına bankaya el konulacak değil” demişti bana.

İddiası şuydu: “Paralel yapı” da denilen grupla ilgili mücadelenin yeni bir safhasını teşkil ediyor Bank Asya. Mücadelenin amacı da, grubun gözü kara destekçilerinin sermayelerini kediye yüklemek; bunu da bankayla ilgili olumsuz haberler çıkararak sağlamak niyetindeler... Her olumsuz haberle birlikte şu oluyor: Bank Asya ile sadece ticari ilişkisi bulunan müşteriler mevduatlarını hızla çekiyor... Grupla gönül bağı olanlar da her şeylerini satıp aynı hızla onların bıraktığı boşluğu dolduruyor...

Her yeni olumsuz dalgada, iddia sahibi dostum, “Bu da son darbe değil” diyor. Ona göre, büyük kentler yanında Anadolu’nun ücra köşelerinde de “paralel yapı”ya paralarıyla destek çıkan en son kişinin şahsi servetinin bankaya yatırıldığından emin olunana kadar gelmeyecek büyük darbe...

“Bütün servetlerini yatıranlar bankaya el konulduktan sonra sadece devlet garantisi altında olan 100 bin lirayı geri alabilecek; zenginler bu yolla fakirleşecek” deyip duruyor o iddianın sahibi... Yöneticilerin yerine dışarıdan birilerinin atanması da “son darbe” değil ona göre...

“Dostum, dostum” diyorum, ama iddiacıyla ilişkimi askıya aldım; özellikle Bank Asya şubeleri önünde kuyruk oluşturarak elinde avucunda ne varsa hesap açtırmaya koşanları Samanyolu-Haber’de izledikten sonra, bu kadar “komplocu” bir yaklaşım midemi ağzıma getirdi çünkü...

“Ondan kötü bir senaryo daha var” dedi yukarıdaki “komplo teorisi”ni paylaştığım başka bir dost. Bank Asya’ya son yönetim değişikliği müdahalesiyle, “Paralel yapı” diye adlandırılan grubun içeride ve dışarıda ne kadar ekonomik ilişkileri varsa hepsinin röntgeni çıkarılmak arzulanıyormuş... “Yurtta ve dünyada ne kadar şirketleri ve yapılmış ne kadar ticari ilişki varsa...”

“Destek verin, para yatırın” diyenler yanlış yapmış oluyor bu senaryoya göre...

Nostaljim yüzünden ne diyeceğimi bilemiyorum. Şimdilerde ortalıkta dolaşan Bank Asya’nın açıldığı gün çekilmiş fotoğrafı görmüşsünüzdür; açılışta bulunduğu halde o fotoğrafta görünmeyen biri daha var: Ben... Siyasetçilerin kareye girebilmek için olağanüstü çabaladıklarını görünce, en öne davet edildiğim halde, arkalarda kalmayı tercih etmiştim.

Ertesi gün çıkan izlenim yazıma bakıyorum, çok önemli misafirlerin isimlerini saydıktan sonra, “Her biri değerli onlarca öğretim üyesi ve bürokrat ile yüzlerce işadamını tek tek saymaya kalkışmıyorum” diye not düşmüşüm. Herkes oradaymış. İran’ın Ankara Büyükelçisi Raşidi bile...

İyi ki, “komplo teorileri”ne inanmayacak kadar aklım başımda...

Habertürk